D: Neredeydin?
"Pek ilgilendirdiğini sanmam"
D: Woojin de olduğunu biliyorum zaten
"Sormana gerek yoktu o zmn"
D: Büyük tepki verdim demi
"Bunu fark etmen için geç değil mi?"
Sessizlik...
"Kendimi kirli hissetmem normal mi oruspu gibi hissediyorum"
D: Hayır saçmalama kendine hakaret etme
" Woojinle de yattım ben her ne kadar kafam iyi olsada o zmn yattım sonuçta."
D: Ama eskide kaldı.
"Bana onları söylerken eski gibi gelmedi ama"
D: Özür dilerim
"Üzgünüm ama bence abi kardeş kalmalıydık"
D: Biz hiçbir zaman abi kardeş ama
"İşte sorun bu ya niye olmadık öyle büyüdük biz ama öyle değildik"
D: Bilmem
"En acısı neydi biliyor musun?"
Gözlerimin içine baktı bütün dikkati ile
"Sen bir sürü kız ile konuşurken yada sevgili yaparken beni takmaman ve ben flört yapınca hemen engelletmen veya kavga etmemizi sağlaman"
Konuşmadı
"Seni unutmam için bir fırsat sunmadın bana yada ben onun abisiyim telefonunu kurcalayabilirim dedin sonra da biz abi kardeş değiliz diyorsun"
D: Kafa karış-
Yarıda kestim sözünü
"Bunun bir önemi yok artık ben bir karar verdim arkamda durucağını düşüyorum"
ruggero.1993.2006@gmail.com alabilirim."D: Para ihtiyacını-
" Hayır senden yardım istemiyorum para olayını hallettim."
D: Peki nereye gidiceksin?
"Bunu soruyor musun gerçekten? Çok bir dil bilgim yok en iyi bildiğim dil Korece sorman hata bunu"
D: Doğru ama işte İspanyolca ve İtalyanca dilinde bilince...
"Neyse ne bunu demek için gelmiştim. Ama bu kadar çabuk biteceğini düşünmemiştim."
D: Biraz daha dur.
"Duruyum biraz daha peki"
Mesajlara girip:
Nam Woojin
"İşim bitti senin işin bitince beni almaya gelebilirsin acele etmene gerek yok kahve falan içerim seni beklerken"
-Tamamdır-
Telefonu sehpaya bırakıp mutfağa doğru ilerledim. Su kaynatmak için tuşa bastım bir bardak çıkarttım. Çekmeceden de kahve çıkarttım kahveyi açıp bardağa döktüm. Su kaynayınca suyu bardağa döktüm. (Bunu niye anlattım ben kahve yapıyor işte)
Bardağı alıp salona döndüm. Koltuğa oturup televizyonu açtım kanalları gezmeye başladım. En sonunda güzel birşey bulunca kumandayı bırakıp izlemeye başladım.
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama kapı çaldı karşı koltuğa baktığımda Daniel uyumuştu kapıya doğru ilerleyip açtım Woojin gelmişti son kez Daniel'e bakıp evden çıktık arabaya bindik Woojin'in evinin önünde durunca araba arabadan inip anahtarın olmadığı için apartman girişinde Woojin'i bekledim. (Ya ben valizi aldımı hatırlamıyorum almadıysa almış olsun)
Gelip kapıyı açtı içeri girdik. Daireye çıktık eve girdim ve biletlere bakmaya başladım. O sırada Woojin mutfağa girmişti.
Ev acayip şekilde rameon koktu...Bir az daha bakınıp mutfağa gittim. Sofra hazırdı oturup yemeklerimizi yedik.
Yemekten sonra mutfağı toparlayıp televizyon izlemeye başladık bir süre sonra telefonuma bildirim düştü. Daniel mesaj atmıştı.
DANİEL OPPA
D: Niye bana haber vermedin çıkartken."Ne gerek var?"
D: Beni tersleme seni sikerim.
"Sen kendini çok bir şey sanmaya başladın kendine gel."
D: Tamam hadi eve gel sakin kafa ile konuşalım olurmu?
"Oraya tekrar gelmek istemiyorum"
Telefonu kapatıp cebime geri koydum bir dakika nereye gidecektim? Az biraz düşündüm ve sahile gitmeye karar verdim 5 kilo Antep fıstığı aldım çünkü ben zenginim ve sahile yürümeye başladım.
O sırada kafamda şarkısı çalıyordu. Bir banka oturdum. Sessizce kafamdaki şarkı ile son kez Busanımın güzel manzarasını seyretmeye başladım. 2-3 saat sonra ayaklanıp woojin'in evine geri döndüm. Eve girdiğim anda güzel çorba kokusu burnuma geldi. Hemen sofraya oturup yemeye başladım. Woojin de masaya oturup yemeye başladı.
"Biletimi aldım yarın gidicem"
WJ: Senin seçimin benlik sorun yok kendine iyi bakman yeter.
"Teşekkürler herşey için seninle arada haberleşiriz"
WJ: Teşekkürler
Tebessüm edip yemeğimi yemeye devam ettim.
(1gün sonra )
Zil birkaç kez daha çaldı otomatiğe basıp
" geliyorum "
Dedim her ne kadar eşya almıcak olsamda hazırlanıyordum yeni bir hayat için yeni bir ben yarattım dün yemekten sonra woojin ile alışverişe çıktım giderken giyinmek için birkaç şey kişisel bakım için birkaç şey aldım. Alışverişten sonra Woojin'e beni kuaföre bırakmasını söyledim ama beni yanlız bırakmayacağını ve beni bekleyeceğini söyledi birşey demedim istediğini yapsın kuaförde saçımı omuzlarımın biraz altında kestirdim önlere kat attırdım
(Kısalığı bu kadar)
Woojin kararımı değiştirmeye çalıştı benim kıydığım anılara o kıyamadı. Ben saçların her bir telinde bir anı olduğuna inanırım. Ben o anıları kesip atmak istedim. Her Neyse şimdi buradayım uçağa yetişmeye çalışıyorum. Ayakkabılarımı giyip hızlıca aşağı indim ve arabaya bindim. Woojin bana sonunda hazırlandın ve indin bakışları atıyordu. Dün seçmiştik beraber ama ben karar veremeyip tekrar bir sürü şey denedim ve en sonunda baştaki giyindiğimi giyip aşağı indim.
Yol boyunca konuşmak istemedim. Havaalanına geldiğimizde inmesine gerek olmadığını söylesende arabadan indi giriş kapısına kadar eşlik etti en sonunda vedalaştık. Ben Türkiye'nin Ankara şehrine doğru uzun bir seyahate çıktım artık yeni bir hayat yeni bir isim yeni insanlar ile yaşayacaktım. Annem Türkiye'de doğmuş büyümüştü Türkçem vardı yani.
Koltuğumu buldum ve oturup gözlerimi kapattım beni bekle Türkiye ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O Benim Sevdiğim
No FicciónBu kitaba bir şans vermeye ne dersin??? . . . Kang Daniel Kang Minmin Nam Woo-Jin . . . ~Devam ediyor...~ . . . . . . . Başlama tarihi:15 kasım 2020