20.bölüm

1.6K 64 0
                                    

Jason gözlerini açtığında hücre misali kapalı bir yerdeydi..Üzerinde sabah giydiği kıyafetler vardı.Fakat buruşuk ve çamurdular..Hafif doğrulup duvara yaslandı..Başının arkasından gelen ani bir acı suratını buruşturdu..Görüntüler netleşmeye başladığında ilk olarak neden burada olduğunu hatırlamaya çalıştı..Clary’i bir adamla arka bahçede görmüştü sonra kız birden bire bayıldı..Jason koşup saldırganların üzerine atlamıştı..ama saldırganın kim olduğunu gördüğünde yaşadığı bir anlık şok onun burada olma sebebiydi..Gücünü toplayıp bağlı olduğu zincirleri zorladı ama çok sıkıydı…Sonra ayak sesleri duymaya başladı..Birden kapı açıldı ve içeri giren ani ışık gözlerini acıttı.Görevli bir adam içeri gelip yemeği bıraktı..Tam çıkarken dönüp Jason’a baktı..

“Sıradan bir sivil için kötü bir son olacak dostum..”dedi ve tekrar kapıyı arkasından kapattı..Jason kendini zorlayıp bir şeyler düşünmeye çalıştı..Buradan kurtulmanın bir yolu olmalıydı..Mel..O ne yapıyordu şimdi..burada olduğunu biliyormuydu? Kahretsin!hiç bir şey görünmüyordu..Bir ışık..sonra Jason’un aklına yanından hiç ayırmadığı cep çakısı geldi..Kimsenin göremyeceği bir yerdeydi..Elleri birbirine kelepçeli olduğu için küçük çakıyı çıkartmak biraz zaman aldı ama sonunda başardı..Çakıyı ağzıyla tutup lazer düğmesini ısırdı..Sonra lazeri kelepçeye tuttu ısınına demir erimeye başladı aynı zamnda Jason’un bileğini yakıyordu..Jason’un canı çok yansa da demir tamamen eriyene kadar durmadı..Elleri tamamen serbest kalınca doğrulup ayaklarındaki demirlerden kurtuldu..sıra kapıdaydı fakat tam kapının kilidine uzanmışken bir ayak sesi daha duymaya başladı..Hemen kapıın kenarına geçip adamı bekledi..Kapı açılıp adam görünür görünmez Jason adamın üstüne çullandı..Önce çenesine bir yumruk sonra karnına bir tekme ..Jason adamın hiçbir şey yapmadan yerde kıvrandığını görünce yüzünü çevirdi..O sırada dövdüğü kişinin aslında Eddie olduğunu anladı..

“Senin burda ne işin var?”

“Seni kurtarmaya gelmiştim..”

“Neden baştan söylemedin?Ben seni görevlilerden biri sandım..”dedi Jason..Elini uzatıp Eddie’ye yardım etmek istedi ama Eddie yardımını kabul etmeden ayağa kalktı..Yüzünün bir tarafı şişmeye başlamıştı..

“Eğer çenemi kırmasaydın söyleyecektim..”dedi Eddie hala çenesini tutuyordu..

“Mel nerede?”diye sordu Jason..

“Bilmiyorum..Berabersinizdir sandık fakat Mel’in saatinden aldığımız sinyalle seninkisi bir değildi..Aynı binanın içindesiniz ama tamamen farklı yerlerde…Burası bir kale gibi..İçeriye giriş çıkışlar göz taramasıyla oluyor..Ama David Cramford ülkedeki tüm ajanları devreye sokunca içeriye girmek çocuk işi oldu..”

“Tamam hadi gidelim..”

“Hey!..Hey dostum benim görevim seni kurtarıp arka kapıdan bekleyen ambulansa bindirmek..Bay Cramford’un emri..”

“Neden bu kadar korkaksın Eddie..?”

“B-Ben korkak değilim..Sadece emirleri uyguluyorum..”

“Emirler umrumda değil…”dedi Jason koridoru hızla geçerken.. “Mel burada bir yerde ve ben onu almadan hiçbir yere gitmiyorum…Şimdi biraz erkek ol ve şu adamlardan silahlarını almama yardım et”dedi Jason..İleride bir grup adamı işaret ediyordu…Eddie onları görünce gözleri büyüdü..

“Ama Jas-“ demek üzereyken sözü Jason tarafından bölündü..

“Hey merhaba!”dedi Jason oradaki adamlara..Adamlar koşarak yanlarına gelirken Jason’un dudakları kıvrıldı ve gelen ilk yere serdi.. “Üzgünüm dostum kişisel bir şey değildi..”dedi..

*******

“Açın kapıyı!”Piç herifler..Mel saatlerdir kapıyı yumrukluyor  bağırıyordu ama hiç kimse önemsemiyordu..Ayıldığından beri bir yatak odasında kilitliydi..Üzerinde kırmızı bir elbise vardı..Mel bunu nasıl giydiğini buraya nasıl geldiğini hatırlamıyordu..Hatırladığı tek şey bayılmadan önce olanlardı..Mel hatırladıkça kendi zayıflığı için kendi kendine lanet okuyordu...Üzerinde elbiseden başka hiçbir şeyi yoktu..Oda da sadece özel ihtiyaçlarını giderebileceği bir takım şeyler vardı..Masa, sandalye, bir yatak,su vb..ama silah olarak kullanabileceği hiçbir şey yoktu..Sonunda pes edip yatağa oturdu..Jason..kim bilir ona ne  olmuştu?Ölmüşmüydü..Mel’in kalbine aniden bir sızı saplandı…Kendisinin suçuydu daha dikkatli olmalıydı..Operasyonu başarıyla sonlandıramamıştı..Clary kaçırılmıştı.. Mel düşünceleriyle boğuşurken kapının açıldığını ancak ses gelince farketti..Hemen doğrulup gelen kişiyi bekledi..

“Uyandın mı sevgilim?”diye sordu Trevor..Arkasından iki adam yemek tepsisiyle gelip masayı hazırlamaya koyuldular..Mel yemek tepsisinin yanındaki bıçağı görünce hemen atıldı ama Trevor’un lafıyla olduğu yerde kaldı..

“Hayır, hayır bunu yapmak istemezsin…”dedi ve elindeki kumandayla televizyonda bir görüntü açtı..Görüntüde Clary vardı..Bir sandalyeye bağlanmış, silahlı biri tarafından korunuyordu..Adam silahı tam Clary’e doğrultmuştu…Mel biraz dikkatle bakınca adamın kim olduğunu tanıdı..Clary’nin babası kızının başında silahla bekliyordu..Mel Trevor’a döndü..

“Kızı rahat bırak…”

“Tabi ki seni nasıl kırabilirim?Ama önce sen benim istediklerinmi yaparsan..”

“Ne istiyorsun?”

“Öncelikle saatlerdir açım..Yemek istiyorum..sonrasını beraber karar veririz vaktimiz bol nasıl olsa..Bundan sonra hep beraberiz..”dedi Trevor ve Mel’in oturması için bir sandalye çekti..Mel oturmayınca ekrana doğru bağırdı..

“Jefry sevgili Mel’e ne kadar ciddi olduğumuzu göster..”dedi.Adam silahını kaldırıp elini tetiğe uzattı..

“Tamam dur!.”dedi Mel..ve Trevor’un çektiği sandalyeye oturdu..Trevor’da karşısındaki sandalyeye geçip yemeğe başladı..Mel masada otururken bir gözü de ekrandaydı..Bir şeyler yapmalıydı ama eli kolu bağlıydı..

“Öğretmen olmak nerden aklına geldi?”diye sordu Trevor..

“Ne?Ne öğretmeni?”dedi Mel..sonra Tervor’un neden bahsettiğini anladı..Trevor Mel’in gerçek kimliğini bilmiyordu.. “Bilmiyorum...Lisedeyken karar verdim sanırım..Uzun zaman oldu..”dedi sonra..Trevor gülümsedi..Mel inandığını anlayınca rahatladı..Yemek bir süre daha devam etti..Trevor yavaş yavaş ve sindirerek yedikten sonra adamları çağırıp masayı toplamalarını emretti..Tam o sırada adamlardan birinin belindeki silah düştü..Mel hemen silahı yerden alıp kaldırdı ve Trevor’a doğru tuttu..Diğer bütün adamlar da silahını Mel’e doğrultmuştu….

“Adamlarına söyle silahlarını indirsinler..Ve şu adamada söyle”dedi başıyla ekranı işaret ederek “Clary’i serbest bıraksın..Hemen!Yoksa seni şimdi öldürürm..”

“Sakin ol sevgilim..Kendini yaralaycaksın..Bırak elindekini..”

“Sana yeterince ciddi gelmedim heralde..”dedi Mel..O sırada açık kapıdan birinin geldiğini gördü..Loş ışık olmasına rağmen gözlerinden kim olduğunu tanıdı..

“Mel..Bu kadar adamım sen daha tetiği çekemeden seni öldürür..Ama hiç birimiz bunun olmasını istemeyiz değil mi?”dedi Trevor..

“Evet istemeyiz..Yerinde olsam Mel’i dinlerdim..”dedi Jason..O sırada silahını tam Tervor’un kafasına dayamıştı..Arkadan gelen Eddie’de aynı şekilde diğerlerine silah tutuyordu..

“Sen!..Hala ölmedin mi?”dedi Trevor..Sesinden saf nefret akıyordu..

“Hayır..Sanırım daha sıram gelmedi..Ama seninkisi geçmek üzere..”

“Trevor Clary’nin başındaki adama söyle hemen indirsin silahını…”dedi Mel..Jason’u görmenin verdiği rahatlamayla kendini daha iyi hissediyordu..Ama o sırada birden bütün oda Trevor’un adamlarıyla dolunca sevinci yarıda kaldı..

“Üzgünüm genç kahraman şovun yarım kaldı..” dedi Trevor gülümseyerek..Mel’in o sırada bütün kanını donduran tek şey Jason’un kafasına dayanan silahtı….

Sis ve TutkuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin