"Daha ne kadar kaldı Zayn?" dedim sinirle. Gerçekten çok sıkılmıştım. 1-2 saat boyunca yoldaydık ve Zayn şarkı bile açmıyordu. Sorduğum soruya cevap alamamıştım. Louis geldi diye triplere girmişti.
"Az kalmıştır herhalde. Noldu yine mi sıkıldın?" dedi Louis beni insan yerine koyup soruma cevap vererek.
"Sıkılmayı bırakmamıştım ki." dedim oflayarak. "En azından şarkı açsaydık bari." dedim 100 milyonuncu kez.
Zayn bu sefer dediğimi yapıp radyoyu açtı. Kulaklarım Halsey'nin mükemmel sesiyle dolmaya başladı.
Got a boy back home in Michigan
And it tastes like Jack when I'm kissing him—Eve dönerken Michigan'da bir oğlan sahiptim
Ve ne zaman onu öpsem Jack gibiydi.So I told him that I never really liked his friends
Now he's gone and he's calling me a bitch again—Ona onun arkadaşlarını sevmediğimi söyledim
Şimdi o gitti ve bana yine sürtük diyor.Bir anda istemsizce gözüm Zayn'e gitmişti. "Bana yine sürtük diyor." diye hafif yüksek sesle mırıldandım. O da dediğimi kesinlikle duymuştu. Louis'e baktığımda şarkıyı bağırarak söylemeye başlamıştı. Ve bende şarkının en sevdiğim yerinde bağırarak ona eşlik ediyordum.
I believe, I believe, I believe, I believe
That we're meant to be—İnanıyorum, inanıyorum, inanıyorum, inanıyorum
Birlikte olmak kaderimizde var.But jealousy, jealousy, jealousy, jealousy
Get the best of me—Ama kıskançlık, kıskançlık, kıskançlık, kıskançlık
Bende ki en iyiyi aldı.Look, I don't mean to frustrate, but I
Always make the same mistakes, yeah I
Always make the same mistakes cause—Bak, seni yıldırmak istemiyorum,ama ben
Daima aynı hataları yapıyorum, evet ben
Daima aynı hataları yapıyorum, çünküLouis, bana gülerek eşlik etmeye devam ediyordu. Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar eğlendiğimi hatırlıyordum. Umarım Zayn bu anı mahvetmezdi.
I'm bad at love (ooh-ooh)
But you can't blame me for tryin
You know I'd be lyin' sayin—Aşkta kötüyüm
Ama denediğim için beni suçlayamazsın
Biliyorum yalan söylüyor olurdum.You were the one (ooh-ooh)
That could finally fix me—Senin tek olduğunu söyleyerek
Sonunda beni düzelteceğini düşünerekLookin' at my history
I'm bad at love—Tarihime bakarak
Aşkta kötüyüm"Tamam bu kadar yeter başım şişti." diyen Zayn'e sinirle baktım. Her anımı mahvetmek zorunda mıydı?
"Dostum sende mırıldanıyordun duydum." dedi Louis. Ah bu çocuk neden Zayn'in onu sevmediğini bildiği halde böyle yapıyordu?
"Kapa çeneni."
"Kulaklık falan var mı bari?" dedim bıkkınlıkla. "Yok." dedi Zayn beni daha çok sinir ederek.
Gözlerimi devirmeme engel olamamıştım. Zayn çok salaktı. Hem hatalıydı hemde aptalca bir tavır sergiliyordu. Kimse onun bu tavırlarını çekmek zorunda değildi.
"Zayn, benim çişim geldi." dedim. Aslında çişim falan yoktu. Sadece benzinliğe gidip kulaklık alacaktım.
"Yapacak bir şey yok. Hem zaten az kaldı. 20-25 dakika sonra orada olacağız." dedi.
"20-25 dakika tutabileceğimi sanmıyorum." dedim inatla. O kulaklığı alıp şarkılarımı dinleyecektim işte.
"Tamam Elena." dedi ve yaklaşık 4 dakika sonra bir benzinlikte durdu. Bende hızla arabadan çıktım. Hızlı adımlarla market gibi bir yere girdim. Cipsleri gördüğüm anda canımın ne kadar çok çektiğini farkettim. Gözüme kestirdiğim bütün çikolataları, içecekleri ve cipsleri elime sığdığı kadar aldım. Aklımda başka bir şey kalmasın diye iyice etrafa bakındım. Artık ellerimin daha fazla taşımayacağını hissedince hemen kasaya doğru yürüdüm.
"Hoşgeldiniz efendim." dedi kasiyer. "Hepsi sizin mi?" diye hayretle ekledi.
"Tabiki de benim. Burada benden başka birini görebiliyor musun?" dedim bende. Ona kalmıştı benim olup olmadığı.
"Kulak satıyor musunuz?" diye sordum. Asıl amacım kulaktı. Ama midemin isteklerine dayanamamıştım. Kafasını olumlu anlamda sallayan kariyerin gösterdiği kulaklıklara baktım. Hepsi çok çirkindi ama yolculuk için gerekliydi. Pembe olan bir tanesi seçip "Bunu da ekleyelim lütfen." dedim.
"Elena burada napıyorsun?" dedi Zayn. Gerizekalı neden Elena diye bağırıyordu ki? Bütün herkes adımı öğrenmişti.
"Kendime hediyeler alıyorum." dedim sevinçle. Gözlerini devirip aldığım şeylere baktı. Hepsini teker teker baktıktan sonra pembe kulaklığa bakıp tekrar gözlerini devirdi.
Kasiyerin verdiği poşetlere teker teker cipsleri ve içecekleri koymaya başladım. Neden bilmiyorum ama uzun zamandır ilk defa bu kadar mutlu hissediyordum. Sanki bugün her yer farklı bir renkteydi. Her yer sarı gibiydi. Pozitif bir gün gibiydi. Zayn buna hariç tabiki.
"Tamam sen geç arabaya ben şunları ödeyip geliyorum." dedi. Kafamı olumlu anlamda salladım ve arabaya doğru yürümeye başladım. Acaba ayıp mı oldu diye düşünemeden edemedim. Parasını keşke ona ödetmese miydim? Aman neyse param olunca söz ödeyeceğim.
Arabaya bindiğimde Louis kendince bir şeyler mırıldanıyordu. "Sonunda geldin, biraz daha geç gelseydin Zayn ağlardı herhalde." dedi ve gülmeye başladı.
"Kulaklık aldım." dedim. "Gel yanıma otur beraber film izleriz."
"Canıma susamadım herhalde El." dedi.
"Ya bu Zayn'den neden korkuyorsunuz hala anlamıyorum ama neyse." dedim hafif tebessümle.
"Elena gerçekten delisin kızım." dedi Zayn sinirle arka kapıyı açarken. "Bu kadar şey alınır mı? Nasıl yiyeceksin bunları?"
"Tek başıma yiyemem zaten hep beraber yeriz diye düşünmüştüm." dedim masumca. Poşetleri kafama atar gibi koyduktan sonra kapıyı kapattı ve kendi yerine geçti.
"Lou sence WandaVision izledin mi?" dedim.
"Onu izlemeyen mi var?" diyip güldü.
"Ya sonuna çok üzüldüm. Sende üzüldün mü?" dedim. "Cidden çok üzüldüm. Özellikle çocuklarına." dedi.
"Vision'ın yok olma sahnesine kalbimi bıraktım." dedim. Louis'de bana hak verircesine başını salladı.
"Elena kulaklığın çalışıyor mu?" dedi Zayn.
"Bilmiyorum ki?" dedim bende. "O zaman öğrenmek ister misin?" dedi.
"Bir susmadın sabahtan beri en azından müzik falan dinle."
Bu dediğine gözlerimi devirdim. "Sanane Zayn. Seninle konuşmuyorum ki?" dedim. "Sana gelme ben Louis ile giderim de demiştim. Yani istemiyorsan yapacak bir şeyim yok güzelim." dedim onu taklit ederek.
"Güzelim mi?" dedi Zayn. Lou ise gülmemek için kendini sıkmış, dışarıya bakıyordu.
"Evet güzelim. Hep sen mi diyeceksin güzelim?" dedim.
"Cidden çok garip birisin." dedi.
"Biliyorum güzelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby | Zaylena
Teen FictionWait, what I'm gonna do with this baby now? Bekle, şimdi bu bebekle ne yapacağım?