"Justin?"
"Elena?"
"Senin burada ne işin var?"
"Senin burada ne işin var?"
"Önce ben sordum."
"Hayır önce ben."
"Aynı anda konuşmayı keser misiniz?" dedi 'Baba'.
"Elena seni çok özledim." dedi Justin.
"Selena." dedi Baba.
"Hayır adım Elena." dedim bende.
Ne oluyordu böyle? Konuşmalarımız saçma olmaya başlamıştı. Justin'i burada görmeyi hiç beklemiyordum. Gerçekten bugün çok yorulmuştum ve iyi bir uykuya ihtiyacım vardı. Sahi Justin'in neden buraya gelmişti ki? Yoksa o da mı Baba'ya çalışıyordu? Bir anda birinin bana sarılmasıyla düşüncelerimden kurtulmaya çalıştım.
"Elena seni çok özledim. Özür dilerim gerçekten." diye ağlamaya başlayan Justin'i şaşkınlıkla dinliyordum.
"Justin napıyorsun? Çek ellerini üstümden." dedim sinirle.
"Hayır, çekmem. Bebeğim sende beni özlemedin mi?" diyerek saçımın kokusunu içine çekti.
"Justin, kendine gel lütfen." dedim. İnatla bana sarılmaya devam ediyordu ve bu beni rahatsız ediyordu.
Beni o kadar çok sıkmıştı ki kemiklerim kırılabilirdi. İstemeden de olsa parfümünün kokusu burnuma geldiğinde bir kaç tane anılarımız gözümün önüne gelmişti. Kısa bir an da olsa düşüncelerime engel olamamıştım.
Ama kendime gelmem gerektiğini farkettiğimde "Justin, sana çek ellerimi üstümden dedim." dedim. Justin, sesimin ciddiyetini duyunca hemen geri çekildi.
"B-ben özür dilerim." dedi kendine gelmeye çalışarak.
"Sorun değil." dedim ve Baba'ya baktım.
"Bir daha benim değer verdiğim insanlara zarar vermeyeceksin ve beni tehdit etmeyeceksin duydun mu!" diye sinirle bağırdım. O ise gözlerini devirip bana kapıyı işaret etti. Daha fazla sinir olmamak için odadan çıktım.
Louis bana şaşkınca bakıyordu. "Noldu?" dedim.
"Sen hala onu sevmediğine emin misin El?" dedi.
"Neden böyle bir şey söyledin ki?"
"Zayn." dedi. "Zayn, sizi sarılırken gördü ve sanırım gözleri dolduğu için gitti."
"Peki nereden gitti? Onu nasıl bulabilirim?" dedim sinirle. Bu çok saçmaydı. Louis'in böyle bir şey söylemesi beni daha çok sinir etmişti.
"Şu taraftan gitti. Ama o bu kadar sinirliyken yanına gitmemeni öneririm."
"Çok uzaklaşmamıştır umarım." dedim ve gösterdiği yere doğru gittim. Sağa doğru döndüğümde uzun bi koridor gördüm. Ve hızla koridorun sonuna doğru ilerledim.
"Zayn?"
"Zayn neredesin?"
"Zayn?"
"Zaynn!"
"Neden bağırıyorsun?"
"Ödümü kopardın." dedim. Bir anda onu arkamda görmeyi beklemiyordum.
"Bir şey mi oldu?" dedi umursamaz tavırla.
"Bak yanlış anladın."
"Neyi?"
"Az önce Justin'le sarılmamı."
"Ah Elena ya da Selena, hangisi bilmiyorum. Her neyse umrumda değilsin. Justin'le de sarılman beni ilgilendirmiyor."
"Ne saçmalıyorsun Zayn."
"Saçmalamıyorum."
"Yanlış anladın bak. Sadece sa-"
"Umrumda değil diyorum. Anlamadın mı?"
"Saçmalamaya devam mı edeceksin?"
"Ben sadece senin bir iki yıllığına kocan olacağım alt tarafı. Böyle şeyleri açıklamak zorunda değilsin. Kimi sevmek istiyorsan sev."
"Öyle mi?" dedim şaşkınlıkla.
"Öyle."
"Doğru, haklısın. Kusura bakma. Sanane benim hayatımdan. Sana niye açıklama yapıyorsam?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby | Zaylena
Teen FictionWait, what I'm gonna do with this baby now? Bekle, şimdi bu bebekle ne yapacağım?