Bir yaz konseri ve her şeyin değiştiği o gün...
"Hey güzellik uyan." Ah tanrım başım nasıl ağrıyor. "Hadi ama Mad kalk dedim saat öğlen 2." Ne! Saat 2 mi? Şaka yapıyor olmalı. Ani bir refleksle yataktan doğrulup komodinin üstündeki telefonumu aradım. "Zelda kapa şu pencereyi güneşten göremiyorum." Yarı görür bir şekilde telefonumu bulup saate baktım ve gerçekten öğlen olmuştu. Dün gece saatlerce ders çalışmanın ardından yorgun düştük ve sonuç bu. "Zelda alarm kurmadın mı sen?" Ah Zelda benim ev arkadaşım. Normalde kendisi erken kalkmaya bayılır ama bugün uyumayı seçmiş hem de konser günü. "Madison alarmı duymadım bile. Sanki sen kalkamaya çabaladın da bana söyleniyorsun." "Neyse ne işte Zelda bizimkiler aramadı mı? 3te buluşmak için anlaşmıştık." Zelda hala uyku etkisinde olduğu için dediklerimi çok da umursamıyordu bile. "Zelda sana dedim!" "Ha üzgünüm. Kimse aramadı. Nasıl olsa anlaşmıştık. Gelmeden hazırlanalım." İkimizde olduğumuz yerden kalkıp oradan oraya koşturmaya başladık. "Madison pantolonumu gördün mü?" Ah hadi ama. Benim kendimden haberim yok. "Bilmiyorum en son nerede çıkardın?" "Bir de hatırlayabilsem. Neyse başka giymeliyim. Ararsam akşama bile çıkamayız." Bu kız dağınıklıkta zirve. Hızlıca gidip elimi yüzümü yıkadım. Ardından dolaba gidip üstüme tişört ve şortumu aldım. Hızlı bir şekilde giyip tekrar banyoya koştum. Makyaj malzemelerini lavabonun içine döktüm ve lazım olanları hızlıca kullandım. Tam o sırada telefonum çaldı. "Zelda kim arıyor?" "Andrea arıyor, gel." Odaya gidip telefonu açtım. "Alo. Mad nasılsın, hazırlandınız mı?" "Ah evet. Neredeyse hazırız. Çocukları aldın mı?" "Evet. Fred ve Daron erkenden bana geldiler. Şimdi sizi almak için yola çıkıyoruz." Zelda'ya acele etmesi için işaret ettim. "Tamamdır. Sizi bekliyoruz." "Tamam, görüşürüz Mad." "Görüşürüz." Telefonu yatağa fırlatıp çantamı aldım ve içine birkaç eşyamı koydum o sırada Zelda da hazırlanmıştı. Telefonumu da alıp ayakkabılarımı giydim. "Madison beni bekle." Bu kız neden bu kadar uyuşuk? "Hadi Zelda bahçedeyim, gelirsin." "Tamam, 1 dakikaya geliyorum." Merdivenden inip bahçeye çıktım. Hava çok sıcaktı ve insanların bu konser hakkında konuştuklarını duydum. "Ah geldim Madison." "Sonunda." Yaklaşık 5 dakika sonra çocuklar geldi. Arabadan ilk Andrea indi ve yanıma gelip bana sarıldı. "Selam kızlar. Ne güzel olmuşsunuz." O sırada Fred ve Daron tartışarak geliyordu ve Daron beni görünce hızlıca koşup bana sıkıca sarıldı. "Kızım bu konser delice olacak." O kadar sıkı sarılıyordu ki kemiklerim kırılmak üzereydi. " Daron bırak beni. Kemiklerimi kıracaksın." "Ah üzgünüm ama bu konser için heyecandan öleceğim." "Biliyorum ben de." O sırada Fred bize el salladı ve arabaya davet etti. Arabayı Fred kullanıyordu. Andrea öne, Zelda, Daron ve ben arkaya bindik. Yol boyunca saçma sapan sohbetler edilmesine rağmen çok eğleniyordum. Yaklaşık 1 saatin ardından konser alanına geldik ve daha erken olmasına rağmen o kadar kalabalıktı ki. Fred söylenerek park yeri bulmaya çalışıyordu. O sırada Daron bir anda arabadan inip park yeri aramaya başladı. "Daron ne yapıyorsun sen?" Andrea gülüp cevap verdi. "Bari kapıyı kapasaydın." Andrea'nın dediği hepimizi güldürdü ama Daron sayesinde park yeri de bulmuştuk. Fred arabayı park etti ve hep birlikte aşağı indik. Andrea'nın bana baktığını fark edince istemsizce kafamı salladım. "Bir sorun mu var Andrea?" "Ha bir sorun yok sadece konser başlayana kadar ne yapmamı gerektiğini düşünüyordum." "Bana bakarak mı düşünüyorsun?" Andrea'nın utanması beni güldürmüştü. "Hadi ama şaka yapıyorum. Hadi gidip bir şeyler yiyelim, ne dersin?" "Peki, olur Zelda, Fred ve Daron aç mısınız?" Daron anında atladı. "Dostum şuanda koca bir eti tek başıma yiyebilirim." Fred de ona katıldı. "Harika fikir. Ete dair ne olursa yerim." "Ben diyetteyim çocuklar. Biliyorsunuz klasik Zelda diyetim." "Ben okeyim. Andrea bize bir fast-food lokantası bulur musun?" Andrea gülümsedi. "Elbette, bana biraz izin verin." Yaklaşık etrafta 10 dakika dolaştıktan sonra bir lokanta bulduk ve içeri girip yemeklerimizi sipariş ettik. Konser hakkında konuşup, üniversite hayallerimizden bahsettik. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştık bile. Saat 8 olmuştu. Nerdeyse konser başlamak üzere olduğu için alelacele çıktık. Hepimiz koşmaya başladık. O sırada Daron bağırıyordu. "Dostum bu hayatımın en güzel konseri olacak. Biraz acele edin." "Tamam, Daron biraz yavaş ol, geliyoruz." Çocuklara yetişemiyordum o sırada Andrea elimi tuttu ve bana gülümseyip koşmaya başladı. Bende gülümsedim ve ona eşlik ettim. Güvenliklere biletlerimizi gösterip içeri girdik. O sırada Fred ve Zelda ön tarafa geçtiler. Daron zaten yok olmuştu bile. Andrea ve ben de Zelda ve Fred'in gittikleri yüne gittik. Ön tarafta köşede bir yer bulduk ve o sırada Daron da yanımıza geldi. "Dostum bu çılgınca. Harika!" "Zelda, Zelda!" Zelda'nın ileride olduğunu görünce onlara işaret edip buraya çağırdım. Yaklaşık 10 dakika sonra konser başlamıştı. Deliler gibi eğleniyorduk. Zelda ve Fred beraber dans ediyorlardı. Daron ise yarı ayık yarı sarhoş kendi halinde eğleniyordu. Andrea ve bende beraber dans ediyorduk ve bu çok eğlenceliydi. Andrea kulağıma eğildi. " Eğleniyor musun?" Çok ses vardı ve ben ne dediğini tam anlayamıyordum. "Andrea ne dediğini anlamıyorum." "Eğleniyor musun diyorum." "Ah evet. Gerçekten geldiğim en iyi konser." "Buna sevindim." Tam konuştuğumuz sırada ön taraftan gelen çığlıklara odaklandık. Herkes oraya bakıyor ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Biranda müzik ve ses kesildi. Kameraman olayın olduğu yeri sahnedeki ekrana yansıtıyordu. Bir adamın Bir kadını ısırdığını ve deli gibi üstüne atladığını gördüm. "Aman tanrım ne oluyor?" Andrea hem bana hem de olaya bakmaya çalışıyordu. O sırada ayırmak için gelen güvenlik görevlisine de saldırdığını gördüm. "Aman tanrım! O kan mı?" Gözümüzün önünde bir insanın 2 kişiyi yediğine şahit oluyordum. "Andrea lanet olsun bu da ne?" Andrea aşırı şaşkın bir şekilde cevap verdi. "Bilmiyorum Madison ama buradan gitmeliyiz." İnsanlar çığlık atıp kaçmaya başlıyordu. Fred ve Zelda hızlıca bizi tuttu. "Kaçmalıyız. Hadi, hadisenize!" Aşırı şaşkın ve bir o kadar korkuyordum. Andrea elimden tuttu. " Madison gitmeliyiz, şimdi." "Durun! Daron nerede?" Deli gibi Daron'ı aramaya başlamıştım. Andrea tekrar kolumdan çekti ."Madison bu kalabalıkta bulamayız. Gitmeliyiz, bu olayın ne olduğunu bilmiyoruz ve burada kalıp Daron'ı arayamayız." Andrea'nın elini bıraktım ve ona öfkeyle bağırdım. "Sen kafayı mı yedin Andrea. O bizim dostumuz ve böyle bir durumda onu burada bırakıp gidemeyiz." Andrea'yı bırakıp koşmaya başladım. Daron'ı bulmak zorundaydım ve onu burada yalnız bırakmayacaktım. O sırada Andrea arkamdan gelip benimle Daron'ı aramaya başladı. "Seni ne olursa olsun yalnız bırakamam Madison. Tamam, Daron'ı bulalım. Sen ne istersen. Ama birlikte kalmalıyız." Zelda ve Fred de yanımıza geldi. "Dostum biz arabayı çalıştırıyoruz sizi bekleyeceğiz. Ama acele etseniz iyi olacak. Bu iş çığırından çıkıyor." Kafamı onaylayarak salladım. Daron'ı hiçbir yerde bulamıyorduk ve artık gözyaşlarımı tutamadım. "Lanet olsun! Nerede bu çocuk?" Konser alanının olduğu yerde içecek satan bir yer olduğunu hatırlayınca oraya koştum ama orada da yoktu. Andrea ya baktım ama o da çaresizce bana bakıyordu. Kollarımı sıkıca tuttu. "Madison, ben çok üzgünüm ama gitmeliyiz. Kendimizi tehlikeye atıyoruz. Gitmeliyiz, buna mecburuz." Andrea'yı istemeyerek de olsa onayladım. Artık gözyaşlarımı hiç tutamıyordum. Andrea tekrar elimden tuttu ve konser alanının çıkışına doğru yürüdük. "Bu da nedir?" Andrea'nın baktığı yöne baktım. Onlarca insan kanlar içinde yatıyordu. "Lanet olsun bu nasıl olur?" Artık koşmaya mecalim kalmasa da deli gibi arabayı arıyorduk. Daha sonra Fred'in sesini duydum. "Andrea, Madison hadi gidiyoruz." İkimizde arabaya doğru koştuk. O kadar hızlı arabaya bindik ki saniyeler içinde arabayı sürmeye başladı. "Daron nerede?" "Daron'ı bulamadık. Üzgünüm dostum, umarım iyidir." Zelda ağlamaya başladı. "Burada ne oluyor böyle? İnsanları gördünüz mü? Peki ya Daron, ona ne olacak?" Kendimi toplamaya çalışıyordum. Camdan dışarı baktım ve herkes kaçıyordu. Bir umut Daron'ı aradım. Ama artık çok geçti. Konser alanından çıkmıştık bile. Hepimiz o kadar korkuyorduk ki nereye gideceğimizden emin bile değildik. Tam sessizliğin Hâkim olduğu sırada Andrea bize baktı. "Nereye gidiyoruz?" Fred arabayı aniden sola döndürüp evimin olduğu bölgeye sürmeye başladı. "Madison'ın evi en yakın. Bu yüzden Madison'a gidiyoruz." Kafamı onaylayarak salladım. "Tamam, gidelim." O sırada telefonumu çantamdan çıkarıp Daron'a mesaj attım. "Daron her neredeysen seni çok merak ediyorum. Lütfen yaşıyor ol. Benim evime gidiyoruz. Oraya gel lütfen." Mesaj atıp ekrana uzunca bir süre baktım. Yaklaşık 1 saatin ardından evime gelmiştik. Fred arabayı durdurdu. Arabadan hızlı adımlarla indik. Çantamdan evin anahtarını çıkarmaya çalışıyordum ama bulamıyordum. Zelda elinde anahtarla geldi. "Anahtar bende, aç kapıyı." Anahtarı bana verdi. Ellerim titriyordu. Kapının anahtar deliğine sokamıyordum. Andrea anahtarı elimden aldı ve kapıyı hızlı bir şekilde açtı. Hepimiz içeri girdik. Zelda anahtarı Andrea'nın elinden alarak kapıyı kilitledi. Bende o sırada televizyonun kumandasını alıp televizyonu açtım. "Zelda, haberler hangi kanalda?" Zelda bu seferde kumandayı alıp haberleri açtı. "Son dakika! Manchester'da Peter Fox konserinde vahşice bir saldırı gerçekleşti. Akşam saatlerinde gelişen bu vahşette 11 kişinin yaralandığı açıklandı. Oluşan bu karmaşa için başkan canlı yayında açıklama yapacak." Herkes birbirine bakıyordu. Olanlara hala anlam veremiyorduk. Fred kumandayı alıp haberlerin sesini sonuna kadar açtı. O sırada başkan da canlı yayında açıklama yapmaya başladı. "Sevgili vatandaşlar, bugün öğle saatlerinde biyolojik virüsün inceleme için başka bir laboratuvara sevk edilmesi sırasında sevk eden araç kaza yapmıştır. Aracın kaza yaptığı saatlerde virüsün bulaşıcılığının önlenmesi için görevli personeller gönderilmiştir. Ancak görevliler olay yerine gitmeden önce olay anına tanık olan bir kişi virüsün dökülmüş olduğu yere temas etmiştir. El ile temasla bulaşmayan bu virüs, muhtemel bir ihtimal ile yüzle temastan şüphelenmekteyiz. Konakçı tarafından ısırılıp saldırıya uğrayan herkes bu virüsü taşımaktadır. Saldırıya uğrayan kişilerin henüz 5 kişisine ulaşılmıştır. Bulaşan kişilerin en yakın zamanda bulunacağına söz veriyoruz. Lütfen güvenliğiniz için evden çıkmayınız ve evinize kimseyi kabul etmeyiniz." Herkes şok içindeydi. Zelda tekrardan ağlamaya başlamıştı. "Daron'a ne olacak ya saldırıya uğradıysa?" Fred o sırada ileri geri yürüyordu. "Ne yani biz oradaydık ve bize de mi bulaştı?" Andrea öfkeli ve oldukça stresli bir şekilde Fred'i ittirdi. "Dostum sen salak mısın? Isırılan ve saldırıya uğrayan herkes dedi. Biz saldırıya uğramadık." Andrea'yı aynı zamanda sakinleştirmeye çalıştım. Ama bu sefer Fred de öfkelenmişti. Birbirlerini ittirip tartışıyorlardı. "Çocuklar durun lütfen!" Tam o sırada kapıya çok sert bir şekilde vuruluyordu. "Tanrım bu da kim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİYO-VİRÜS
Action5 kişilik arkadaş grubunun çılgınca eğlendiği bir yaz konseri. Ancak bu son konserleri...