Yaşadığım sert orgazmdan sonra kendimi yatağa bırakmış öylece uzanıyordum. İçeriden Harry'nin sesi geliyordu. Her kiminle telefonda konuşuyorsa hararetli bir konuşma olmalıydı.
Boşaldığıma cidden inanamıyordum... Tamam belki de inanıyordum. Sonuçta hormonlarım üst seviyedeydi ve onun gibi bir Yunan Tanrısı bana el işi yaparken dayanmam imkansızdı... Ama yine de onu hayal kırıklığına uğratmak istememiştim. Şimdi gitmemi isterse ne olacaktı? Sonuçta azıcık meniyi bile içimde tutamamıştım.
Hem rim istemişti değil mi? O da neydi ki? Bir tür yemek olabilir miydi? Annemin çok güzel jambalaya* yaptığını söylemiş miydim? Belki de ondan yardım isteyebilirdim. Ama ya bir spor dalıysa? Ah! İşte o konuda berbattım. Tamam futbolcuların o sıkı ve dar taytlarının içerisindeyken popolarının kıvrılışını görmek güzeldi. Ama onun haricinde bir bilgiye bile sahip değildim. Sadece güzel, beyaz ve dar taytları vardı aklımda.
Harry'nin hızlı ve fevri hareketleri beni de artık meraklandırdığında doğrulup yatağın ucuna geldim. Tam o sırada sesler kesilmişti. Birkaç saniye sonra elinde mavi gömleğimle buraya gelmişti. "Neler oluyor?" Neden bu kadar heyecanlandığını anlayamamıştım.
"Her şey." Suratıma doğru atılan gömleğimi yakalamaya çalışsam da tam gözüme çarpmasına engel olamamıştım. "Hadi kalk. Gitmelisin." İçerden getirdiği pantolonunu bacaklarına geçirirken dediğiyle daha fazla şaşırmıştım. Ne demek gitmeliydim? Sırf az önce boşaldığım için miydi? Tamam tahmin etmiştim ama gerçek olacağını düşünmediğim bir şeydi. Ama düzeltebilirdim.
Onun heyecanından ötürü yerdeki beyaz tshirtümü alıp düzeltemeye koyulmuştum. "Nereye?" Gidebilecek bir yerim yoktu ki. Hemen tshirtü üstüme geçirdim. "Evine." Uzaktan gelen bağırışı kulaklarıma dolmuştu.
"Eve gidemem. Ailem arkadaşımda kaldığımı sanıyor." Boxer'ımı giymeye çalışırken söyleniyordum. Bu saatte Daphne'lerin de evine gidemezdim. "Ailenle mi yaşıyorsun?" Kırdığım potla ona dönerken o pek oralı değildi. Ona lisede olduğumu söyleyemezdim. Büyük ihtimalle beni istemezdi.
"Hala okuyorum." Kısıkça kurduğum cümle beyaz gömleğini ilikleyen Harry'nin bakışlarını üzerime çekmişti. "Üniversitede yani." Toparlamaya çalışmamla gömleğimin düğmeleriyle ilgilenmeye devam etti. "Hangi sınıftasın?"
"İkinci. Bir ila ikinin arasın." Yaptığım saçma açıklama yanaklarımı kızartırken çorabımın tekini bulmuştum. "Kaç yaşındasın?"
Pekala Louis. İşte şimdi o okulda gördüğün cebir derslerinin hakkını vermenin sırasıydı. "21" Hemen verdiğim cevaptan sonra birkaç küçük basamağı inmişti. Tekrardan bana döndü. "Kaç yılında doğdun peki?" Olduğumuz 2000 yılından 21'i çıkarmak nitekim zor olmamıştı. Ancak yine de onun gözleri böyle üzerimdeyken matematik işlemleri oldukça zordu. Kısa bir düşünmenin ardından cevap verdim. "1979" İnanmasını beklediğim küçük yalanımdan sonra kafasını sağa yatırıp güldü. Bu içten değil alaylıydı. Tıpkı az öncekiler gibi. "Saçmalık. Söylemeden önce düşündün. Gerçekten kaç yaşındasın?"
Biraz bekledim. Lakin hala bana sorgular gözlerle baktığında gülümseyerek cevap vermeye çalıştım. "20." Yatağı çevreleyen ve burayı salondan ayıran bölmeli pencerelerden bir diğerine geçti. Yine bana inanmadı. Yutkunmaya çalıştım. "19." Dudaklarının kenarını kıvırarak bir diğer pencereye geçti. "18."
Bu sefer durup gözlerini devirdi. Beyaz gömleğinin kolundaki düğmeleri iliklerken konuştu. "Ne bu? Roket mi fırlatıyoruz?" Hafif sinirli çıkan sesiyle daha fazla bir yere kaçamayacağımı anlamıştım. Bu yüzden kafamı öne eğip sessizce fısıldadım. "17."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Queer as Larry
Fiksi Penggemarbottom!louis tops!harry Smut!alert [Yaş farkı bulunmaktadır.] Harry Styles Pittsburgh'un en iyi homo'su ve ünvanını Louis'ye devretmek için onu eğitiyor.