0.5

204 17 2
                                    

Atladığım bir detay vardı.

Önemli bir detay.

Ben eve nasıl geldiğimi hatırlamıyordum. 

Taeyong gelmişti. Benimle konuşmaya çalışmıştı, onu reddetmiştim ve bardan çıktığım an kaldırımın kenarına oturup başımı ellerimin arasına aldığımı hatırlıyordum. Ardından gözlerimin karardığını. Yere düşmem gerekirken birinin beni tuttuğunu da hatırlıyordum ve sonuç olarak evdeydim.

Tahmin etmek zor değildi ancak onun olduğunu düşünmek beni sinirlendiriyordu. Evimin anahtarı yalnızca onda vardı. Maria, dünkü açıklamasını yapmıştı zaten. Hala oradaydı. Beni eve getirmesinin imkanı yoktu.

Dudaklarımı ıslatarak düşünmeyi kestim ve kısa bir duşun ardından üzerime dar kotumla siyah sutyenimin üzerine siyah renkli örme hırkayı giyip önümü ilikledim. İçimi göstermiyordu. Kısa saçlarımı kurutup kendimi koltuğa attığımda ne yapacağımı bilemez bir halde oturup yeri izlemeye başladım. 

O gidiyordu. 

Her seferinde gidiyordu ve beni bu dört duvar arasında bırakıp gidiyordu.

Nedenlerini söylemiyordu, sonuçlarını düşünmüyordu.

Gidiyordu ve kafasına edince geri geliyordu.

Sonu olmayan bir tür döngüye girmiş gibiydik ikimiz de.

Telefonumu koltuğun kenarından elime aldığımda gelen mesajları gördüğümde sinir katsayım tekrar yükseldi.

dm

taeyong : jaehyun'a sinirlenme boşuna

taeyong : suçu yok ben sordum
iletildi(12.57)
görüldü(15.52)

taeyong : sara

taeyong : konuş benimle

sara: neden konuşayım seninle

sara: konuşmamız gereken bir şey mi var taeyong

taeyong: yok mu

sara: var mı

taeyong: yok mu

sara: yok

taeyong: olmalı

sara: masum ayaklarını oynama bana 

sara: her seferinde seni arkasında bırakan ben değilim

taeyong: konuşalım

taeyong: bu sefer açıklamama izin ver 

taeyong: 8'de seni alırım

sara: hayır

sara: bugün değil
g

örüldü(16.05)

blue | taeyong Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin