4.Bölüm ●ASAT●

1.2K 95 127
                                    

Asu Lina'dan...

Mutfaktan yeşil çayımı aldım ve bahçedeki salıncağıma oturdum. Hava hafif serin ve güneşliydi. Böyle serin ve güneşli havalar çok hoşuma gidiyordu. İçimi huzur kaplıyordu. Soğuk havayı soluduğumda başımda hiçbir dert ve olay yokmuş gibi mutlu oluyordum. Çayımdan bir yudum aldım ve gözlerimi kapattım. Kapattığımda gözlerimin önüne sadece o keskin yüz hatları, kahverengi gözler geliyordu. Onu sevdiğimi fark edeli çok uzun zaman olmuştu. Neredeyse ilk aşkım sayılırdı ve ilk aşkımla doğru düzgün yaşadığım hiçbir şey yoktu. İlk öpücüğümü alması dışında! İlk öpücüğümü Ateş aldığı için içimde hiçbir kuşku ve üzüntü yoktu. Sadece olabileceğimiz ihtimalini düşününce yaşadıklarımız, birbirimize yaptıklarımız yüzünden içim kötü oluyordu. İlk öpücüğümü alan kişi son öpücüğümün de ortağı olsun istiyordum. Artık aramız bir nebze de olsa düzeliyordu. Bizim için bir şans olabilirdi ama bu sadece benimle olacak bir şey değildi. Ateş'in bana karşı ilgisinin farkındaydım ama hiçbir adım da atmıyordu. İlişkilerde ilk adımı erkekler atar düşüncesine katılmıyordum. Benim istediğim sadece bana olan ilgisini belli etmesiydi. Belli ettiğinde bir cesaret bulup ben de ona karşı duygularımı açabilirdim. Ateş'in bir hareketini görmedikçe duygularımı açmak istemiyordum. Eminim ki o da benim ona karşı hislerimin farkındadır. Bu böyle kısır bir döngüydü, ne o bir şey yapıyordu ne ben. Çayımdan bir yudum daha aldığımda telefonuma gelen bildirim sesiyle irkildim. Ekranda gördüğüm 'Bok Beyinli' ismiyle heyecanlanmıştım.

Bok Beyinli
+Ne yapıyorsun?

-Bahçede oturuyorum sen?

Bok Beyinli
+Evdeyim oturuyorum.

-İyi ne güzel.

Deyip telefonu bırakmıştım. Heyecandan elim ayağım dolanmıştı. Söyleyecek bir şey bulamadığım için kesmek zorunda kalmıştım. Tekrar bildirim geldiğinde telefonu aldım.

Bok Beyinli
+Bugün seni alayım mı? Bir şeyler yaparız.

Bu mesajla kalp atışlarım daha da hızlanıyordu. Kızlarla planım vardı bu yüzden onu ekmek zorundaydım. Bu plandan kimsenin haberi olmasını istemiyorduk. Özellikle de Piçizler'in çünkü bizi rahat bırakmayacaklarını biliyorduk. Uyduracak bahane düşündüğüm sırada telefonum çalmıştı. Ateş arıyordu. Derin bir nefes alıp telefonu açtım. "Efendim Bok Beyinli?" Ona böyle seslenmek çok hoşuma gidiyordu. "Bok Beyinli mi? Sen hala unutmadın mı onu ya?" dedi gülerek. "Hayır, neden unutayım ki?" Bir süre ses gelmedi. "Ateş?" dedim orada olduğuna emin olmak adına. "Efendim?" sesini tekrardan duyduğumda neden aradığını sormadığım aklıma gelmişti. "Ee neden aradın?" dedim normal bir ses tonuyla. "Cevap vermeyince merak ettim. Ne diyorsun, benle gelecek misi?" Beni merak mı etmişti? Bu cevap gülmeme sebep olmuştu. Toparlanıp cevap verdim. "Hayır. Bugün annemlere gideceğim. Başka zaman artık." Aklıma gelen ilk şeyi söylemiştim. Umarım yalanımı ortaya çıkaracak bir şey yapmam. "O zaman seni ben bırakayım annenlere. Yalnız gitmemiş olursun." Bu çocuk ne zamandan beri bu kadar ısrarcı biriydi? Şaşırtıyorsun beni Ateş Kara. "Gerek yok ağabeyim gelip alacak. Ağabeyimle karşılaşmak istemezsin bence." dedim kinayeli bir ses tonuyla. Boğazını tazeliyor gibi yapıp "Aa neden karşılaşmayayım ki? Yanlış bir şey yaptık sanki." dedi. "Bakıyorum da yusuf yusuf oldunuz sanki biraz Ateş Bey?" dedim dalga geçercesine. "Öhöm öhöm! Neyse konumuza dönelim. O zaman başka bir zaman yaparız olur mu?" Benimle vakit geçirmek istemesine sevinmiştim. Sanırım birkaç dakika önce beklediğim hareket gelmişti. İçim içime sığmıyordu sanki. Heyecanımı belli etmeden "Bilmem, bakarız." dedim. Dudaklarım ısırmaktan moraracaktı. "Siz bilirsiniz Asu Hanım. Tekrar görüşmek üzere." dediğinde "Görüşürüz Ateş Bey." dedim ve telefonu kapattım.

PSİKOZLAR 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin