9.Bölüm ●OKYANUS●

947 55 77
                                    

UYARI!

Geçmeden lütfen okuyunuz.

Öncelikle şuradan başlamak istiyoruz; Psikozlar'ın 1. kitabını düzenlemiştik ve küçük değişiklikler yapmıştık. Bunu da size yani değerli okuyucularımıza söyledik.

Barlas karakterimizle ilgili bazı yorumlar gördük. Barlas'ın Asena'yı boğma ve tokat kısmını şiddet ağırlıklı olduğu için sildik. Lütfen bunları göz önünde bulundurarak Barlas karakterimize yorum yapın. Kötü ya da iyi istediğiniz yorum yapmak hakkınız ama lütfen yorum yaparken o kısımları hatırlamadan yapın. Yazarlar olarak bu tarz olayların kitap içerisinde olması bizi de rahatsız etti.

Anlayışınız ve okuduğunuz için teşekkürler. Bölümü keyifle okumanız dileğiyle...

Asena Eda'dan...

Okul merdivenlerinden hızla aşağı iniyordum. Çıkış saati gelmişti o yüzden çantamı alıp hızla sınıftan çıkmıştım. "Asena dur!" diye seslendi Barlas. Onu takmayarak daha hızlı yürüdüm. Bana yetişmesini istemiyordum, onunla konuşmak istemiyordum. Sadece aklımda biriken tonlarca soruya sakince cevap bulmaya çalışıyordum ve Barlas ile konuşarak o sorulara başka bir tane soru ekleyemezdim. Bahçeye çıktığımda hızla yürümeye devam ettim. Kolumdan tutulup çekilmesiyle yürümeyi bırakmıştım.

"Asena bir haftadır benden kaçıyorsun. Konuşalım artık." dediğinde "Neyi konuşacağız Barlas? Aslında asıl soru şu; Ne için konuşacağız?" dedim kaşlarımı çatıp. Barlas susup gözlerimin içine baktı. Ne için konuşacağımızı söylemiyordu, neden benle konuşmak istediğini söylemiyordu. Hep bir adım geride duruyordu. Bir türlü o adımı atmıyordu. Cesaret mi edemiyordu bilmiyordum ama istediğimi duyana kadar onunla konuşmayacaktım. Barlas "Asena." dediğinde cümlesini tamamlamasına izin vermedim. "Barlas daha sorduğum soruya bile cevap veremiyorsun, nasıl benimle konuşacaksın? Sana bir çok soru soracağım ve sen eminim ki hiç birisine cevap veremeyeceksin. Aklımdakilerle zaten mücadele veriyorum bir de seninle uğraşamam." dedim ve konuşmasına izin vermeden çıkış kapısına doğru yürüdüm.

Birkaç gündür gülmeyi unutmuş gibiydim. Kimse ile konuşmuyordum ve etrafa boş gözlerle bakıyordum. Yerden kendim kalkmıştım ve istediğim asıl Asena gelmişti. Asu'ya olanlar ve bize son olan olaylar aklımı başıma getirmişti. Benim aşka değil düşmanımıza kafayı takmam gerekiyordu. Araştırmayacağım, kendisi ortaya çıksın diyordum ama bizi tehdit ederek, öldürmeye çalışarak hareket ediyordu. Artık bizim de hareket etmemiz lazımdı. Aklıma iki gün önceki yangın gelince dişlerimi sinirle sıktım. Hastalığım yüzünden hiç bir şey yapamamıştım. Ne zaman kurtulacaktım bu lanet hastalıktan? Kızlar bir adım attıklarında bile korkuyla atıyorlardı. Alesya depresyon gibi bir şeyin içindeydi. Piçizler bir dakika bile bizim yanımızdan ayrılmıyorlardı.

Olduğum yerde durup, gökyüzüne baktım. Gözüme gelen güneş ışınlarıyla ellerimi güneşe doğru götürüp bana ışınlarının gelmesini engelledim. Kaşlarımı çatıp etrafa yayılan aydınlığa baktım ve sinirle yürümeye başladım. Gündüzlerden bir kez daha nefret ettiğime kanaat getirdim. Geceyi daha çok seviyordum.

Gece ve gündüz ilişkisi... Gece bize korkutucu ve tehlikeli gelir değil mi? Gündüz ise masum ve güvenilir gelir. Aslında yanlış şeyleri hissediyoruz. Gündüz bir katildir, bir suç ortağıdır. Bir katilin ya da bir hırsızın ne zaman gündüz suç işlediğini gördünüz? Gündüz onları koruyor. Gece olduğunda ise karanlık çöktüğünde bütün suçlular ortaya çıkıyor. Gece bütün suçluları ortaya çıkartıp bize kimin kötü olduğunu kimin masum olduğunu gösterir ve bizi korur. Gündüz bizi batırmaya çalışırken gece bizi o bataklıktan çıkartıyor ama biz bunun farkına varamıyoruz. Hep geceyi suçluyoruz, gündüz ise arkasına yaslanıp bizi gülerek izliyor. Yanlış kişiyi suçladığımızın farkına bile varamıyoruz. Yanlış kişileri yanımızda tuttuğumuz gibi, yanlış kişilere güvendiğimiz gibi, yanlış kişileri sevdiğimiz gibi... Artık gündüzün bitmesini istiyordum. Gecenin olmasını istiyordum. Kimin suçlu olduğunu görmek istiyordum. Gece her zaman yanımdaydı ve şuan da yanımda olmasını istiyordum. Bana yardım etmesini ve suçluları birlikte bulalım istiyordum. Çünkü artık yoruldum. Etrafımdaki kişilerin karakterini çözmekte zorlanıyordum. Bunun tek nedeni onlara güvenmem. Güven duygusu en aşağılık duygudur. İnsanın elini ayağını bağlar ve gözünü kapatır. Bizi güven yönetir ve hiç itiraz etmeden yönetmesine izin veririz.

PSİKOZLAR 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin