bölüm iki : aciliyet

349 39 89
                                    

Arabaya bindiklerinde Sunghoon, bu sefer Jaeyun'un uyarısına gerek kalmadan emniyet kemerini takmıştı. Böyle şeylere pek takılmıyordu önceden. Fakat Jaeyun bu konuda dikkatliydi ve Sunghoon'a da bunun bilincini kazandırmıştı.

Araba çalıştığında Jaeyun, cebinden telefonunu çıkardı ve ikisinin fotoğraflarını çekmeye başladı. Fotoğraflarını çekmeyi çok seviyordu. İkisinin arasındaki enerji güzeldi ve bu enerjiyi fotoğraflarla ölümsüzleştirdiğini düşünüyordu.

Jaeyun, yeni çektiği fotoğraflarla ilgilenirken yol bitmiş; çoktan markete varmışlardı.

Arabadan indikten sonra yine kollarını birbirlerine doladılar. Sunghoon beş dakika Jaeyun'a dokunmadan duramıyordu resmen! İki hafta boyunca biricik sevgilisi yokken, ondan uzakta nasıl yaşıyordu o? Şimdi de doyamıyordu işte ona...

Alışverişi de sarmaş dolaş yapıyorlardı. Jaeyun, çoğu malzemeyi Sunghoon'un yemek istediği yemeklere göre alıyordu. Sevgilisini zaten az görüyordu. O sürede de onunla, onun en sevdiği yemeklerden yapmak kendisine mutluluk veren bir aktiviteydi.

Jaeyun yemek ayırmazdı zaten. Her şeyi her türlü yerdi. Jaeyun'un aksine abur cuburu da çok severdi. Özellikle de tatlı patatesi...

Tatlı patatesi önceden pek fazla sevmezdi ancak en yakın arkadaşları Heeseung ve Niki adeta müptelasıydı. Onlar yüzünden o da sevmeye başlamıştı.

Aldıklarını Sunghoon'un kolundaki sepete koyuyordu. İki günlük akşam yemeğinin malzemeleri alındıktan sonra Sunghoon'un kolundan abur cubur reyonuna doğru çekiştirdi.

Sunghoon buna bir tepki vermemişti çünkü sevgilisinin abur cubura olan aşkını çok iyi biliyordu. Sadece reyonun önüne geldiklerinde bile yüzünden mutluluk akıyordu.

Yediği abur cuburlara rağmen beli ve bacakları incecikti. Formunu koruyabiliyordu çünkü düzenli spor yapıyordu.

Bir keresinde de Sunghoon ile gitmişlerdi. Sunghoon da üniversiteye başladığından beri düzenli spor yapıyordu. Bu yüzden spor hakkındaki bilgisi Jaeyun'un bilgilerinden daha fazlaydı.

O gün Jaeyun'u Sunghoon kontrol etmişti ve bu yüzden birkaç kişi onu spor hocası sanmıştı. Ayrıca kimse gözünü Sunghoon'dan alamıyordu. Aslında bu Jaeyun'un hoşuna gitmişti fakat iki kız kırıtarak Sunghoon'un yanına gelip numarasını istediğinde işler biraz değişti.

Jaeyun sinirden kıpkırmızı kesilmişti o sırada... İlişkilerinin ilk zamanıydı ve dışarıda ilişkilerini belli edip etmeme konusunda daha önce konuşmamışlardı. Bu nedenle kızın suratına sadece dik dik bakmayı planlıyordu ki Sunghoon onu kendisine çekip dudaklarına bir öpücük kondurmuştu.

Sonrasında yamuk ağız sırıtarak Sunghoon'a bakmıştı. Sunghoon ise anlık şok yaşayan kızlara, "Üzgünüm, hoca değilim. Sadece sevgilime yardım ediyorum." demiş ve onları göndermişti.

Bu anıları aklına geldikçe sırıtmasına engel olamıyordu. Ne tatlılardı ama!

Yarısından fazlası halihazırda dolu olan büyük sepeti 5 dakikadan kısa sürede ağzına kadar doldurmuştu.

"Bunlar fazla olmadı mı, Jaeyun?"

"Haftalık alışveriş bu! Anca yeter bana." neşeli sesiyle cevap vermişti.

Aynı neşeyle sordu, "Tatlı da ister misin yoksa meyve mi yeriz?"

"Fark etmez bana ama bir de tatlıyla uğraşmayalım," fazla insan yoktu fakat yine de etrafa göz gezdirdi ve ardından Jaeyun'un boynuna kokulu bir öpücük bıraktı. "Hem sen bana yetersin."

Yine Yeni Yeniden | JakeHoon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin