bölüm altı : seçim

51 17 25
                                    

surpriz nbr

.

Jaeyun, çalan zille oturduğu yerden kalktı ve kapıya yöneldi.

Kapının arkasında kimin olduğunu zaten biliyordu. Suratını görünce muhtemelen içi eriyecekti fakat ona olan öfkesini hatırlattı kendine. Çok büyük bir yalan söylenmişti Jaeyun'a. Ona olan sevgisini geri plana atmalı ve ona göre konuşmalıydı.

Kapıyı derin bir nefes aldıktan sonra açtı. Ezbere bildiği beden kapı açılır açılmaz Jaeyun'un boynuna atılmaya çalıştı. Jaeyun ellerini ikisinin arasına koydu ve Sunghoon'u ittirdi, "Buraya konuşmaya geldin. Bana olabildiğince az temas et lütfen."

Elleri havada kalan uzun boylu beden acı bir tebessümle kafasını onaylarcasına salladı.

Jaeyun; Sunghoon'un, ezbere bildiği koridordan geçmesi için elini o tarafa tuttu, "Salona."

Uzun boylu olan salona vardığında Jaeyun'un talimatını bekledi. O söylemeden bir şey yapmak gözünü korkutuyordu son olanlardan sonra. Ayrıca Jaeyun'un ona olan davranışları ilk tanışmalarında olan davranışlarından bile soğuktu.

Jaeyun, üçlü koltuğa oturduktan sonra "Otursana." dedi.

Sunghoon, olabildiğince yakınına oturmayı tercih etti. Ne kadar yakınında olursa o kadar iyi ikna edeceğini düşünüyordu.

Jaeyun'un ellerini tuttu. "Bebeğim." Hiçbir şey dememiş ve yere bakmaya devam etmişti. Sunghoon ekledi, "Sana çok büyük bir yalan söyledim. Biliyorum. Çok özür dilerim. Affetmezsen seni anlarım. Ama ben sensiz yapamam, Jaeyun. Sensiz nefes dahi alamam."

Alnını sevdiğinin boynuna koydu ve kollarını onun beline sardı.

Jaeyun ne geri çekiliyor ne de karşılık veriyordu. Öylece bekliyordu.

Titrek bir nefes aldı, Jaeyun. Ardından bir eliyle gözlerini sildiğini fark etti, Sunghoon.

Jaeyun'dan uzaklaştı ve onun suratını kendine çevirdi.

Bir eliyle yanağından tutarken sevgilisini, umuyordu ki hala sevgilisiydi, izledi. Onu yine ağlatmıştı.

Canından çok sevdiği insanı böyle görünce mahvoluyordu, Sunghoon.

Jaeyun gözyaşlarına rağmen yüzündeki mimikleri asla hareket ettirmiyordu. Tekrar derin bir nefes alıp kısık sesle konuştu, "Bilmiyorum." Yüzünde duran eli, elleri arasına aldı. Elleriyle oynarken devam etti, "Ne yapacağımı bilmiyorum. Senden nefret etmek istiyorum ama yapamıyorum."

Gözlerini; Sunghoon'un gözlerine dikti, "Bana söylediğin bu yalan yüzünden 'ben' kendimi iğrenç hissediyorum," Sunghoon'un boynuna tutundu ve yüzlerini yaklaştırdı. "Seni affetmek istiyorum ama kendime böyle bir saygısızlık yapamam, Sunghoon. "

Yüzünü Sunghoon'un boynuna gömdü. Ardından ağlamaya başladı. Aşık olduğu adamı görünce bütün öfkesi uçup gitmiş, yerini kırgınlık almıştı.

Sunghoon boynuna gelen gözyaşlarıyla daha kötü hissediyordu. Jaeyun'u kollarıyla sıkıca sardı.

"Çok özür dilerim, sevgilim. Çok özür dilerim. Seni çok seviyorum."

Sunghoon, koltuğun koluna yaslanıp Jaeyun'u göğsüne yatırdı. Sevgilisini kendisine sığınmış şekilde ağlarken görünce kendisi de dayanamamıştı. Bir süre birbirlerine sarılarak ağladılar.

Jaeyun ağladığı süre boyunca sarmalandığı kol ve saçlarını okşayan el sayesinde sakinleşmeye başlamıştı. Titrek nefesleri de normale döndüğünde yaslandığı bedenden ayrılıp tekrar oturur pozisyona geldi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 4 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yine Yeni Yeniden | JakeHoon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin