1.7

1.7K 175 197
                                    

"Sola gitsene Samu ya!"

"Solda adamlar var görmüyor musun aptal?"

Suna kucağımda sinirle debelenirken oyunu tekrar başlatıp debelenmesini engellemiştim. Yaşadığımız saçma olaydan sonra ikimizde bunu unutma kararı almıştık. Tabii bu Tsum için geçerli değildi resmen dalga geçmek için fırsat kolluyordu.

"Neden altıncı elde yine aynı hatayı yapıyosun?"

Sesinin sinirine bakılırsa bu oynayacağımız son eldi. Bir dahaki için yeterli sabrı yokmuş gibi kaşlarını çatmış elleriyle telefonu daha sıkı tutmuştu.
Oynamaktan sıkılmıştım ve Suna'nın eline kalsaydık sabaha kadar bunu oynardık.

"Yemek yemek istiyorum."

Suna elimdeki telefonu kenara bırakırken bende onu üzerimden kaldırmaya çalışıyordum.

"Bazen Atsumu'dan daha mızmız oluyorsun."

"O pislikteki bütün özellikler bende de var ne bekliyorsun?"

"Atsumu en azından altta olmayı kabul ediyor."

Üzerimden kalkıp yanıma uzandığında sinirle kaşlarımı çattım.
Yüzündeki sırıtma beni iyi hissettirmiyordu.

"O zaman neden gidip Atsumu'yla takılmıyorsun?"

Elini boynumda gezdirirken aniden kendine çekmesiyle ister istemez kaşlarım daha da çatılmıştı.
Yinede onu bozmayıp bana bir cevap vermesini beklemiştim.
Çenesini saçlarıma yerleştirdiğinde bana daha sıkı sarılmıştı.

"Çünkü, daha iyisine sahibim."

Tamam, sinirimi biraz almış olabilirdi.
Ama hemen yumuşayamazdım.

"Gerçekten mi?"

Kafamı kaldırıp aptal aptal gülen suratına baktığımda kafasını olumlu anlamda sallamış bir 'hım' sesiyle tekrar beni boynunun altına almıştı.
Açıkcası yumuşamıştım.

"Rin, aslında bende bu konu hakkında konuşmak istiyordum."

Sıcaklığına alışmışken söyleyeceğim şey için benden uzaklaşmış ve göz teması kurmamızı sağlamıştı.

"Şu altta olma olayını-"

"Dur dur,"

Aniden yataktan doğrulduğunda ne yapacağını görmek için bende kendimi zorlayarak doğrulmuştum.
Aptal kayıt tutuyordu.

"Devam et,"

Gözlerimi devirip arkama yasladım.

"Sen bir şerefsizsin bu bir gerçek ama yinede altta olduğumu kabul ediyorum. Oldu mu?"

Sırıtışı kayıda son vermesiyle genişlerken gülümsedim.
Sonuçta önemli olan birlikte olmamızdı, bazı acı veren fedakarlıklar yapabilmemiz gerekiyordu.
Ama bir dahaki sefere bunu kesinlikle yapmazdım.

"Şimdi artık bunu ciddi anlamda yapabilir miyiz?"

Hâla soruyor oluşu gülmeme sebep olurken Suna'nın çok değerli telefonunu kendi yatağına fırlatışını izledim. Bana döndüğünde yanaklarını ellerimin arasına alıp dudaklarımızı kısa süreliğine birleştirdiğimde her hangi bir şey yapmamıştı.

"Bu evet demek mi?"

"Hayır demek."

Sorduğu saçma soruya dalga geçerek cevap verdiğimde alınmış gibi görünmüyordu. Yüzünde alışık olmadığım bir bakış vardı ve açıkcası bu korkunçtu.
Gece boyunca bu sırıtma ve bu gözleri üzerimde olacaksa; kendim için endişelenmeye başlasaydım iyi olacaktı.

to my magical dick Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin