to my magical dick

1.2

Mesaj yazmaya müsait olsam bile yazmak için tenezzül etmediğim konuşmadan çıktığımda gülümsedim. Madem Suna yemini bozamıyordu, bende bozmasını sağlardım.
Olay basitti.
Bu küçük oyunda bana yardımcı olan ikizime karşılık küçük bir iyilik yapacağımı söz vermiştim. Konuşmalarımızdaki onca saçmalıktan sonra anında yardım isteğimi kabul etmesi garip gelmişti. Yinede bunun hakkında konuşmamıştım. Taktığı siyah peruğun arkasından bana tuhaf bakışlar atarken bende bütün olanlar çok doğalmış gibi davranmaya çalışıyordum. Atsumu hangi taraftan daha kârlı çıkarsa o tarafa gidiyordu. Bende bunun en çok farkında olan kişiydim. Malımı iyi tanıyordum.

Giydiği garip kıyafetlere karşı söyleyecek tek bulamamışken aniden elimden tutup lavaboya sürüklemeye başlamıştı.
Ve yağan yağmur yüzünden o kadar ıslanmıştım ki saçlarımı kurulamazsam hasta bile olabilirdim.

"Tanrım, hasta olacaksın! Salak mısın?"

Bana söylenirken giydiği şortu anlamlandırmaya çalışıyordum. Ne yani? Kendisinin bu havada şort giymesi normal ama benim birazcık ıslanmam normal değil miydi?
Tsumu'yu çözmek her zaman çok zordu.
Sessiz kalmıştım çünkü bu salakla tartışmaya başlarsam Suna mutlaka kim olduğunu anlardı.
Ve attığı mesajlara bakmamakta ısrarcıydım. Lavaboda bile telefonla uğraşan insanlar vardı ki muhtamelen Suna'nın şu saçma tarikatından falandı. Atsumu ile birlikte aynı kabine girdiğimizde ikimizin yüzünde de aynı sırıtma vardı.

Hepimiz biliyorduk ki oyunun illa iki kişilik olmasına gerek yoktu.