Chapter 5

769 47 4
                                    

Hemen içeri koştum ve salona doğru ilerledim. Salona girdiğimde Y/N yerde yatıyordu ve üzerinde Bellatrix vardı.

'Lanet olsun teyze! Ne istedin ondan? O masum bir kız, tek suçu anne-babasını seçememesi mi yani?' Böyle düşünmüştüm ama zihnimi kapatmayı unutmuştum.

Yanımdaki Ölüm Yiyen hızla bana döndüğünde anladım bu hatamı. Tam Bellatrix'e döndüğü sırada ne yapacağını çoktan anlamıştım.

Ağzını açmasına izin bile vermeden ona bir lanet attım. Avada Kedavra. Herkes bana döndü ve şaşkınlığını belli ederek fısıltıyla konuştular.

Teyzem yanıma geldi ve neden onu öldürdüğümü sordu. Önce afallasamda cevapladım.

"Zihninde seninle alakalı iğrenç şeyler vardı. Bakışından şüphelenmiştim." Hoş, Bellatrix inanır mıydı?

"Draco ciddi misin?" dedi ve o tiz kahkahasını patlattı. Tüm malikane Bellatrix'in sesi ile dolmuştu.

Teyzem gerçekten iğrenç bir insandı, insan değil iğrenç bir yaratıktı.

Sesleri duymuş olacaklar ki yanımıza annem ve babam geldi. Bana döndüler ve odama çıkmamı, bir saat sonra Lord'un geleceğini söylediler.

Şuan Y/N'yi teyzemden kurtardığım için mutluydum. Ama birazdan ona ne yapacaklarını duyduğumda mutluluğun yerini öfke ve öldürme arzusu almıştı.

Lord geldiğinde Y/N'yi alıp Hogwarts'a gidecektim. Ama gizlice çıkmalıydım. Y/N zindanlara götürülmüştü.

Ben ise odamda volta atıyor ve Y/N'yi nasıl kurtaracağını düşünüyordum. Yakınlarda büyü kullanamazdım.

Zindanlar zaten bodrum kattaydı. Ne bir pencere vardı ne bir kapı. Cisimlenmek? Olmaz çünkü Hogwarts'ın dışına cisimlenirsek hemen bulurlar.

Benim odamla zindanların arasında iki kat vardı. Rahatça zindanlara inerdim. Ama çıkamazdım. Hayalbozan büyüsünü denesem?

Hogwarts'a dönüp Harry'nin pelerinini çalsam? Çok uzun sürer. Aşağı inmek için odadan çıktım. Fenrir Greyback'le kapıda karşılaştım.

"Nereye Draco?"

"Zindanlara?"

"Neden?"

"Getirdiğiniz Bulanık'a işkence etmek için. Sinirimi çıkarmam gerek asası nerede?"

"Zindanlardaki kutuda."

"Sağol Fenrir, görüşürüz (!)."

"Görüşürüz."

Salak. Hiçbir şey anlamadı. Asasının yerini de bildiğime göre, bekle bizi Hogwarts. Sevdiğim kızla geliyorum.

Zindanlara indiğimde biraz ses çıkarmıştım. Y/N birinin geldiğini anlayınca başladı konuşmaya.

"Size Harry, Hermione ve Ron ile yaptığımız planları neden anlatayım? Aptala mı benziyorum?"

"..."

"Ne oldu? Neden susuyorsun? Hadi, hadi yine aşağılasana beni?"

"..."

"Biraz önce dediğini desene bana! Neyi bekliyorsun? Bana az önce hakaret eden iğrenç kişilik kayıp mı oldu?"

'Evet Y/N kayboldu çünkü bu o iğrenç kişilik değil! Bu seni en saf halinle seven kişilik!'

"Desene tekrar, 'Senin gibi Bulanık olanlar bu dünyayı hak etmiyor. Senin gibi aşağılıklar büyücü olamaz. Senin gibi çamurlu kan taşıyanlar bu dünyayı hak etmiyor. Senin gibi Muggle'lar bataklıkta yaşamalılar, hatta dünyadan bile yok olmalılar.' tekrar etsene Lestrange, ne bekliyorsun?"

Derken arkasını döndü. Beni görünce ise burukça gülümsedi. Ve konuştu.

"Demek sendin Efendi Safkan Malfoy. Teyzen nerede, işkence etmeyecek mi? Sen mi işkence edeceksin bu defa?" derken yüzünü sol koluna çevirmişti.

Asasını kutudan alıp yavaşça yaklaştım ve yanında çömeldim. Asasını uzattım ve konuştum.

"Sana hiçbir şey yapmam Byers, kaç buradan. Büyü kullanmamaya çalış aslında ikimizi de götürecektim ama benim burada kalıp onları oyalamam gerekiyor."

Konuştuktan sonra bakışlarımı az önce baktığı yere çevirdim. Teyzem yapmış olmalıydı.

Kolunda Bulanık yazıyordu.
Bulanık.
Kolunda yazıyordu.
Kan vardı.
Kolunu kazımış, yetmezmiş gibi Bulanık yazmıştı.

"Malfoy beni duymuyor musun!?"

"Bunu sana kim yaptı?"

"Kendini üstün sanan ama alçak teyzen."

"Byers biraz bağırır mısın? Çığlık at lütfen."

"Neden?"

"Çünkü buraya girebilmek için işkence edeceğimi söyledim. Yoksa buraya giremezdim."

"Bu iyiliğini neye borçluyuz Malfoy?"

'Seni sevmeme.'

"Sadece bir iyilik Byers, özel bir nedeni yok. Biraz bağır sonra da kaç buradan."

"Tamam. Teşekkür ederim Malfoy."

"Hı hı. Nereye gideceksin? Hogwarts'a mı yoksa Muggle dünyasına mı?"

"Sana güvenebilir miyim Malfoy?"

"Güvenebilirsin desem güvenir misin?"

"Aslında ölmeyi isterdim Malfoy. En azından artık huzurlu uyuyabilirdim. Kabussuz geceler, hakaretsiz günlerim olurdu değil mi? Ölüm. Herkes korkar ondan ama en huzurlu şeydir oysa ölüm. Korkunç bir huzurdur... Muggle dünyasına gitmem ailemi tehlikeye atamam. Onları o huzura kavuşturmak istemiyorum. Korkunç huzura.

"Sen ölmeyi isteyemezsin Byers. Eğer ölürsen, eğer ölürsen o çok değer verdiğin aileni çok üzersin. Sen insanları üzmeyi sevmezsin Byers."

'Aferin Malfoy biraz daha pot kırmak ister miydin?'

"Haklısın. Git. Ben de gideceğim. Hogwarts'ta görüşürüz.  İhtiyaç odasında olurum."

Zindanlardan çıkıp odama gittim Ben daha kapıya varamadan çığlık atmaya başlamıştı. Ya kaçamasaydı? Ben burada onun ölümünü mü izlerdim yoksa onunla ölür müydüm?

'Belki kurtarmayı denersin aptal!'

İç sesim bir susar mısın şurada hüzünlenmeye çalışıyorum. Eğer ölseydi ben de ölürdüm. Kendimi öldürürdüm.

• • •

Akşam sonunda bittiğinde hâlâ hayattaydım. Büyük başarı. Herkes Y/N'nin nereye kaybolduğunu konuşurken ben okula dönmem gerektiğini söyleyip Hogwarts'ın sınırlarına cisimlenmiştim.

Ortak Salon'a bile gitmeden İhtiyaç Odası'na koşmuştum.

işteeee yeni bölüüm bakalım ihtiyaç odasında neler olucak
gelecek bölümü bekleyin kdlspdld

Scorpius İçin Flashback °Draco and Y/N• ⚕Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin