Chapter 8

660 41 1
                                    

"Nihayet bitirdin Y/N açlıktan ölmek üzereyim."

"Abartma Draco sen fazla getirmişsin."

"İyi tamam, söyledin mi seninkilere?"

"I-ıh söylemedim."

"Yani hala düşman olduğumuzu düşünüyorlar. Neden söylemedin?"

"Çünkü karnım ağrıyordu ve çikolata yiyordum."

"Hasta mısın? Peki karnın hala ağrıyor mu? İyi misin?"

"Nefes al Draco Malfoy, iyiyim."

"Ee peki tamam ama ben acıktım."

"Ben de acıktım hadi yarışalım Büyük Salon'a kadar."

"Yorulursun olmaz. Hem dün karnın ağrıyormuş hasta falan olabilirsin."

"Ya bir şey olmaz bana hadi lütfen."

"Ooff peki tamam. Ama ben kazanırım haberin olsun. 3 deyince."

"1."

"2."

Y/N hemen gitmişti 2 deyince. Arkasından gülerek koşmaya başlamıştım. Onu Büyük Salon'un kapısının önünde yakalamıştım. Yanına gidince durdu.

"Berabere!"

"Evet, bu kadar hızlı koştuğunu bilmiyordum?"

"Ben de bilmiyordum. Sen de bayağı hızlı koşuyormuşsun."

"Evet ama koşmak daha çok acıktırdı. Yemeğe gidelim istersen."

"Çooook güzel olur çok açım."

Büyük Salon'a girdiğimizde ayrılıp kendi masalarımıza gitmiştik. Y/N altın üçlünün yanına gitmişti. Ben de masalarımız yan yana olduğu için onları duyabileceğim ama onların beni görmeyeceği bir yere oturdum.

Konuşmaya başlayan kişi Hermione'ydi.

"Y/N senin Draco ile ne işin var?"

Anlaşılan kapıdan görmüşlerdi.

"Size bir şey demem lazım ama kızmayın."

"Ne diyeceğine bağlı güzellik."

Ronald'ı her an boğazlayabilirim.

"Ee... Şey ben.. Draco ile-"

"Ne Draco ile?"

"Harry bir susarsanız söylemeyi düşünüyorum!"

Sessizlik.

"Ben de öyle düşünmüştüm. Biz Draco ile aramızdaki düşmanlığa son verdik, arkadaş olmaya karar verdik."

"Senin güven açısından sorunun yoksa biz de sana güveniyoruz. Değil mi çocuklar?"

"Evet, ama yine de dikkat etsen iyi olur Y/N."

"Tamam çocuklar, hem Draco bana çikolata getirdi. Hani siz işim var deyip kaçmıştınız ya. Hala tripliyim size."

Ne yani en yakın arkadaşlarına çikolata bile mi alamıyorlar? Neyse en azından artık rahatça konuşabilirdik. Yemeğimi bitirdikten sonra masadan kalkıp Y/N'ye doğru yürüdüm.

Hermione, Harry ve Ron şaşkın bir şekilde beni izliyordu. Y/N'nin yanına geldiğimde yanına oturmuştum. Şimdi sadece altın üçlünün değil, tüm okulun gözleri üstümüzdeydi.

"Draco ne yapıyorsun delirdin mi?" Kulağıma fısıldıyordu.

"Gayet iyiyim. Sen nasılsın?"

"Herkes bize bakıyor farkında mısın?"

"Evet, fark edilmeyecek gibi değil."

"Kalk Draco gidiyoruz."

"Nereye?"

"Kalk Draco!"

"İyi ya tamam ama ben doymadım."

Y/N eline bir tabak aldı ve içine neredeyse her şeyden koydu.

Sonra tabağı bana verip kolumdan tuttuğu gibi Büyük Salon'un dışına çıkardı.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun!? Gryffindor binasındakiler Slytherin'de olanları sevmez! Sana ya bir şey yapsalardı? Aklın nerde senin?"

"Vay be demek endişelendin ha?"

"Hayır, endişelenmedim şimdi ver şu tabağı bana. Açım."

Tabağı verdim ve yürümeye başladı ben de arkasından gittim. İhtiyaç Odası'na gelmiştik.

"Güzel seçim."

"Kapa çeneni Malfoy!"

"Kapatmazsam ne yaparsın Byers?"

"Görmek bile istemezsin."

"Ama istiyorum."

Cümlemi bitirdiğim saniyede büyüyle beni bağlayıp ağzımı kapatmıştı. Ne kadar çırpınsam da işe yaramıyordu. Y/N kahkaha atıyordu.

Mutlu olması beni mutlu etmişti ama bana gülmesi o kadar da iyi hissettiren bir şey değildi.

Karnımın guruldamasıyla göz göze geldik. Ve beni çözdü.

"Merlin! Hiç çözmeyeceksin sandım."

"Dua et karnın guruldadı yoksa manzara mükemmeldi."

• • • • • • • • • • • • •

Dersler bittikten sonra akşam yemeği için Büyük Salon'a gitmiştim.

Scorpius İçin Flashback °Draco and Y/N• ⚕Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin