4K 126 32
                                    

George Weasley

*hafif hüzünlü bölüm*

"Ben çıkıyorum sevgilim."

Cevap gelmeyince endişelenmiştin. Evinizin salonuna giderek eşine baktın.

Karşıya odaklanmış, bir şeyler düşünüyordu.

Yanına giderek önünde diz çöktün ve ellerini tuttun.

"İyi misin George?"

Dalgın gözleri sana bakarken tuhaflık olduğunu sezmiştin. Günlerdir durgundu ama bugün biraz daha tuhaftı.

"Ben iyiyim güzelim. Sende geç kalacaksın çıksan iyi olur."

Kafanı olumlu anlamda sallayıp yanağına bir öpücük kondurarak ayağa kalktın.

Çıkmadan önce son kez George'a baktın ve içindeki endişeyle kapıyı kapatarak bakanlığa doğru yola çıktın.

......

Anahtarını çantandan çıkararak kapıya götürdün ve günün yoğunluğuyla içeriye adımını attın.

Tek istediğin ılık bir duş aldıktan sonra uyumaktı.

"Ben geldim!" Neşeyle çıkan sesin evdeki sessizliğe karışmıştı.

Paltonu çıkararak astıktan sonra çantanı eline aldın ve odaları dolaşmaya başladın.

"Bebeğim?"

Salondan ses gelmeyince yönünü mutfağa doğru çevirdin.

"George ,burada mısın?"

Mutfakta da kimse olmadığını gördüğünde içinde bir korku uyanmıştı.

"George korkutma sevgilim lütfen."
Titreyen sesine lanet ederken içindeki korku büyüyordu.

Korkunun sebebi George'un kendine bir şey yapmış olmasıydı.

Kardeşinin ölümü sonrasında çok yıpranmıştı.

Ona hep destek çıkmıştın her anında yanında olmuştun. Ancak son günlerdeki sessizliği seni korkutuyordu.

Adımlarını hızlandırarak odanıza doğru ilerlemeye başladın.

Işık hızıyla kapıyı açmıştın.

Ancak gördüğün şeyle elindeki çantan yere düşmüştü.

"George," Kendinin bile zor duyduğu sesinle fısıldamıştın.

Aynanın karşısında, eşofmanlarıyla ve siyah ıslak saçlarıyla öylece duruyordu.

Kızıl saçlarından eser yoktu. Tamamen siyahtı.

Adımların yavaşça ona doğru yaklaşırken kızarmış gözleri sana doğru dönmüştü.

"Y/N," Dolu gözleriyle sana gülümsemeye çalışan sevgilinle gözlerin dolmuştu.

Yanına vardığında, ellerini ıslak, siyah saçlarına attın.

"Sen, yani neden?"

"Yapamıyordum Y/N, her aynaya baktığımda onu görüyorum. Kardeşimi çok özledim."

Artık ağlamaya başlamasıyla sen de göz yaşlarını tutamamıştın.

Kollarını boynuna dolayarak George'a sıkıca sarıldın.

Birbirlerinizin omuzunda ağlarken titreyen sesiyle konuştu George.

"Fred'i çok özledim."

Daha çok ağlarken yapabildiğin kadar sıkı sarılmaya çalışıyordun.

"Çok üzgünüm George."

Ağlaması şiddetlenirken kalbinin acıdığını hissettin.

Bir süre daha öyle kaldıktan sonra George sakinleşmişti.

Kafasını boynundan kaldırdın ve ellerinle sevgilinin göz yaşlarını silerek konuşmaya başladın.

"Bu haftasonu yanına gidelim mi?"

Buruk bir gülümsemeyle sana baktı.

"Ona şaka dükkanından birkaç şey de götürelim mi?"

"Tabi ki götürürüz sevgilim."

O an anlamıştın. Sevdiklerimiz bizim her şeyimizdi.

Ve onların acıları içimizden asla geçmeyecek olan koca bir yaraydı.

......................

AĞLAMAKTAN KLAVYEYI GOREMEDIM KAOS

Fred'in ölümünü asla kaldıramıyorum....

Böyle bir fan teorisi okuduğunu hatırlıyorum bende hikayeye eklemek istedim umarım hoşunuza gitmiştir

Okuduğunuz için teşekkür ederim♡

Harry Potter • ImagineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin