Ali , eve gelip kendini koltuğa attı zihnini tamamen boşaltmıştı. Doruk bu sefer Alinin savunmasız olduğunu gördü ve ona yaklaşmaya başlar. Ama bunu Demir görünce o da gizlice Doruğun arkasına geçti ve Doruk Ali'ye dokunmadan Demir Doruğu korkutu.
Demir: Kardeşim!
Doruk: Allah ne oluyor ya! Ya bi korkutamadım şu Ali'yi Allah belanı versin Demir.
Demir: Sağol Dorukçum
Ali, Doruk ve Demire siz salaksınız bakışı atar.
Ali: Doruk!
Doruk: Cefam!
Ali: Yemek hazırladın mı?
Doruk: Bak şimdi kara şimşek şöyle oldu ben dedim ki kara şimşeğim makarna sever ama sonra bir baktım makarna yanmış.
Demir: Abi şimdi sen yemeği yaktın mı? beceriksizsin Doruk şimdi biz ne yiyeceğiz.
Doruk: O iş bende size çok güzel bir yemek sipariş edeceğim.
Ali: İyi bana döner söyle.
Doruk: Kara şimşeğe hemen bir turşusuz döner
Demir: Bana da şey söyl-
Doruk: Yok ya sana söyler miyim zengin bebe git kendine söyle. Kara şimşeğim geçen bana yemek ısmarlamıştı bu onun karşılığı.
Demir: İyi be ben kendime söylerim.
Demir: Şşt Ali yarın senin izin günün dimi.
Ali kafasını salladı.
Doruk: Ne yapacaksın kara şimşek.
Ali: Yarın ablamında izin günü Adil hocamla ablamla gezeceğiz.
Doruk: Oh ne güzel biz çalışalım Ali Cefa sefa sürsün.
Ali: Diğer günde senin izin günü Doruk.
Doruk: Doğru lan sağol kara şimşek unutmuşum.
Demir: Abi bizim basketbol maçı vardı. O ne zaman.
Doruk: Yarın yapacağız. Dur lan biz 3 kişiyiz nasıl bölüşeceğiz.
Ali: Siz ikiniz olucaksınız bende bir arkadaşımı çağıracağım.
Doruk: Cefam? hangi arkadaşmış o yoksa sen beni aldatıyor musun?
Ali: Saçmalama Doruk Samsunda tanışmıştık abim gibidir.
Demir: Aha Ferman hoca çıldıracak.
Ali omuzlarını silkti. Yemeklerini yedikten sonra herkes odasına gidip yattı.
[ SABAH ]
Ali bu sabah baya erken kalkmıştı. Ali üstüne sarı bir sweatshirt altına da siyah bir eşofman giydi. Mutfağa gidip büyük bir bardak su aldı Dorukla ödeşmeleri gerekiyordu yavaş adımlarla Doruğun odasına girdi. Ve hızlıca suyu doruğun kafasına boşalttı. Doruk birden yataktan fırladı.
Doruk: Ne oluyor lan!
Ali: Günaydın Dorukçum! Dedim ki en sevdiğim arkadaşımın yüzünü yıkıyım deyip koşarak odadan çıktı.
Doruk: Ali Cefa! gel buraya.
Ali koşarken bağırmaya başladı,
Ali: ödeştik işte Doruk !
Doruk bir süre sonra yorulduğu için kendini koltuğa attı.
Doruk: kara şimşek yoruldum ben lan! tamam bırak koşmayı.
Ali kendini Doruğun yanına attı. Biraz dinlendikten sonra Ali Doruğu dürtmeye başladı.
Ali: Hadi kalk hazırlan sonra da demiri kaldır menemen yapacağım.
Doruk: Vallah mı? kara şimşek süpersin vallah şurada kuru ekmek kemirmekten bıkmıştım.
Ali: Hadi doruk git yoksa hepsini Demirle yerim ve sana vermem.
Doruk: Kalktım kara şimşeğim benim.
Ali kalkıp mutfağa gitti. Menemeni hazırlayıp masayı kurdu.
Demir: Oo Ali vefa bey döktürmüşsünüz.
Doruk: Vefam benim ya.
Ali: hadi oturun yemin ederim başım ağrıdı.
Yemekleri yedikten sonra Ali kalktı.
Ali: Siz ikiniz masayı topluyorsunuz. Bende koşuya gidiyorum ben yokken kavga etmek yok.
Demir: Ali abi yapma be çocuk muyuz biz.
Ali: Sus Demir çocuklar sizden daha uslu.
Doruk: Buda bizi iyice canavar belledi.
Ali kulaklıklarını alıp dışarı çıktı ve koşmaya başladı. Ali bir saat kadar koştuktan sonra eve geldi Demir ve Doruk gitmişti. Ali üzerini değiştirmek için odasına gitti Siyah pantolon gri beyaz tişört ve siyah kot ceket giydi.
Bisikletine binip Adil Hocanın evine sürmeye başladı. Bisikletini kilitleyip kapıyı çaldı. Kapıyı çaldı.
Ferda: Oo Ali erkencisin günaydın.
Ali: Günaydın Ferda ho- Abla!
Ferda, Aliye gülümsedi.
Ferda: Hadi gel içeri.
Ali kafasını sallayıp içeri geçti. Adil Hoca koltukta oturup gazete okuyordu. Aliyi görünce gazeteyi yanına bırakıp ayağa kalktı ve Aliye sarıldı Alide ona sarıldı.
Adil: Hoşgeldin çocuk, kahvaltı ettin mi?
Ali kafasını salladı.
Ferda: Hadi gelin o zaman balkonda oturalım.
Ali: O zaman siz balkona geçin bende bize kahve yapıyım.
ikiside kafasını salladı onlar balkona geçtikten sonra Ali kahveleri yapıp oturdu.
Ali: Adil Hocam basketbol maçı bu akşam.
Adil: Oh be çocuk sonunda.
Ferda: Kim kim oynayacaksınız.
Ali: Demir ile Doruk benimle de Ekin.
Ferda: Ekin?
Adil: Alinin samsundan arkadaşı abisi gibiydi. O ne zaman istanbula gelmiş?,
Ali: 1 hafta önce.
Ferda: Tanışalım bakalım Ekinle.
Adil: Çocuklar düşündüm ki bugün sahile yürüyüşe gidelim artık yürüyebiliyorum doya doya yürümek istiyorum.
Ali: Olur Adil Hocam.
Ferda: Tamam ben hazırım sende hazırlan çıkarız.
Adil kalktıktan sonra Ferda Alinin karşısına oturdu.
Ferda: Ali.
Ali: Efendim abla.
Ferda: Babama ne zaman baba demeyi düşünüyorsun.
Ali bu ani soru karşısında şaşırmıştı cevap vermedi.
Ferda: Ali Babamı baban gibi görüyorsun sencede ona baba demenin zamanı gelmedi mi
Ali kafasını salladı.
Adil: Çocuklar ben hazırım hadi gelin. Ferda ile Ali ayağa kalktı.
Ferda: Ali benim arabamla gidelim sen başka zaman gelip bisikletini alırsın.
Ali: tamam
Adil: Ah be çocuk yine bisikletle mi geldin kaç kere dedim istanbul trafiğinde kullanma diye.
Ferda: Baba ali çocuk değil biliyorsun zaten o çok dikkatli.
Adil kafasını salladı.
Sonra ailece sahile gidip vakit geçirdiler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I changed but of my own accord ✨ (Askıda)
FanfictionKitaba bir süreliğibe ara cerilmiştir sonra devam edilecektir...