Bu benim... ilk öpücüğümdü...

586 31 11
                                    

Y.N: Arkadaşlar son zamanlardaki ilginiz için çooook teşekkürler *-* özellikle bu bölümden sonra yapacağınız yorumlara göre bölüm yazmaya karar verdim *-* Bol bol vote ve yorum istiyorum *-* 2 saniyenizi almaz *-*

Hızlıca gözlerimi kırpıştırarak üzerimdeki kasvetli havanın ve gözümdeki yaşların benden uzaklaşmasını sağladım.

“T-teşekkürler efendim.” Saygıyla önünde eğildim. Omzumdaki sıcacık el beni dik konuma getirdi.

“Artık sende bizim ailedensin. Eğilmene gerek yok.” En sıcak gülümsemesiyle Bay Cho konuşmuştu. Diyecek kelime bulamıyordum ki Kyu söze girdi.

“O zaman aile kucaklaşması?” sadece bana bakarak kollarını açmıştı. Gözlerimi devirdim ve arabaya doğru ilerledim. Bu seferde babam yanıma gelmişti.

“Hye Mi-ah benim arabam bozuldu biliyorsun.” 1 dakika ne???

“Nasıl?” dedim en şaşkın ifademi kullanarak.

“İşte bir şeyler olmuş. Park alanında bir sorun çıkmış benim arabaya çarpmışlar. Hemen otel yetkilileri bakıma verdiler arabayı.”

“Nasıl sığacağız ?” dedim aynı merakla.

“Biz Hye Mi ile önde otururuz!” diye bağırdı arkadan bir ses. Ve hızlıca onu söyleyen kişinin elleri arkamdan belime dolandı. Kyuhyun… Ahh tabi ki… Verdiğim izni her yerde kullanıyor.

“Ben Seung’ la önde oturabilirim.” Dedim sanki belime bir sarmaşık gibi dolanmış Kyu yokmuş gibi.

“Hayır efendim Hye Mi ile ben oturacağım önde.” Kyu tekrar etti söylediğini.

“Gerek yok.” Dedim sol tarafımdan o mükemmel yüzünü uzatmış kişiye bakmaya çalışarak.

“Oturacağız.” Dedi kendinden emin bir şekilde. Bana bakıyordu. Şuan ben bile onunla oturacağımdan emindim. O bakışların başka anlamı olamazdı zaten….

Babam pes ederek yanımızdan ayrıldı.

“Kendiniz karar verin!” diye bağırdı giderken. Seung çoktan sürücü koltuğuna oturmuştu. Kyu’da öndeki koltuğa oturdu ve bana bakmaya başladı.

“Gelmeyecek misin? Yolu yürümeyi mi düşünüyorsun?” hareket etmeden bakıyordum.

“Gerekirse yürürüm.” Dedim ve bir adım geri attım. Resmen kurdun eline kuzu vermek gibi bir şeydi bu.

“Ama gerekmeyecek.” Kyu hızla arabadan indi. Beni kucağına aldı. Çığlığı basmıştım. Ön koltuğa oturduk ve ayaklarımı hızla içeri aldım. Kyu’ da aynı hızla kapıyı kapattı. Şuan onun kucağında yan bir şekilde oturuyordum. (umarım betimlemelerimi anlıyorsunuzdur T.T )

Ellerimi hızla onun boynundan çektim ve kucağıma indirdim. Ellerime odaklandım ve kafamı kaldırmadım. Kyu elimi başıma götürdü ve başımı göğsüne dayadı. Çok ama çok rahat bir yastıktan milyon kat daha rahattı.

Hiç itiraz etmeden ve zorluk çıkarmadan dediğini yaptım. Kalp atışını kısık da olsa duyuyordum. Gözlerimi kapattım ve onun kalp atışlarına odaklandım. Dediği gibi benimleyken kalbi hızlı atıyor olsaydı.. Bu konumda kalbi bir kuşun ki kadar hızlı olmalıydı… neden değil?

Acaba… Ben hızlandırabilir miyim? Denemeden öğrenemeyeceğim kanısına vardım ve yavaşça ellerimi onun beline doladım. Kafam hala kalbinde dayalıydı. Dinledim… bir değişiklik yok.

‘Kahretsin’

Bu sefer ne yapmalıyım? Yavaşça kafamı kaldırdım. Onun gözlerine baktım. Etkilenmiyormuş gibi gözüküyordu. Yola odaklanmış sadece yola bakıyordu. Kyu’nun belindeki ellerimi bu seferde ceketin içinden sıkıca dolamıştım. Hırs yapmıştım. Artık istek veya meraktan çıkmıştı bu iş.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 14, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

First LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin