"Seung Chan-ah tanımadığımız kişileri eve alamayız."

713 32 2
                                    

Beni duvara dayamıştı. Oda genişti beni bırakabilirdi ama o bırakmadı. Duvara dayadı ve ağzımı eliyle kapattı. Ona bakıyordum. Ne olduğunu anlamak için… Amacını anlamak için… Ve tam o anda kalbimi parçalayan o sözleri söyledi..

“Beni ne kadar sevmediğini anlıyorum. Adının benimle çıkmasını da istemezsin biliyorum. Bende istemiyorum. Debelenmeyi bırak da insan gibi dur!” O da benden nefret ediyordu.. ben onu bu kadar severken.. O benden nefret ediyordu…

Fanların çığlıklarını duyunca kendini biraz daha yaklaştırdı bana…Dayanamadım,ağlamaya başladım.

3.BÖLÜM

Gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. Sessizce konuştu.

“Yah! Yah! Ne oldu? Neden ağlıyorsun? Bir yerin mi yaralandı?” evet bir yerim yaralandı! Kalbim! Elinden kurtuldum. Daha doğrusu onu ittim… Fırlatmak buraya daha güzel uyuyor. Kolumla göz yaşlarımı sildim ve yumurtayı alıp marketten çıktım…

Yolu uzatmak istedim. Şuan gittiğim yolu öyle herkes kullanmazdı. Burası çok tenhadır ve genelde araba bile geçmez. Zaten bu gün diğer günlerden biraz daha sessizdi o yüzden aşırı bir sessizlik vardı burada…

Adım seslerime odaklanmıştım. Onları dinlemek şuan bana terapi gibi geliyordu. Gözlerimi kapattım ve öyle yürümeye başladım ve birden bir takım sesler duydum. Gözlerimi açtım ama arkama bakmaya korkuyordum.

Ses giderek yaklaşınca koşmaya başladım. Sesler giderek yaklaşıyordu. Ve en sonunda birisi kolumdan tuttu… Döndüğümde Kyu ile karşılaştım. Kolumu çok sıkıyordu… Evet çok acıyordu ama şuan kalbimdeki acıdan onu hissetmiyordum bile…

Kafamı kaldırmadım. Ona bakmak bir yana yüzünü bile görmek istemiyordum şuan. Niye gelmişti ki şimdi! Bırak git burada işin ne?! Kafamı kaldırdım gaza gelmiştim. Bunları söylemek istiyordum.

Ama kafamı kaldırıp onun gözlerine baktığımda… her şeyin bittiğini anladım. Şuan ona hiçbir şey diyemeyecektim. Onun gözlerine baktım. O endişeli bakışı gördüm… Bu… bu benim için miydi? Bu endişe yani.

O an kolumun acısını fark ettim. Kalbimdeki yangın o anlık sönmüş olmalıydı… evet böyle olmuş olmalıydı. Sonra koluma baktım. O da baktı ve elini çekti. Elini çekti ve kolum kendi rengine döndüğünde orasının kan topladığını fark ettim ama şu an tepki veremiyordum.

Onun konuşmasını bekliyordum.

“Neden ağladın?” sinirli ve endişeli bir şekilde sormuştu bunu. Kendimi toplamalı ve onu başımdan savmalıydım. Bunu yapmak zorundaydım. Arkamı döndüm ve yürümeme kaldığı yerden devam ettim.

“Neden mi? Kolum.. galiba kolumu vurdum.” Yalan söylüyordum. Yüzüne bakmadığım için anlaması çok zordu.

“Gerçekten mi?” dedi. Ahh tabiki değil!

“Evet, gerçekten.” Durdu. Ve sanki hiçbir şey olmamış gibi neşeli Kyu olarak yanıma geldi. Ama şuan ne bir şey hatırlıyorum ne de düşünmek istiyorum. Bu yüzden eve gitmeye odaklanıp ne derse mantıklı cevaplar verip ondan kurtulacaktım.

“Nerede okuyorsun? Yada şöyle sorayım okula gidiyor musun?”

“Evet üniversite 2. Sınıftayım. Kyunghee üniversitesine gidiyorum. Ve yarın uzun bir aradan sonra okula başlayacağım.” Eve ne kadar kaldı? Ahh çok zor bir gün geçiriyorum.

Kyu bir an durdu. Sonra tekrar yürümeye başladı.

“Kyunghee üniversitesi demek. Hangi bölüm?”

First LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin