Odamda oturmuş anime izleyerek vakit geçiriyordum."Oww saat 08.12" ne yani 4 saattir burda oturmuş animemi izliyordum.
Sosyalleşmek için odamdan çıktım.
Çıkar çıkmaz annemin mutfaktan bana bakan alaylı ve şaşkın bakışları üzerimde gezindi.
"Tameeerr bizim bi kızımız varmışşş" dedi babama seslenerek. Babamın gülüşleri salondan geliyordu.
Anneme göz devirerek babamın yanına gittim. Salonda bjk vs fb maçı izliyodu, şu zamana dek hiç umursamasamda doğduğumdan beri beşiktaşlıydım. Buna ben karar vermedim sadece bütün sülale beşiktaşlı. Hatta dedem ben daha 6 yaşında iken "söyle bakıyım en büyük hangisi" diye soruyordu. Beşiktaş dediğimde ise bana 50tl veriyordu. Bu zamanın parasıyla 500tl (': Bu hep böyleydi.
Babam ciddiyetle maçı izlerken, bende yanındaki koltuğa oturdum. Yaklaşık 8 dakika sonra çok sıkıldığımı farkedip oturduğum yerden kalktım, ayaklarım bu sefer beni abimin odasına götürüyordu.
Kendisi; ukala, bencil, tipsiz, tatlı bir oyun bağımlısıydı.
Tamam o kadar bağımlı değildi sadece akşamları oynuyodu ama bu bile fazlaydı!
Kapısını tıklattım. Eh mahremiyet diye bir şey vardı.
4 dakika daha cevap gelmeyince girdim.
"Sana gir dedim mi?" Dedi bilgisayardan başını kaldırmayarak.
"bi gün burda kalp krizi geçirip başını arkandaki peteğe vurup bilincini kaybedersen ne olacak?! Gel demeni mi bekliyeceğim!?" Tamam saçmalıyordum. Fakat mantıklıydı.
"Mutlu olursun lan sen, sweatler, oda, bilgisayar bana kaldı diye" dedi alaylı bi sesle.
Kıkırdayıp yanına geçtim. Oyunda takımları vardı clan gibi bişey. discord üzerinden sesli konuşuyolardı.
Konuşan çoğu kişiyi tanıyordum, fakat onlar beni tanımıyordu. çoğunlukla burada takılırdım. Onları ve küfürleri dinlemek eğlenceliydi.
"Efe bu dimi?" Dedim meraklı bir ifadeyle.
Başını salladı.
"Demir buda?" Dedim aynı ifadeyle.
Yeniden başını salladı.
Çok samimilerdi espri yapıp gülüyolardı. Benim hiç böyle arkadaşlarım olmamışken abimin oynadığı oyun üzerinden böyle bir ortam kurması çok acıydı benim açımdan.
"Mert b-"
"Anladık lara biliyosun isimlerini" dedi. Aynı zamanda mertin espirisine gülüyordu.
Bazen konuşma tuşuna basınca benimde sesim gidiyordu ve karşıdakilerde konuşan kim diye soruyorlardı. Bende konuşmak isterdim fakat abim bunu onaylamıyordu.
Hayır sebebi beni onlardan korumak istemesi değildi. Sebebi; kompleksli bi domuz olmasıydı. Sanki onu rezil edecektim! Benim abim çok rahattı normal abiler gibi değil. Giydiğime, sevgilime, kararlarıma karışmazdı.
Biri konuştu.
Bu sesi tanımıyordum.
Fakat çok güzeldi.
"Bu kim?" Dedim içimdeki kıpırtıyı gizlemeye çalışarak.
"Deniz" dedi oyundan gözünü alamayarak.
"Daha önce duymamıştım?" Dedim ısrarlı bi tavırla.
"Pek girmiyo oyunlara. Anca kafasını dağıtmak için. Yada işleri yoğun olmadığında." Dedi.
"Ne iş yapıyor ki?" Dedim yine ısrarlı bir tavırla.
Abim yüzüme anlamsızca bakıp "babasının şirketi falan var tam bilmiyorum ama ordamı ne çalışıyordu babasına yardım falan ediyo" dedi.
"Anladım" der gibi başımı salladım. Abim oyuna geri döndü. Aslında yaşınıda merak ediyordum fakat bu soru çok garip kaçardı. Biraz daha onları dinledikten sonra oturduğum yerden kalktım. Deniz pek konuşmuyordu. Espirilere katılmıyordu. Gülmüyor
du. Sadece oynamak için burdaydı.