Sol Anahtarı

Ölümle Burun Buruna

Eric ve Emma bir kaç saatliğine Sol Orleons'a gelmişlerdi.Emma burada kendini güvende hissetmiyordu, ne de olsa buradaki herhangi bir insanın salyası onu öldürecek güce sahipti.Eric'in elini daha da sıkıca tuttu ve ''Ölmem değil mi ? '' dedi korkuyla.Eric kızı sakinleştirmek için ''Ben yanındayım Em.Kimse sana dokunamaz, dokunanın soluğunu keserim '' dedi.Emma tir tir titreyerek''Çok oyalanmadan gerekli olan malzemeyi alıp gidelim olur mu? '' dedi.Eric genç vampirin korkusunu anlıyordu,doğrusu Sol insanları Emma'yı öldürürse George'a nasıl hesap vereceğini bilmiyordu ve alacağı tepkiden korkuyordu .Ama asıl korkusu George'un vereceği tepki değildi,ne de olsa daha önce birçok kez acı kayıpları ölen kişinin yakınlarına bildirmişti.Asıl korktuğu şey Emma gibi güzel,şefkatli ve cesur bir yol arkadaşını kaybetmekti.

Bir süre konuşmadan şehrin meydanına doğru yürüdüler.Sol Orleons çok gelişmiş bir şehirdi gerçekten.Sol İnsanları ihtişam hastası varlıklardı.Yaşadıkları iki katlı,geniş avlulu villalar da bunun en büyük kanıtıydı.Kurt Adamların aksine doğayla hiçbir bağlarının olmadıklarını savunuyor gibilerdi.Etrafta tek bir ağaç bile yoktu,her yer binalarla ve taştan parklarla doluydu...

Eric bu karmaşanın içinde boğuluyormuş gibi hissetmişti.Bir büyücü olarak doğayla bağı çok güçlüydü ve bitkilerin olmadığı bir yerde nefes almak bile ona zor geliyordu.Sol İnsanlarının bin yüzyıllardır böyle bir ortamda nasıl yaşadıklarını çok merak etmeye başlamıştı.

Emma hala sıkıca elini tuttuğu Eric'e döndü ve ''Şimdi ne yapacağız ? '' dedi merakla.Eric gülümsedi ve ilerideki  binayı gösterdi.''Bu bina krallarının yaşadığı bina.Eminim kral halkını korumak için bize yardım etmeyi kabul eder '' dedi.

Emma Eric'in gösterdiği upuzun gri binaya hayranlıkla bakmaya başladı.Gerçekten fevkalade bir yapıydı.En azından iki yüz katlı olmalıydı.Şekli sıradan binalar gibi dikdörtgen değil, üçgendi. 

Eric Emma'nın kolundan sertçe çekti ve ''E hadi girelim binaya'' dedi.Emma bir anda durdu, onun durmasıyla elini tutan Eric de durmak zorunda kaldı.Eric merakla Emma'ya döndü ve ''Neden durduk'' dedi.Emma kapıdaki Sol gardiyanlarını göstererek ''Onları nasıl geçeceğiz peki'' dedi.Eric ceketinin ceplerini karıştırmaya başladı.En sonunda ceplerinden birinden kömür  rengi bir taş çıkardı ve ''Şansımız varsa bu taş onları bize hizmet etmeye kodlayacaktır '' dedi.Emma korkuyla ''Şansımız varsa derken ne demeye çalıştın? '' dedi.Eric omuz silkti ve ''Sol insanları -özellikle de önemli şeyleri/kişileri korumakla görevli olanları- genelde bir büyücü tarafından korunur, böylece onlara büyü yapmamız ve büyü sayesinde onlara hükmetmemiz imkansızlaşır.'' dedi sakin bir sesle .

Emma Eric'in daima bu kadar sakin olmasına anlam veremiyordu.Bu bazen çok can sıkıcı oluyordu.Emma ne yapacakları konusunda yakınırken o daima  sakin bir kafayla düşünüyor ve içlerinde bulundukları durumdan kurtulmak için çözümler üretiyordu.Ayrıca Emma'yı teselli etmeyi de unutmuyordu

''Peki ya öyle bir şey olursa ne olacak'' dedi merakla.Eric gülümsedi ve ''Kaba kuvvet ile sorunumuzu çözeceğiz'' dedi.Emma Eric'in delirmiş olduğunu düşünmeye başlamıştı.Eric çok güçlü bir cadı olabilirdi ama fiziksel olarak o kadar güçlü durmuyordu ki.Uzun ve çelimsiz bir vücüdu vardı, Emma Eric'in vücudunda bir gram kas olmadığına iddaaya girebilirdi .Onun aksine Sol Gardiyanları ise gayet güçlü duruyorlardı.Her biri iki metreyi aşkın boya sahiplerdi.Her Sol insanında olduğu gibi onlarda da bariz kaslar vardı.Alayla ''Onları nasıl yenmeyi düşünüyorsun kas yığını '' dedi.

Eric kaba kuvvet derken fiziksel güçten bahsetmemişti pek tabii.Cadılar olarak herhangi bir malzemeye ihtiyaç duymadan da büyü yapabilirlerdi.-Cadılar bu tür büyüleri çok ihtiyaç duyulmadığı sürece yapmayı tercih etmezlerdi- Bunlar kimse tarafından durdurulamayan büyülerdi.İstediğini yaptırma konusunda gerçekten de çok başarılı oldukları söylenebilirdi.İki tane Sol Gardiyanını saniyeler içinde güçsüz bırakacak güçteydi.Bu tip ''Kaba kuvvet ''büyülerinin tek riski tek kişi ile yapıldığında yapan büyücüyü öldürebilme ihtimalinin çok yüksek olduğuydu.Bu yüzden bu büyüler genelde on-on beş kişilik cadı grupları ile yapılırdı.Eric ise bugün o büyüyü tek başına yapmak zorundaydı.Ama ölmeyeceğine emindi,bu yolculuğu bitirmeden ölemezdi.