Frederic efendimiz

10 2 27
                                    

Medya : İlk bölümde Eric'in defterinde tasvir edilmiş Mutant Zombi

Kısa bir aranın ardından bu fevkalade kurgumla karşınızdayım efendim...İyi okumalar

Eric zorla gözlerini araladı ve ona korkuyla bakan Emma'ya dönüp burukça gülümsedi ''Kendimi daha iyi hissediyorum'' diye mırıldandı ve olduğu yerde doğruldu.Emma sevinçle ona sarıldı ve yanağına bir öpücük kondurdu ''Öleceksin diye çok korktum '' dedi.Eric Emma'nın öptüğü yanağına elini götürdü ve gülümseyerek ''Teşekkür ederim .''dedi utangaç bir ses tonuyla.Emma ayağa kalktı ve ''Rica ederim .'' dedi.

Eric bir süre ona merakla bakan Emma'yı süzdü.Gerçekten de çok güzel bır kızdı Em.Siyah gür saçları,kızıl gözleri vardı.Dolgun kırmızı dudakları tükettiği kan miktarı sayesinde bu kadar kırmızı olmalıydılar.Yüzünden hiç eksitmediği bir gülümsemesi vardı.Eric bazen Emma'nın gülümsemesi içinde kayboluyormuş gibi hissediyordu.Ama onun asıl güzelliği bunlardan kaynaklı değildi,çok güzel bir kalbi vardı.İmrenilecek kadar güzel bir kalp hem de!

''Güzelsin'' diye mırıldandı Eric fark etmeden.Emma gülümseyerek ''Öyleyimdir''dedi.Eric dışından düşündüğünü fark edince kıpkırmızı kesildi ''Güzelsin derken kanının tadı çok güzel demeye çalışmıştım'' dedi .Emma Eric'i duymazdan gelerek ''Daha ne kadar soğuk zeminde yatmayı planlıyorsun cadı'' dedi alayla.

Eric çevik bir hamleyle ayağa kalktı ve Emma'nın koluna girdi ''Hadi kralı görmeye gidelim'' dedi büyük bir coşkuyla.Emma burukça gülümsedi ''Daha çok işimiz var, kralı ikna ettikten sonra yeniden kuzenime gidip kan dilenmemiz lazım'' dedi.Eric  ''Birileri zor elde ettiğimiz kanı beni iyileştirmek için kullanmasaydı buna gerek olmazdı ''dedi imayla.Emma omzu silkti ve''Senin hayatını kurtarmak için değerdi ama '' dedi.

                                                                                   ....

Kralın sarayı gerçekten büyük ve görkemliydi.Kralın boş zamanlarında oturduğu katı bulana kadar 156 kata girip çıkmaları gerekmişti.Emma vampir hızını kullansa bile yine de on beş dakika almıştı istedikleri kata ulaşmaları.

157.kata -Kralın gündüzleri oturduğu kat- geldiklerinde Emma gücünün hepsini kullanmış gibi hissediyordu.Yolculuğun başından beri yanında bulundurduğu sırt çantasından 0 Rh(+) aromalı bir meyve suyu aldı ve kafasına dikti.Bu yorgunluğunu biraz giderirdi.

Şişedeki meyve suyu bitince Eric'e döndü ve ''Hadi şu kralı ikna edelim'' dedi kararlı bir sesle.Eric gülümseyerek''Emin ol gardiyanları geçmekten daha kolay olacak '' dedi.Emma merakla ''Nasıl yani ?'' dedi.Eric gülümsedi ve ''Sıradan halkın aksine krallar cadılarla iyi anlaşırlar.Özellikle de benim gibi çok güçlü ve tuttuğunu koparana kadar durmayan cadılarla '' dedi.Emma derin bir nefes aldı ve ''Yani hemen ikna olur diyorsun'' dedi.Eric başını olumlu anlamda sallamakla yetindi.

Doğrusu Eric son dört yüzyıldır herhangi bir Sol Kralı ile konuşmamıştı.Kralın ona iyi davranıp davranmayacağı konusunda pek bir fikri yoktu açıkçası.Yine de içinden bir ses kralın hiç tereddüt etmeden ona yardım edeceğini söylüyordu.

Eric kralın geniş salonunun kapısını çaldı ve geri çekildi.Kral kapıyı açtığında karşısında iki ergeni bulmayı beklemiyordu tabi ki .Kocaman olmuş kömür rengi gözleriyle Eric ve Emma'yı süzdü bir süre.En sonunda ''Burada ne arıyorsunuz siz'' dedi sert bir sesle.Eric Emma'nın kolundan sıyrıldı ve krala bir adım daha yaklaştı ''Efendim ben Frederic Marsilio Fairbrother.Fairbrother cadı ailesi olmak üzere dünyadaki bütün cadıların babası sayılırım.Bu da yol arkadaşım Emma Patricia Johns.Dünyayı Mutant Zombilerin esaretinden kurtarmak için çalışmaktayız.O iğrenç yaratıkları öldürmek için bir büyü hazırlamayı başardım.Ancak bu büyüyü yapmak için sizin değerli salyanıza ihtiyacımız var.'' dedi ve elini krala uzattı.Kral ona uzatılan eli sıktı ve ''Bana Frederic olduğunu nasıl kanıtlayacaksın genç adam '' dedi kuşkuyla.

Sol AnahtarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin