Harry Potter and After the War kitabına devam etmeyeceğim. Sevenleri olduğu için tek bölümlük hikaye olarak yayınlıyorum.
Keyifli okumalar!
***
Her taraf havai fişeklerle aydınlanıyordu. Birkaç saat öncesi sağlam olan Hogwarts şimdi yer yer yıkılmış görüntüsü ile zafer çığlıklarına eşlik ediyordu.
Şifacılar akın akın geliyordu. Ağır yaralıları St.Mungo'ya taşıyor, hafif yaralı olanları olay yerinde tedavi ediyordu. Büyük salon ise boşaltılmıştı savaşın ölen kahramanları için.
Hogwarts'a akın akın insanlar geliyordu ve etrafı gazetecilerin flaşları da aydınlatıyordu.
Savaştan sağ kurtulan insanlar anın mutluluğunu yaşadıktan sonra tanıdık bir yüz bulmak için etraflarına bakıyordu.
Weasley ailesi ise büyük salonda yana yakıla ikizlerini arıyordu. En başta Molly Weasley yıkılmış bir görüntü ile eşi Arthur Weasley'nin yardımını kabul etmeden hızlı adımlarla alanı taradı. Yerde yatan herkese bakıyordu ve ileride Tonks ile Remus'un cansız bedenlerini görünce nefesi kesilir gibi olmuştu.
Hemen ileride tanıdık bir ağlama sesi duydu. Ginny anında o tarafa döndü ve ikiz abilerini gördü. Koşarak yanına giderken gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuş George'u buldu. Hemen sonra yerde cansız bir şekilde yatan Fred'i.
Annesinin acı çığlığını duyarken Ginny kendinde güçlü durmak için cesareti bulmadı. Göz yaşları birer birer kahverengi gözlerini terk etti.
***
Ginny başka bir ağlama krizini yavaş yavaş atlatırken onlara doğru el ele gelen Hermione ve Ron'u gördü. Gözlerindeki yaşlar durmuş ve dolu dolu gözleri ile gülümsedi.
Ron ona doğrudan bakan Ginny'i görünce avucunun içindeki eli istemeden de olsa sıktı. Şimdi Hermione de Ron'un baktığı yere bakıyordu. Gözleri ilk önce onlara bakan Ginny'i buldu. Ardından ise cansız bir şekilde yerde yatan bir bedene kaydı. Ron nefesinin kesildiğini hissetti.
Tüm ailesi ordaydı. Annesi ve babası yere çömelmiş, George ikizini kucaklıyor, Ginny sessizce ağlıyor, Percy dolu gözleri ile Ginny'nin hemen yanında ve bir köşede sessizce kayıplarına üzülen Bill ve Charlie...
Hermione'nin elini bırakır bırakmaz Fred'e doğru koştu. Ağzından bir yakarış koptu. Acı içinde adını söyledi. George, Ron'a Fred'e sarılabilmesi için izin verdi ve biraz geriye çekildi. Hermione de ilk önce Mrs.Weasley ve Mr.Weasley'nin yanına gitmiş, onların sessiz ama yürek burkan teşekkürlerini dinlemiş ve onlara destek olmuştu. Ardından ise Percy'nin kollarından güç almaya çalışan en yakın arkadaşına baktı.
Öylece duruyordu.
Kıpırdamadan.
Yanına usulca sokuldu. Ginny'i kolları ile sararken o da göz yaşlarına sahip çıkamadı.
"Çok üzgünüm Gin, böyle olması-"
"Kimse istemezdi Herm... Fred gitti, o bir kahraman. Ama gitti..." güçsüz bir şekilde mırıldandı.
Hermione onun kızıl saçlarını şefkatle okşarken Ginny derin bir nefes bıraktı.
Büyücülük dünyası kurtulmuştu, abisi en yakın arkadaşı ve sevdiği adam geri dönmüştü. Birçok kayıp da vermişlerdi. George'un hâline bakacak olursa en ağır yara alan kişinin kim olduğunu tahmin etmek zor olmazdı. Ginny buruk mutluluğunu içinde yaşadı.