Bölüm 2

44 11 11
                                    

Cemre ufak bir şaşkınlık geçirip gözlerini kocaman açmış şekilde yerinden kalkıp boynuma sarıldı. Efsun sen benim can dostumsun diyerek bir yandan beni öpücüklere boğuyor diger yandan ağlıyordu.
Ah size Cemre'yle olan bağlantımdan bahsetmedim!Cemre benim yetimhaneden arkadaşım evlatlık edinilen eziyet gören sonrada biz bakamıyoruz denilip yetimhaneye bırakılan, geldiği ilk zamanlar herkesten korkan benim minyon tipli Cemrem. Morali düzelen Cemre elindeki peynirli poğaçadan kocaman bir ısırık alıp yemeye başladı, bir yandan da birlikte evde geçireceğimiz güzel günlerimizden bahsediyordu. Telefonumun saatine baktım saatin 8:15 oldugunu gördüğümde geciktiğimi söyleyip Cemre'nin tebessümü esliginde spor ayakkabılarımı ayagima geçirdim, çantamı da koluma takıp evden çıktım. Sırf kirası ucuz diye şehre bi hayli uzak olan evimden durağa yürümeye başladım. Doğa ana bize kızmış gibi rüzgar esiyordu buda benim üşümemi sağlıyordu. En sonunda durağa geldiğimde tıpkı benim gibi işe gitmek için bekleyen insanların arasına karıştım, arada başımı kaldırıp otobüse bakıp tekrardan önüme dönüyordum "Merhaba"diye bir ses duydum karşımda 25 li yaşlarda  hafif kirli sakallı uzun boylu birinin bana baktığını farkettim, kafamı kaldırıp bir kaşımıda yukarı kaldırmış şekilde tepkisizce yüzüne bakip "Hayırdır" dedim.
Sakin olur musun? sadece tanışmak istedim seni her sabah burada görüyorum benim adım Burak dedi isminin Burak olduğunu öğrendiğim adama "İyi" dedim ve önüme döndüm konuşmak istemediğimi anlamış olmalı ki başka birşey söylemeden konuyu kapattı. Durağa yanaşan otobüse bindiğimde şansım bu sabah benden yana olmalı ki oturacak yer bulmuştum. Yerime oturunca telefonumu çıkartıp CV mi şirketlere göndermeye başladım. Daha öncede birçok şirkete CVmi gönderdiğim halde olumlu cevap alamamıştım. Azmimi kamçılamanın zamanı gelmişti , iç sesim ümidimi kırmaya çalışırken elimle kafamdaki kötü bulutları dağıtıp dışarıyı izlemeye başladım. Otobüs bir durağa yanaştığında  bazı insanlar inmeye başlamışlardı. Az önce kendini tanıtan Burak 'da otobüsten inmiş bana yandan bir bakış atmıştı icimdeki acemi şeytan ona dil cikartmamı söylesede 20 yasindaki bir  kıza yakışmayacağını bildiğimden tabiki bunu yapmadım.
Bir kaç durak sonrasında bende otobüsten inmiş derin bir nefes alıp nefret ettiğim işimin başına geçmek için yürümeye başlamıştım. Lokantadan içeri girdim somurtkan patronumu görmezden gelip mutfağa geçtim, mutfak önlüğünü taktığım esnada telefonumdan bildirim sesi yankılandı, telefonumun kilidini açıp gelen mesaja baktığımda sevinçten yerimde zıplamaya başladım. Fazla gürültü yapmış olmalıyım ki patronum kapiya yaslanmış en sonunda kafayı sıyırdı dercesine  suratıma bakiyordu. Yüzüme ufak bir gülüş ekleyip önlüğü çıkartıp eline verdim, işi bırakıyorum diyip bana şaşkınlıkla bakan adamı arkamda bırakarak lokantadan çıktım. Eve geldiğimde Cemre'yi kiyafetlerini yerleştirirken bulmuştum beni görünce şaşırsada kendisini cabucak toplayıp yüzünde anlamadığım bir hüzünle
-Efsun yoksaaaaaa....
Ne diyeceğini anladığım anda elimi kaldırıp birşey söylemeden telefonuma gelen mesajımı ona gösterdim ufak bir çığlık atıp boynuma sarıldı yarın için kıyafet ayarlamalıyız diyerek dolabına yöneldi bende yatağa oturup izlemeye başladım. Bir süre bakındıktan sonra göğüs dekoltesi olan kahverengi elbisede karar verdik.

EFSUN'LU GÜNLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin