Bölüm 3

34 9 4
                                    

Ertesi Gün
Hayat kimi nereye hangi pozisyonda sürükleyecek kimse bilmez, ben mi ben şu anda Başaran Holding 'in önünde geleceğime bakıyorum, kapıdan içeri girip girişte bulunan esmer 30 lu yaşlardaki kadına önce selam verip iş görüşmesi için geldiğimi söyledim gözlüklerini burun kemerine doğru itekleyen kadın ismimi sorunca:
-Efsun Gümüş dedim.
Bir süre önündeki bilgisayar la ilgilenip 4.kata çıkmam gerektiğini söyledi teşekkürler diyip asansöre doğru ilerleyip asansöre bindim, arkamdan 2 kişi daha binince kapı kapandı. Heyecandan derin nefesler alıp sakinleşmeye çalışırken 4.katta inmiştim. Tam asansörün karşısında bulunan masaya yönelip iş görüşmesine geldiğimi söyledim. Bana sandalyeleri gösterip beklemem gerektiğini içeride görüşme yapıldığını söyleyerek beni yönlendirdi. Kapıya bakarken kapıdan çıkan uzun boylu hafif kirli sakallı bi adam, tanıdık simasını görünce kafamı başka yöne çevirdim. Yanıma oturup dikkat çekebilmek için boğazını temizledi,
-Artık tanışabilir miyiz? Kaşlarımı çatıp suratına ters ters bakmaya başladım. Yüzümde sinsi bir bakış yerleştirip tabikide "hayır" dedim. Gözlerini üzerimde arsızca gezdirip bence denemeliyiz diyince çıldırdım. Yerimden sakince kalkıp "çok beklersin" diyerek kapıya doğru kendimden emin adımlarla yürüdüm. Masadaki kadına yöneldim elimi arkamdaki adama doğru kaldırıp beyefendi çıkışı bulamamış lütfen yardımcı olurmusunuz? Dedim. Kadın şaşkınlıkla arkama bakıp
-Amaaaaa
Dediğinde arkamdan bir kahkaha sesi duydum ve hiç umursamadan kapıdan içeri girdim. İş görüşmem güzel geçmiş artık Başaran Holding te mimar olarak işe başlamıştım.
2 Ay Sonra
Her sabah yaptığım gibi yine kalkıp hazırlandım. Bu zaman diliminde işimden memnun ve Cemre'yle birlikte işimize gidip geliyoruz hayatımız böyle devam ediyordu, tabiki bu arada Cemre aşık olmuş ortalıkta gözlerinden kalp çıkartarak geziniyordu. Evden çıkıp iş yerime geldim, odama girdiğimde ufak bir şaşkınlık geçirip yerimde donakaldım. Masamın üzerinde kırmızı gül demeti vardı,masama yaklaşıp demeti elime aldım, üzerindeki notu okumaya başladım "deniz kıyısındaki mutluluk gibi gözlerin Berceste" notu okurken sinirlenip ellerimde buruşturup çöpe attım. Kimdi bu densiz bu nasıl bir cesaretti,gülleri atmaya kıyamadığım için Kübra yı çağırdım.
-Gülleri ona uzatıp vazoya koyar mısın? Solmasınlar diyerek Kübra'yı gönderdim dosyalarımın başına gecip yoğun bir gün geçirdim. Akşam evime geldim Cemre mutfaktan seslendi
-Efsun
-Efendim canım
-ellerini yıka gel sofra hazır diyerek konuştu . Hiç cevap vermeden üzerimi değiştirip ellerimi yıkadım masaya oturdum yemek yedik televizyon izlemek için salona geçtim Cemre salona geldiği an kapı çaldı Cemre kapıyı açtı. Kapıyı kapattığında elinde bir paketle içeri geldi,
-Ooooo eniştemiz ne göndermiş dedim gülümseyerek
Cemre omuz silkti bana değil sana dedi. Şaşkınlıkla bana mı? dedim.
Paketi aldım açtığımda zarif ama şık bir kolye,kolyenin altında bir not vardı kaşlarımı çatıp notu Cemre'nin de duyacağı şekilde okumaya başladım:
-O kaşlarını çatma Berceste, boynunda görmek için gönderdim canını sıkmak için değil.
Kafamı kaldırıp şaşkınca bakan Cemre'ye umursamaz bir bakış attım. Aklımda soru işaretleri ile uykuya daldım. Ertesi gün birçok dosyayla cebelleşip çıkış saatini getirmiştim, çıkmak için çantamı hazırlarken Cemre arayıp sinemaya gidelim yemeği de dışarıda yeriz. Ne kadar yorgun olsamda kulağa kötü bir fikir gibi gelmediğinden kabul ettim. Holdingten çıkarken kapıda bir çocuk beni durdurup
-Efsun senmisin abla diyince onun boyuna gelebilmek için eğildim evet benim küçük adam dedim. Yüzünde kocaman bir gülüşle elini cebine götürüp bir zarf çıkartıp bana verdi ve koşarak uzaklaştı, ben daha ne olduğunu anlayamadan gözden kaybolmuştu. Zarfı açıp okumak için baktığımda "özleniyorsun Berceste" yazıyordu kaşlarımı çatıp zarfı çantama koydum. Arabama atlayıp Cemre'yle anlaştığımız yere doğru ilerledim.

EFSUN'LU GÜNLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin