çok kırıldım bir gece,
dinlediğim şarkıların her hecesi haykırıyordu.
eksikti bazı şeyler, tamamlanmıyordu.
tamamlayamıyordun
çünkü konuşmuyordun.
anlamadın, sormadın
ve bir daha ben de konuşmadım.
karşılıklı sustuk,
ben ölüyordum bir gece.saçlarıma kadar kırık bir insandım,
tüm insanlığı kucaklamak isteyen yüreğe sahiptim
ama yerin tüm insanlardan farklıydı.
"sussam, sussan, sussak" diyor ya Süreya.
olmuyor öyle bak,
şu an olmuyor öyle.
varlığını hissedemiyorum.
bu seni yok ediyor ve yok olmanı istemiyorum.inan, savaştım kendimle.
kaç yenilgim var sayamadım bile.
her ne denediysem de fayda etmedi.
eskisi gibi olmuyor,
eskiler gibi olmuyor.
hiçbir şeyin yolunda gittiği yok
ama hâlâ mutluluk portresi çiziyorum,
ellerim rengarenk boyalar içindeyken
ruhum siyahından kurtulamıyor.
ben kurtulamıyorum bir başıma,
yardım et bana.
yoruldum savaşmaktan.şiirler, şarkılar, zihinsel portreler, yürek çizgileri.
dönüş yok geri, mevcut değil gidiş ileri.
ne yapacağımı bilmiyorum.
tek bildiğim korkularım.
yüreğini temizlemek çok zor.
bir insanın barınmasını sağlamak daha da zor,
bu kadar acı olduğu hâlde vazgeçmek yok.
deli miyim neyim diyorum, sayıyorum sövüyorum, ağlıyorum.
sonra silip yaşları yeni bir muharebeye hazırlanıyorum.
seni sevmek, savaşmak;
kendimle, seninle ve tüm iyiliklerle, tüm kötülüklerle.
yeri geldiğinde kendini vurmak gibi bir durum.
şiirler sana, şarkılar sana, fark et.
ya gel ya git.
eskisi gibi değil, eskiler gibi değil.
ruhum bu çağa ait değil,
ah, o, cumhuriyetin ilk yılları
kahreden beni;
şimdi çok uzakta gibi.hayalin küstü, siman silindi zihnimden
ve sesin kulaklarımdan
ve varlığın ruhumdan.
sürekli, dibi olmayan bir çukura düşüş gibi.
düş, düş, düş ve düşüşlerin düşlerinden kırıl.
ne yap et ama kendi sonunu yarat.
-ben bunu istemiyorum,
ben salt sonu istemiyorum;
ben sonsuzluğun içindeki sonu istiyorum.gün batımı hüzün, gün doğumu umut;
ben gün doğumlarını hep birkaç saatle kaçırıyorum.
uyandır beni güneş çıkmadan tepeye,
senden bunu istiyorum.
bunu söylesem anlar mıydın,
anlasan uyandırır mıydın;
meçhul düşünceler mezarlığı
gün batımını izlediğimiz uçurumun aşağısı.
atlasam ne yapardın?
-çoktan atladım.
ya atla ardımdan ya da başka birini daha it o çukura.her gün farklı bir boyutuyla karşı karşıyayım
ruhumun umutsuzluk okyanusunun derinliklerinin.
bir okyanus kadar uçsuz bucaksız
ve dalgaları insanı yutmak istercesine acımasız.
acımıza sızan bir acımasızlık bu.
hem zehir hem şifa.
ne yapmalı bilmiyorum,
kararsızlık yeniden had safhada.mutluluğu yazmak istiyorum şiirlerimde,
ne olur bana olanak yarat.-
Y.N./ Şu şiir hakkında ne düşündüğünüzü merak ediyorum.