Selam 💫
Vote oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar
Isabel gitmisti. Gideli 20 yıl oluyordu. Klaus onu hiç aramamıştı. Arasa çoktan bulmuştu ama aramamıştı.
Gururu incinmişti bir kere. Kadın ona, onu sevmediğini söylemişti.
Peki Klaus hâlâ Isabel'i seviyormuydu? Geri dönse ve pişman olsa onu affeder ve o güçlü kollarına alırmıydı kara meleğini?
O kolyeyi Rebekah'a vermemişti. Ne diye verecekti ki? Ondan kalan tek hatırayı da başkasına mı verecekti? O kişi kardeşi olsa bile.
Tamam bencil bir düşünceydi ama Klaus'ta bencil değil miydi zaten?
Ona gitme demişti. Ne kadar tehlikleli olduğunu bilmesine rağmen. Onu herşeyden ve herkesten koruyabilirdi.
Fakat kendinden? Kendinden o küçük kızı nasıl koruyacaktı?
Isabel onun öfkesi ve hiddeti karşısında ezilirdi. En azından o öyle düşünüyordu.
Yıllar Niklaus'u zalim, gaddar ve psikopat birine çevirmişti.
Temel nedeni bu muydu? Hayır.
Isabel yoktu bir kere. Onu hizada tutacak bir kadını yoktu. Kara meleği yoktu.
Ama bunu kendine asla itiraf etmemişti. Içinde bir yerlerde biliyordu ama.
Klaus'tan
Bilmem kaçıncı yatağıma giren kadının, kanını son damlasına kadar içtim ve bıraktım.
Ellerimi temizledim ve koltuğa oturup keyifle içkimi içmeye başladım.
Içeriye Elijah'ın girmesi ile gözlerimi ona çevirdim.
"Bu rezillikte ne kardeşim."
Ellerimi iki yana açtım. Hiçbirşey olmamış gibi konuştum
"Ne varmış sevgili abiciğim?"
"Niklaus biraz daha dikkatli davran lütfen. Saray bizi konuşuyor."
"Olabilir ama kral etkimiz altında."
"Peki ya babamız?"
Mikael o köyü terk ettikten sonra pesimize düşmüştü.
Kendini daha iğrenç bir şeye çevirmiş. Vampir kanı ile besleniyor. Ve elinde bizi öldürebilecek bir kazık var.