Suat dayım yanıma gelerek beni kısık gözleriyle inceledi.
"Tıpatıp benzemek!"
Bir kere daha fısıldadığında babam sinirle ayağa kalkıp dayımı itekledi.
"Kes sesini! O Hayati denecek aptalla bir olup bu haltı işlemeden önce zekice fikirler düşünseydin. Kızımı da bu işin içine bulaştıramazsın!"
Dayım hüzünle başını yere eğdi. Suçlu olduğunu biliyordu ama artık gerçekten dönülmez bir yola girmişti.
Babam yeniden yerine oturduğunda "Ben de bu fikre bir süre sıcak bakmıştım ama Hayat futbolun F'sinden bile anlamaz ki," dedi annem umutsuzca.
"Her şekilde başka bir şey düşünmelisin Suat, enişten haklı,"
"Param olsa vereceğim, beni kabul etseler takıma gideceğim, elimden ne geliyorsa yapacağım ama gerçekten elim ayağım bağlandı,"
Babam bir kere daha sinirle yerinden kalktı.
"Ben senin elini ayağını bir bağlarım görürsün gününü!"
Dayım yine yere büzüştüğünde kapının zili çaldı.
Elimdeki su dolu bardağı masanın üstüne koyarak kapıya koştum. Üç tane takım elbiseli adam gelmişlerdi.
"Müsaadenizle," diyen öndeki adam ayakkabılarını bile çıkarmadan içeri girdi. Onu takip eden diğer iki adam da içeri girdiğinde "Durun ne yapıyorsunuz? Ayakkabılarınızı neden çıkarmıyorsunuz?" diye sordum ama beni dinlemediler.
Elerindeki sekreter bloktaki boş A4 kağıdına bir şeyler yaza yaza salonun ortasına kadar geldiler.
Babam ayağa kalkarak gömleğinin açık düğmelerini düğmeledi ve saygılı bir hale getirdi kendini ancak kaşları da çatılmıştı.
Annem telaşla "Siz de kimisiniz?" diye sordu.
Öndeki adam yazı işine devam ederken "İyi günler, biz icra memurlarıyız. Borcunuzu ödeme gününün üzerinden on gün geçtiği için evinizdeki değerli eşyalara bakmaya geldik. Ayrıca, yaklaşık bir gün içinde de evi boşaltmanızı isteyeceğiz," dedi yanındaki diğer takım elbiseli.
Babam sonuna kadar açtığı gözleriyle dayıma baktı.
"Suat! Bunlar ne diyor? Ödeme gününün son tarihi ne zamandı da işleme başlamışlar?"
"Abi...abi!"
Dayım yere kapandığında hepimiz ödeme gününün çoktan geçtiğini anlamıştık. İşler gerçekten içinden çıkılamaz bir hale gelmişti. Asıl kötü olay babamın kalbini tutarak yere yığılması oldu. Titreyerek bayıldığında annem feryat figan ağlamaya, dayım da pişmanlıktan dizini dövmeye başladı.
İcra memurları bir süre bize yardım ediyormuş gibi yapsalar da buzdolabı, televizyon ve çamaşır makinesini işaretlemeyi ihmal etmemişlerdi.
Evimize bir ambulans istediğimde elim ayağım titriyordu. Ben de ağlamak istiyordum. Ağlamak ve tüm bunların birer rüya olduğu bir güne uyanmak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİLALI KALP DEVRİ
AdventureTek yumurta ikizi iki kardeş. Başarı için çaba harcayan bir futbol takımı. Hayallerini ve umutlarını bir anda kaybederek, bir anda tüm bu karmaşanın tam ortasında kalan bir genç kız. ⚽️ "Bazen, değişiklik fısıldayarak değil de, çığlık atarak gelir...