CAM VE KUM,
1. BÖLÜM: KAN PIHTISI⛼
Bölüm Şarkısı: Bon Iver & St. Vincent - Rosyln
⛼
11 Ağustos, 2007
Duman, 17.
Çirkinleştirilen bir kalp, zulümden ölürse kanının son damlası tüm dünyayı lekeler.
On yedi yaşında bir çocuğun kalbindeki kan, tam o gün pıhtılaşmıştı ve bir yangının üzerine damlamaya başlamıştı. Belki kanı, şarıl şarıl aksaydı, onun içinde böyle oyuk oluşturmazdı. Yavaş damlayan her su, altındaki kayayı aşındırırdı.
Duman'ın kalbi, böyle böyle aşındı.
O geceyi anlatmaya kelimelerin gücü yetmezdi ancak hatıraları kelimeler dökmezse şayet; onlar insanın içini deler geçerdi. Hemşire, genç oğlanın yüzündeki sargıyı ağır ağır çözerken, Duman'ın ateş yeşili gözleri karşısında gözyaşları içinde olan annesinden bir an olsun ayrılmadı. Onun varlığı, Duman'ın güç aldığı tek şeydi. Hemşire gözlerini oğlanda gezdirmeye devam etti ve Duman sargılardan kurtulduğunda; gözlerine çarpan onun yüzünün sağ tarafı oldu.
Hayatında böyle güzel bir yüz görmemişti, Züleyha'nın uğruna servetlerini harcadığı Yusuf kadar güzeldi. Sonra gözleri sargıyı gerektiren tarafa kaydı, yanıklarla dolu obruklar gördü yüzünde ve yüzünün sol tarafında tek sağ kalan yer, ateş yeşili gözleriydi. Yarası öyle iğrenç görünüyordu ki, böyle yaraları defalarca kez görmesine rağmen yüzü tiksinti ile buruştu.
Hemşire malzemeleri hemen toparladı ve sanki odaya ateş almaya gelmiş gibi çıkıp gitti, o gidince Duman ve annesi Hüsna Hanım ile arasında hiçbir şey kalmamıştı. Hüsna Hanım onu izledi, onu izleyemedi, onun için, onun uğruna cehennem olmuş o iğrenç yüzü gördüğü ân öğürdü.
Duman tokat yemiş gibi irkildi, oysa böyle olmasını beklemiyordu. Neden böyle olmuştu?
Annesi acele ile hastane odasındaki lavaboya girdiğinde; Duman yatağın hemen yanında duran çantaya uzandı. Bu çanta annesine aitti, içindeki o kırık aynayı çıkardı ve kendi yüzüne baktı.
Bunu kendine tasvir etmesi güçtü, cam kırıklarının bıraktığı göçüklerin üzerindeki yanık lekeleri tenini kabartmıştı. Hâlâ kanlılardı. Hâlâ acıyorlardı.
Korkunç görünüyorlardı.
İğrenç, tiksindirici görünüyorlardı.
İşte o gün, Duman'ın yönü değişmişti. Hiç tepki vermedi, annesinin öğürme seslerini duymaya devam ediyordu. Ağlamadı ancak hayal kırıklığı, kopan bir kolyenin boncukları gibi şiddetle etrafa yayılmıştı. Ayna elinden düştü.
Ayna parçalandı.
Ruhu paramparçaydı.
⛼
2020, 29 Mayıs.
Noora, 29.
Norveç - Oslo havalimanı.