Sabah kalktığımda bacaklarımda bir acı vardı. Ne olduğuna bakmak için üstümdeki ince battaniyeyi çektiğimde bandajlarımın açıldığını ve kurumuş kan yüzünden yaralarımın üstüne yapışan battaniyeyi gördüm ve yüzümü buruşturdum. Yatakta doğrulup yavaşça yaralarımı battaniyeden kurtardım ve banyoya gidip yara bantlarıyla kapattım. Ardından rutin işlerimi halledip mutfağa geçtim. Canım bu sabah hiçbirşey istemediği için bir kahve yaptım ve odama hazırlanmaya gittim.
Bugün okula Efe ile gideceğim için daha bi özenli giyinmek istiyordum o yüzden dolabımın karşısına geçip bana farklı bi hava katıcak kıyafet aramaya başladım.
Kısa bir süresonra aynada kendime baktığım zaman gayet hoş olmuştum. Ayağımda siyah postallarım, üstümde okul kıyafetim ve en havalı parça olarakta bi motorcunun asla çıkarmadığı kıyafet deri ceket..
Ben içimden ne kadar havalı oldum derken telefonuma bildirim geldi. Mesaja daha bakmamıştım ama numara kayıtlı değildi.
05***: Aşağıdayım seni bekliyorum..
Mesaj Efe'den gelmişti. Hemen telefonuma kaydedip aşağıya uçarak indim.
Beni gördüğünde hafif bir tebessüm etti ve el salladı. Allahım bu çocuğun gülüşü çok güzel. Bende ona doğru yürürken hafif bir tebessüm ettim.
" Günaydın."
" Günaydın. Yaraların daha iyi mi?"
" Ah tabi. Pansumandan sonra daha iyi oldu."
" Güzel. Motorla gidicez biliyorsun. Kucağıma almama gerek var mı?"
Aslında kucağına alsa fena olmazdı çünkü o kokusunu ciğerlerimde hissetmek istiyordum. Ama kabul edemezdim.
" Şey gerek yok ben kendim binebilirim."
" Bana hiçte öyle gelmedi. Biraz önce yanıma gelirken topallıyordun. Gel inat etme alıyım işte kucağıma."
" Ya hayır cidden gerek yok. Kendim binerim ben."
Efe inanmasa dahi kaskı başıma yerleştirdi ve kendisi de takıp motora binmemi bekledi. O bekliyor ben bekliyorum çünkü dizlerim cidden çok acıyordu. 2 parmağımla gel gel yaptım.
" İnadın neden kırıldı güzelim?"
Ay düşücem şimdi. Bu çocuk bana güzelim mi dedi?
" Ya napim binebilirim sanmıştım ama dizlerim acıyooo." diye çirkefçe başlayan cümlen fısıldamaya dönerek son buldu.
" Tamam kızım ne diye çirkefleşiyorsun hemen"
" Ya Efe! Çirkefleşmiyorum ben ne çirkefliği.."
" Tamam çirkefleşmiyorsun."
Efe beni arkaya oturttuktan sonra o da yerine oturdu ve ona tutunmamı bekledi. Onun beline sarılıp başımı sırtına yasladım ve güzel bir yolculuğun tadını çıkarttım.
Okula vardığımızda tüm gözler üstümüzdeydi ve bu beni nedensizce havalı bir yapıya sokmuştu. Motor durunca kafamı sırtından, elimi de belinden çektim ve onun inmesini bekledim. İndikten sonra beni indirmek için ellerini belime koyup temkinli hareketlerle beni yere bıraktı.O an birisinin bizim fotoğrafımızı çektiğini farkedip içten sırıtmalı bi bakış gönderip Efe'ye döndüm. Kaskını motora koymakla ilgileniyordu. Hemen bende çıkarttım ve ona verdim.
Efe işini bitirip bana döndüğünde yürümem için çenesinin ucunu hafif ileri doğru kaldırdı. Ben yürümeye başlayınca yanımda adımlamaya başladı benim gibi. Tam teşekkür için ağzımı açmıştım ki benden önce o konuştu.
" Eğer çıkışta bir işin yoksa bizim tayfayla kafede buluşucaz gelmek ister misin?"
Bu fırsat onu daha iyi tanımam için idealdi. Hiç düşünmeden cevap verdim.
" Tabi olur. Eve gidip sıkılmaktansa sizinle takılmak daha iyi gelir." O an Efe'nin gözünde anlık bir parlama oldu ve gülümseyerek karşılık verdi.
" O zaman okul çıkışında sınıfının önüne gelirim ben." Of bizim sınıfın kızları nasıl kudururdu şimdi..
" Tamam öyle yaparız. Ben sınıfa çıkıyım o zaman görüşürüz sonra.."
" Görüşürüz Ece.."
EVETTTT ÇOK UZUN Bİ ARADAN SONRA BÖLÜM ATIYORUM. ÖZLEMİŞİM BURALARI AYOL. HADİ BOL BEĞENİ VE YORUM YAPIIIN. ÖPTÜM SİZİ