0.2

1.6K 118 101
                                    

selllllaaaaaam

x x x

Scott; Liam'ın hastanede mahsur kaldığını, avcıların da peşinde olduğuna dair bir mesaj atmıştı ve onun yanına gitmemi söylemişti.

Tabii ki gelmiştim ve şu an tek düşündüğüm şey Liam'ın başına bir şey gelmemiş olmasıydı.

Düşüncelerimi bir süreliğine kenara atıp odaklandım ve bir şeyler duymaya çalıştım ama duyamıyordum. Biraz daha yürüyüp merdivenlere geldim, aşağıdan gelen adım sesleriyle duvara yaslanıp bekledim.

Karşıma çıkan avcının silahını alıp yere fırlatırken aynı zamanda yüzüne yumruğumu geçirdim, şansıma arkasından gelen avcının üstüne düşmüş ve ikisinin de merdivenden yuvarlanmasını sağlamıştı.

Nefesimi üfleyip duvar dibinden birinin gelip gelmediğine baktım, kimseyi görmediğimde merdivenlerden yavaşça ve dikkatlice indim.

Yerdeki avcıların üstünden atlayıp Liam'ın nerede olabileceğini düşünürken bir alt kattan silah ve kükreme seslerinin geldiğini duydum. Liam olduğunu anlamam uzun sürmedi, hızlıca bir plan yapmam gerekiyordu. Çok fazla kişi olduklarına emindim, oradan tek başına çıkamazdı.

Asansörle aşağı inip onu içeri alabilir ve bir süre oyalanabilirdik. Bu fikir mantıklı geldi ve asansöre, koridorun sonuna doğru ilerledim.

-1'e bastım ve derin bir nefes alıp kendimi hazırladım, bindiğim asansörün kapıları açıldığında ise karşıma direkt Liam çıktı.

Sanırım bugün biraz şanslıydım.

Kollarımı ona sarıp asansöre çektim ve kurşunların iz bıraktığı kapı kapanana kadar kenarda kaldık, Liam'ın bana yaslı olduğunu yeni yeni farketmiş ve sadece "Siktir." diye mırıldanabilmiştim.

Neden buraya geldiğimi anlayamamış olmalı ki, "Burada ne işin var?" diye sordu. Stop tuşuna basıp asansörü durdurduktan sonra beremi çıkardım ve uzamış saçlarımı geriye attım.

"Ben de kendime aynı şeyi soruyordum."

Hâlâ avcıların orada olup olmadığını anlamak için dışarıdaki kalp atışlarına odaklandı.

"Oradalar mı hâlâ?" Bana kafasını salladığı sırada bir anda çıkıştım. "Bak, sana bayılmıyorum."

Tabii ki bu bir yalandı, ama neden söylediğimi bilmiyordum. Buraya sadece Scott istedi diye gelmemiştim, kabul etsem de etmesem de bu ortadaydı.

"Ben de sana bayılmıyorum." diye homurdandı Liam.

Şu an öpüşmek yerine siktiğimin avcılarıyla uğraşıyorduk, ne mükemmel ama.

"Ama..." diye mırıldandığında bakışlarımı ayakkabılarımdan Liam'a çıkardım. "...Seninle savaşırım."

Koyulaşmış mavileri yeşillerimi bulduğunda kalbim hızlandı, derin bir nefes alarak kalbimi dinlememesini umdum. Bana böyle hissettirmesinden nefret ediyordum.

"O zaman, savaşalım."

Liam'ın gözleri parladı ve pençelerini çıkardı. Asansörün kapısı açıldığında bende aynı şeyi yaptım ama karşımda bu kadar adamı beklemiyordum, yani henüz.

no sense | thiamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin