Bölüm 1

11.6K 696 910
                                    

Yazarın başlangıç notu:

Bangtan üyeleri bu kitaptaki tek orijinal karakterdir. Geri kalanlar tamamen kurgusaldır ve hikayenin amacı için yaratılmıştır. İstikrarı korumak için tüm kurgularımda benzer isimler kullanıyorum ve bu benim için takip etmesi daha kolay.

Bu kısa bir kurgu olacak :)

Flashbackler italiktir. Çok olacak. Şimdiden özür dilerim. 

Bu bölümün yarısı müstehcen. Onlar evliler. Ne yapmamı bekliyordun?😏😏

Thanks for your permission!

***

      "Aşk, insanı şapkasından çıkaran bir sihirbazdır." - Ben Hecht

------------------------------------------------------------------

"Min! Acele et! Taehyung çoktan burada!"

Eşinin kız kardeşinin sesini duyan Jimin, üzerinde sadece pantolonu varken banyodan çıktı, yatağa koşarken kemerini taktı, yengesinin, onun için hazırladığı gömleği kaptı. Düğmeleri beceriksizce iliklemeye çalışırken, nefesinin altından küfretti. Birkaç başarısız denemeden sonra, diğer düğmeleri hızla ilikledi ve Jungkook'un kız kardeşi hediyeleri valizinin içine özenle yerleştirirken saçını taramaya gitti.

Telefonu, masanın yanında, şarj olması için bıraktığı yerden çaldı ve ısrarlı bir şekilde çalan melodiyi duymazlıktan geldi.

Kahretsin!

Kim olursa olsun, bekleyebilirlerdi. Zaten çoktan havaalanına gidiyor olmalıydı. Jeoni, eşinin kız kardeşi, toplanmasına yardım etmek için erkenden gelen bir melekti. Dürüst olmak gerekirse, onun için ne aldığını bile bilmiyordu. Bu ilk olmadığından, bunu onun için yapmıştı, Jimin her zaman olduğu gibi, ona bu konuda güvenmek zorunda kaldı. Popüler bir avukat olan kocası Jung Hoseok ile bir kat üstündeki aynı apartman kompleksinde yaşıyordu.

Telefonu tekrar çaldı ve yorgun bir şekilde içini çekti. "Ah, kahretsin! Bundan gerçekten nefret ediyorum."

Jeoni kıkırdadı. "Yardıma ihtiyacın var, Minnie. İşin büyüyor ve birini işe alma vaktin geldi."

Jimin onun yanındaki yatağa çöktü ve çoraplarını giydi. "Yaptım. Taehyungie gerçekten iyi birini buldu. İki hafta içinde başlıyor."

"Bu gerçekten harika," diye gülümsedi. "O zaman biraz rahatlayabilirsin."

"Evet." onu onayladı.

Giyinme odasına doğru giderken aksesuarlarını gözden geçirdi. Saati görmezden gelerek, her zaman taktığı, hiç çıkarmadığı yüzüklerin yanı sıra birkaç yüzüğünü ve en sevdiği Chanel zincirini taktı. Her zaman taktığı gümüş bilezikler, yaptığı her harekette oynuyordu. Telefonundan gelen bir başka çağrı sızlanmasına sebep oldu.

Jimin işini severdi. Gerçekten severdi. Ancak böyle zamanlarda, iç mimarlık işini sürdürme kararlarını sık sık yeniden düşünüyordu. Ciddi değildi. Ancak, farklı bir şey seçmiş olsaydı hayatının ne kadar farklı olacağını düşünürdü. Ama her işin kendine has zorlukları olduğunu söyleyerek kendini rahatlatırdı.

Kendi işini kuralı iki yıl olmuştu. Sektörde geçirdiği kısa süre boyunca en iyi müşterilerden bazılarının ihtiyaçlarını karşılayabildiği için gurur duyuyordu. İç mimarlık kazançlı bir iş olsa da, bunun gibi bazı rahatsızlıkları da beraberinde getirdi. Bazı müşterilerin zaman olgusu yoktu. Müşterilerinin çoğu, ağızdan ağıza dolaşan tavsiyelerle gelmişti.

serendipity | jikook çeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin