Karşımdaki manzaraya gülümsemeden duramıyordum. Sude Elif'i sırtına almış, bahçede kimseyi umursamadan koşturuyordu. Bulut ise onları videoya çekip dalga geçmekle uğraşmaktaydı. Ben de Eren'in omzunda onları izliyordum.
"Allah'ım gözlerimi yok et şu hallerine bak ya hepsi mi salak olur"kıkırdayıp Eren'in omzundan kalktım.
"Neden öyle diyorsun benim minnoşlarıma ya ne güzel eğleniyorlar"
"Oy sen büyüdün de onları mı savunuyorsun bana ay ay" kaşlarımı çatıp ayağa kalktım.
"Çok kötüsün Eren ya gidiyorum ben" arkamı dönüp içeri yürümeye başladım. Eren de arkamdan bağırıyordu.
"Ya kanka şaka yaptım lan gelsene buraya, Yasemin bak rezil ederim seni" Allah'ım sen bana bunları sayıyla mı gönderiyorsun yarabbim? Derin bir nefes alıp arkamı döndüm. Gerizekalı arkadaşım bahçenin ortasında öküz gibi bağırdığı için çoğu kişi şuan buraya bakıyordu. Eren'e kes sesini bakışlarımı yollayıp yanına yürüdüm.
"Gerizekalı aptal embesil suratlı maymun ne bağırıyorsun ya" Eren kahkaha atıp konuşmaya başladı.
"Embe- ahahahaha embesil ne lan" Yüzümü buruşturup Sudelerin yanına gittim.
"Çok merak ediyorsun internetten bak gerizekalı" Sude ve Elif bir banka kendilerini atmış konuşuyorlardı. Bulut mu? Her zamanki gibi yavşaklık yapmakla meşguldu. Hepsi ailem gibiydi. Sude ve Elifle ilkokuldan beri tanışıyorduk, ortaokulda da aynı okula gitmiştik. Orda da Eren ve Bulutla tanışmıştık. İlk zamanlar birbirimizle aşırı uğraşsak da daha sonra kardeşten öte bir hâl almıştık. Ve şimdi de burdaydık işte hepimiz aynı liseyi tutturmak için çok uğraşmıştık ama başarmıştık. Ben dalmış bir şekilde olduğum yerde dururken, biri üstüme atlamıştı. Evet evet yanlış duymadınız üstüme atladı! Ve tahmin edin kim? Elif. Tam yere düşecekken yanımdaki duvara tutunarak son anda kurtulmuştum. Elifte kahkaha atarak yere oturmuştu. Allah'ım sen sabır ver.
"Napıyorsun benim canım arkadaşım" Hâlâ kahkaha atıyordu biraz ilerideki bankta da Sude oturuyordu ve onun durumu da farklı değildi o da kahkaha atarak buraya izliyordu.
"Yasmin-ahahahahah ay çok güzeldi çok güldüm karnım ağrıdı" Sabır çekerek Elif'i ayağa kaldırdım.
"Elif salak mısın" çok ciddi bir şekilde sormuştum. O da çok ciddi bir şekilde (!) cevap vermişti.
"Evet kanka yeni mi anlıyorsun" Suden'in yanına oturup kafamı göğsüne koydum birazcık duygu sömürüsü yaparsam bir şey olmazdı değil mi olmazdı canım.
"Annecim Elif beni yere düşürüyordu ya beyin kanaması geçirip ölseydim ne olucaktı hı?" Sude'ye çoğu zaman annecim diyordum alışkanlık gibi bir şey olmuştu bu artık. Beni sıkıca sarıp göğsüne birazcık daha çekti.
"Yaaa kıyamam ben sana Elif ya beyin kanaması geçirip ölseydi Yasemin ne olucaktı" Sahte bir kızgınlıkla Elif'e döndüğünde kıkırdamadan edememiştim. Elifte hemen kahkaha atıp konuşmaya başladı.
"Özür dilerim majesteleri affedin beni düşünemedim ben bağışlayın beni" Gülümseyerek kafamı Suden'in göğsünden kaldırdım Elif'e öpücük atıp "Affedildiniz lütfen bir daha olmasın" dedim. Biraz daha orda oturup sohbet ettikten sonra zil çalmıştı. Ayağa kalkıp sınıfa yürümeye başladık. O sırada telefonuma bildirim gelmişti her zaman sessizde kullanan bir insandım nasıl açık kaldıysa bu artık. Telefonu açıp sessize alacaktım ki gelen mesaj dikkatimi çekmişti.
0543*******: Beni sev,
0543*******: Beni duy,
0543*******: Beni gör ve sarıl.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel Kızım||Yarı Texting
Short Story0543*******: Çok güzelsin be çiçeğim çok. 0543*******: Bakmaya, dokunmaya kıyamayacak kadar, 0543*******: Çok güzelsin.