Chapter 1

128 10 1
                                    

Elindeki eşi benzeri olmayan objeye dikkatle baktı. Bu bir aile yadigârıydı, 1800'lerin sonundan bu yana ailesinde olan, nesiller boyu aktarılmış bir yadigâr. Babası bunu ona derslerine yardımcı olması için vermişti çünkü inatçı kız bütün derslerini FYBS derecesinde almak için tutturmuş, üçüncü sınıfın Noel tatilinde ise bir hafta boyunca 'zamanını yetiştiremediği' için ağlamıştı. Adamcağız kızına yardımcı olsun diye şu anda elinde tuttuğu zaman döndürücüyü vermişti.

Aslına bakılırsa çok işe yaramıştı. Bütün derslerine girebiliyor, herkesin 24 saat yaşadığı günü 30 saat yaşayabiliyordu. Fakat şimdi, elinde tuttuğu bu paha biçilemez objenin daha büyük bir amaca hizmet edip edemeyeceğini düşünüyordu. Büyücülük Tarihi dersi biteli neredeyse iki saat olmuştu ama Aida kendisini düşünmekten bir türlü alamıyordu. Profesörün Voldemort hakkında anlattıkları kulaklarında çınlıyordu ''Aşk iksiri sebebiyle doğduğu bilinmektedir.'' bu yeterince korkunç değilmiş gibi ''Bir yetimhanede büyümüştür. Döneminde gerçekleştirdiği Basilisk saldırılarından sonra okulun kapanmasını engellemek amacıyla savaş kahramanı Rubeus Hagrid'in okuldan atılmasına sebep olmuştur.'' Ne korkunç bir geçmiş! Kimsesiz ve sevgisiz büyümek nedir bilmiyordu ama düşünmek bile içini ürpertmeye yetiyordu. İki saattir aklından çıkmayan tek şey şuydu: Ona sevgi ve şefkat gösterecek biri olsa bunların hiçbirini yapmazdı. Sevgi en güçlü panzehirdi. Babasını hayata bağlayan şey de buydu; muggle annesinin tüm dünyaya olan koşulsuz sevgisi.

Ne yazık ki, düşünmeyi bırakamamış, düşündükçe düşünmüş ve savaş hakkında bildiği tüm kaynakları önüne yığıp karanlık büyücünün hareketlerinden bir örüntü oluşturmaya çalışmıştı. Oradaydı işte, apaçık duruyor, yüzüne doğru gülüyordu resmen. Sevgisiz büyümüş, kimse başını okşamamış bir melez. İçselleştirdiği acıyla –babasının bir muggle olmasıyla- başa çıkmak için bildiği tek yolu kullanmıştı. Güçlü olmak. Ezilmemek için ezmek. Kalbine kocaman bir taş oturmuş gibi yavaşça nefes verdi.

Şimdi vermesi gereken bir karar vardı. Biraz Sakinlik İksiri içip hayatına devam edebilir ya da seksen yıl geriye gidip kadere karşı gelmeye çalışabilirdi. Kaşlarını çatıp nefes verdi. Sonra mantıklı her insanın yapacağını yapıp bir parça parşömen ve mürekkep hokkasını çıkardı. Hesaplamaya başladı; bir yıl 365 gün 6 saat ve 80 yıldan...

Eğer hesaplaması doğruysa –elbette doğruydu, o bir Slytherindi, yanlış yapması söz konusu bile olamazdı.- elindeki tılsımı 701 265 022 kez döndürmesi yetecekti. Yerinde rahatsızca kıpırdandı. Oluşturduğu hayat hikâyesini bir kez daha gözden geçirdi. 'Aida Lou Ryder –babasının büyücü soy ismi Oswald'u kullanması mümkün değildi, bu yüzden muggle annesinin eski soyadında karar kılmıştı.- Savaş esnasında ajanlık yapmak zorunda kaldığı için Hogwarts'a başlamamıştı, üvey babası bunun daha güvenli olduğunu düşünmüştü. Üvey babası ölmeden önce onu Hogwartsın anti-cisimlenme sınırlarına cisimlemiş, Müdür Dippet'ı bulmasını söylemiş ve zavallı kızının önünde ölmemek için cisimlenip gitmişti. Aida sınırı yürüyerek geçmiş ve okulun bahçesine kadar gelmişti' Elindeki parşömeni masaya bırakıp uyuyan oda arkadaşlarına baktı. Keşke onları uyandırıp inandırıcı olup olmadığını sorabilseydi. Ama yapamazdı, havaya karışıp yok olmuş gibi arkasında ne yaptığına dair hiçbir iz bırakmadan gitmeliydi.

Verdiği kararın ne kadar saçma ve tehlikeli olduğunu düşündükçe vazgeçmeye yaklaştığını fark etti. Titrek bir nefes verdi. Sonra kararlılıkla tılsımı eline aldı. Bunu yapacaktı. Herkesin iyiliği için. Sınıf başkanına ve ya bir profesöre yakalanmamak için sessiz ve dikkatli adımlarla bahçeye, büyük çeşmenin yanına gitti. Mermerin ucuna ilişip tılsımı boynuna geçirdi ve döndürmeye başladı 1.. 2.. 3..

Somebody to Love, Somebody to Save (Tom Riddle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin