Chapter 4

58 7 0
                                    

Yaklaşık iki hafta süren bir uyum sürecinin sonunda yeni yaşantısına ayak uydurmaya başlamıştı. Kafasında bir plan ve önünde gerçekleştirilmesi gereken hedeflerle kendisini daha özgüvenli hissediyor, bütün dikkatini Slughorn'un dikkatini çekmeye ve o lanet olası kulübe davet almaya verebiliyordu. İki hafta önceki akşam yemeği faciasından sonra Walburga kendisi ile iletişim kurmayı reddetmiş, bu da Aida'nın işine gelmişti. Her ne kadar kullanmamaya karar verse de zaman döndürücüsünü bazen hala kullanıyordu. Çünkü eğer o kulübe girecekse her şeyde mükemmel olmaktan başka çaresi yoktu. Bazı günler biraz kısa kalınca, farkına bile varmadan eli tılsıma gidiveriyordu.

Bu gün son iki haftanın en heyecanlı günüydü. Çünkü iksir dersinde bireysel çalışmalara geçecekleri gündü. Sonunda Tom Riddle'ın çıraklığını yapmaktan ileri gidebileceğini Slughorn'a gösterebilecekti. İçinde yükselen heyecanı bastırmaya çalışarak iksir sınıfına ilerledi. Riddle'ın yanındaki yerini alırken kendi kendine sırıttığını fark edemedi. Riddle'ın bakışlarını üzerinde hissedince ona doğru döndü. ''Günaydın!'' Heyecanına anlam veremeyen çocuk tek kaşını kaldırıp konuştu. ''Sana da günaydın, Ryder. Bu gün her zamankinden daha sinir bozucu olmaya mı karar verdin?'' Sırıtmayı kesemeyen kız konuştu.

''Biliyor musun Riddle? Bu gün o kadar mutluyum ki senin yorumların bile bunu bozamaz.'' İlgisini kaybeden çocuk okuduğu kitaba dönerken konuştu. ''Aferin sana.'' Yerinde kıpırdanıp duran kız sonunda sınıfa giren Slughorn'u görünce heyecanla masaya yaslandı. ''Sonunda!'' fısıldadıktan sonra hızla tülünü başına geçirdi.

''Günaydın sevgili öğrencilerim, bazılarınızı bu günün dersi için pek bir hazır görüyorum, size bakıyorum Bayan Ryder.'' Kızın enerjisiyle neşelenen adam konuşunca Aida kocaman gülümsedi. ''Bireysel çalışmalar için biraz heyecanlıyım profesör.'' Adam masasına geçerken kızı yanıtladı. ''Öyleyse hemen başlayalım.'' Adam Dayanıklılık iksirinin içeriğini anlatırken Aida kitabına değişiklikler yapmakla meşguldü. Hatırladığı her detayı kendi bildiği haliyle düzenlerken yanında onu şüpheyle süzen çocuktan bihaberdi. Kitabı da yanına alıp malzemelere doğru ilerledi. Elinde onu en iyi yapacak sırları varken bunu neden paylaşsındı ki? Malzemeleri özenle toparlayıp masasına yerleştirdi. Parmaklarını kütürdetti ve kazanının altını yakmaya başladı.

Sonunda kendisine emirler yağdıran biri olmadığı için kendinden geçmiş bir şekilde iksiri hazırlarken duyduğu sesle irkildi. ''Yine her şeyi yanlış yapıyorsun.'' Doxy yumurtalarını kazana eklerken kafasını kaldırmadan konuştu. ''Bireysel çalışma Riddle, sen kendi bildiğini, ben kendi bildiğimi.'' Yanındaki çocuk alayla sırıttı. ''Sadece beceriksiz olduğunu kabul etmeye ne dersin?'' Kız dudaklarını büzüp iksiri karıştırmaya başladı ve konuştu. ''Sana kendimi kanıtlamamı mı istiyorsun? Pekâlâ, Tom Riddle, kanıtlayacağım. Her iddiasına varım benim iksirim seninkinden daha iyi olacak. Kendine o kadar güveniyor musun?'' Çocuk sırtını dikleştirdi. ''Çocuk musun sen?'' Aida kaşlarını kaldırdı. ''Güvenmiyorsun yani. Söylesene Riddle, beni bir tehdit olarak görüyor musun?''

İtiraf etmesi gerekirse Tom Riddle'ı bu şekilde apaçık kışkırtmak hala tüyler ürperticiydi. Gözleri kararan çocuk kıza doğru eğildi. ''Senin çocukça oyunlarına ayıracak vaktim yok, dediğim şey bu.'' Aida dudağını büktü. ''Çocukça olduğunu da nereden çıkardın? En iyi övgüyü alan kazansın. Var mısın?'' Ravenclaw kızlara döndü. ''Siz jürimiz olursunuz, değil mi?'' Adının Elena Rosewood olduğunu hatırladığı kız gözlerinde bir parıltıyla Aida'ya baktı ve konuştu. ''Elbette.'' Aida beklentiyle Riddle'a dönünce sinirden dudakları seğiren bir surat ile karşılaştı. ''Oyun mu oynamak istiyorsun? Oynayalım o zaman.''

Biraz korkmaya başlayan kız sesini heyecanlı çıkarmaya özen göstererek konuştu. ''Tamam! Ben kazanırsam, önümüzdeki Hogsmeade gezisi bana kaymak birası ısmarlayacaksın.'' Omuzlarını bir öyle bir böyle oynattıktan sonra rengi maviye dönen iksirinin altını ayarlamaya döndü. Bu zamanı düşünmek için kullanan çocuk fısıltıdan ibaret olan sesiyle kızın kulağına eğilerek sinirle neredeyse tıslayarak konuştu. ''Ben kazanırsam Ryder, istediğim bir zamanda sana söylediğim bir şeyi sorgusuz sualsiz yapacaksın. Her ne olursa. Hala var mısın?'' Aida bütün bedenindeki tüylerin havya kalkışını hissederken titremesini zor bastırdı. Gözlerini yavaşça kazandan çekti ve titreyen sesiyle fısıldadı. ''Evet.'' Cevaptan memnun olan çocuk yavaşça doğruldu. ''Güzel.''

Somebody to Love, Somebody to Save (Tom Riddle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin