Kendime Sakladığım Minik Büyücü

5 3 0
                                    


Yedinci Bölüm; Kendime Sakladığım Minik Büyücü

Bölüm Şarkısı; Batuhan Mutlugil -Bambaşka

Öncelikle merhaba, önem verip okumaya geldiğin için teşekkür ederim. Pozitif değilim bugün. Ve elimden geldiği kadar kendi mutsuzluğumu sana yansıtmamaya çalışacağım. Umarım hikayeye de yansıtmam. İyi okumalar.

Can’ın gitmesi ile odayı bir iki tur daha gezdim ve duşa girdim. Bana verilecek olan bir eğitim vardı ve belli ki bu eğitim sandığımdan daha zor olacaktı. Yani bence öyle, bu yüzden erken yatmalıyım. Önümde duran giysi dolabından bir çift pijama takımı çıkardım ve üstüme geçirdim. Şahsen ben insanlardan daha modern kıyafetler giyeceklerini düşünmüştüm fakat şuan üzerimde olan şey tam olarak bordo renginde saten bir pijama. Eğer kendi tercihimi yapma imkanım olsaydı kesinlikle daha uzun bir pijama giyerdim fakat öyle bir imkanım olmadığı için maalesef direkt yattım.

“Günaydın Dora!” başımda yankı yapan Aidan’ın sesi ile yüzümü buruşturarak gözlerimi açtım. “Ya sen mal mısın? Uyuyorum ya hani ne diye bağırıyorsun ‘Günaydın Dora!’ diye? Hani kafamı patlatmak gibi bir amacın varsa böyle yapma direkt sık kafama patlar.” Hiçbir şey olmamış gibi kahkaha attı ve “Anne öğrencin biraz sinirli çıktı ama ben inanıyorum bunun da üstesinden gelirsin.” Amaya Teyze de mi burada? Ya hayır ama! “Şey ben özür dilerim, sabahları erken kalmaya alışık birisi değilim de.”

“Evet Dora, ilk testin-sınavın- için hazır mısın bilmiyorum ama biraz sonra başlayacağız. Bu test sonucunda denge kavramının ne kadar gelişmiş olduğunu göreceğiz. Karşında simülasyon şeklinde olacak olan parkur aslında gerçek. Toykun Dağında olan ve sadece Timofin’ler ile Lanetliler’in gördüğü bir ölüm Tüy-Piri’si, asıl adı Taflan Tüy-Piri’si. İçinde bulunan Taflan bitkileri normal değiller, genlerinde bulunan bir çekim büyüsü nedeni ile senin odağını bozuyorlar. Senin amacın ise içindeki hiçbir Taflan bitkisine bakmadan direkt olarak Tüy-Piri’yi geçmek. Tüy-Piri’yi kısaca açıklayacak olursam eğer Tüy, yumuşak dokulu ve bastıkça içine gömülen biri yapısı olduğu için. Piri ise; ihtiyarlık, yaşlı anlamına gelen bir kelime fakat biz bunu sana verdiği yorgunluk hissinden dolayı kullanıyoruz. Daha fazla bilgi vermem yasak, başarılar dilerim.”  Uzun bir konuşma sonunda anladığım tek şey zorlu olacağıydı. Ve Can her gün geleceğim dediği halde hala yoktu, birazcık kırıldı açıkçası kalbim. Amaya Teyze’nin elime tutuşturduğu siyah kıyafetleri üstüme geçiştirmiştim. Size ufak bir betimleme ile anlatırsam eğer; üzerimde siyah bol bir sweatshirt var üzerinde çok küçücük Dora yazıyor. Altımda siyah çok ta uzun diyemeyeceğim bir şort ve fileli çoraplarım var. Açıkçası, normal şartlarda bu kıyafetleri giydiğimde kendimi asla rahat hissedemezdim fakat şuan kendimi acayip rahat hissediyorum. “Dora hazırsan simülasyona geçmen için geri sayı-“, “Geç mi kaldım?” Can’ın sesini duymam ile yüzüme ufak bir tebessüm yerleşti. “Gelmeyeceksin sanmıştım!” dedim. “Can, simülasyona başlayacak şimdi. Bittikten sonra konuşursunuz.” Dedi Amaya Teyze. Can gülümsedi ve bir iki adım geri çekildikten sonra göz kırpıp ‘Sana güveniyorum’ diyerek ağzını kıpırdattı.

10

9

8

7

6

5

4

3

2

1

0 ve puf. Başka bir yerdeyim, Amaya Teyze’ye güvendim ve etrafıma bakmamaya çalışarak köprü benzeri şeye doğru ilerledim. İlk adımımı attığımda fark ettiğim şey sıcak ve mayıştırıcı bir şeylerin içimi kıpır kıpır ettiğini anlamam oldu. Bu büyüydü, tahminimce. Sorun yok Dora her şey yolunda. İkinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci adımlarımı attıktan sonra anladığım ikinci şey bu şekilde gidersem uyuya kalacağım oldu. Bir ayağımı hafifçe geri çektikten sonra köprüyü koşarak geçmeye çalıştım, dediğim gibi böyle uyku hissi gidiyordu. Fakat bir sorunumuz daha kendini ortaya çıkarıyor, sıcak. Aşırı sıcak ve benim su içmeye ihtiyacım var. “CAN, AİDAN, AMAYA TEYZE BURASI ÇOK SICAK!” bağırmamın bir şeyleri değiştireceğini umuyordum ama öyle olmadı. Tahminen aslında 15 adımım falan kalmıştır. Ama etraftan gelen kokular ve sıcaklık o kadar yoğun ki etrafa bakmamak için kendimi çok zor tutuyorum. Hani böyle çok ağır bir parfüm sıkarsınız sonra da sıkışık bir ortama girersiniz, daralırsınız ya. Tam öyleyim şu anda. Kafama ileri geri salladım ve kafamdan şunu kurdum ‘Eğer bunu başarırsan annen seninle gurur duyacak Dora’ cümlem bana destek olurken, adımlarımı hızlandırdım. Susuzluğum her adımımda daha fazla artıyordu, bu da benim delirmeme sebep oluyordu. Son adımımı attığımı hatırlıyorum sonra da, “DORA BAŞARDIN!” diye bir neşeli ses duyduğumu bir de bu sesin sahibinin Can olduğunu. İşte ondan daha sonrası yok bende.

Doğru Bildiğin YalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin