Siz iliklerinize kadar korkuyu hisettiniz mi? İşte ben korkuyu iliklerime kadar hisetmekteyim. Korku; sinsi bir yılanın size yaklaşıp ısırması gibidir. Isırdığında zehrinin yavaş yavaş vucudunuza nakşettmesidir. O zehir ilk önce damarında aktığı kana bulaşıp daha sonra her hücremizi istila edip etkisinde bırakmaksıdır. İşte korkuda vucudumuzu, ruhumuzu zehir gibi bulaşır.
Bu hayatta şans hiç yüzüme gülmeyecek neden tekrar karşılaştık ki yarıda kalmış işlerini mi? temizlemeye geldiler,hemde okulda. Acaba hiç bir şey görmedim desem inanılar mı? ya da kimseye söylemiyeceğim desem benim peşimi filan bırakırlarmıydı. Ben ne yapıyorum acilen saklanmam lazım Banunun kolundan tutup çekiştirmeye başladım nereye gidicektim tuvalet olmaz çok uzağız, öğretmenler tuvaletine mi gitsem yuh! hayata olmaz en iyisi en yakın sınıfa girmek deyip ilk bulduğum sınıfa girdim hemen kapıyı kapatım. Yere oturup duvara yaslandım Banu'ya baktığımda şok kalmış bir halde bana baktığını gördüm.
"Bak her şeyi anlatacağım ama şimdi olmaz."
" bu korkun neydi ayna'ya bak istersen betin benzin atmış."
"Anlatacağım dedim zorlama bu senin açından pek de iyi olmaz" deyip tehtit ettim.
"Tamam, peki sen iyimisin."
"İyi olmaya çalışıyorum" dedim. Bana doğru gelip kolarımdan tutup kaldırdı. Tozlanmış eteğimide temizledikten sonra kapıyı açıp sınıftan çıktım.
Koridorda yürürken banuyu durdurdum " banu sana bir kaç soru sorucağım."
"Tabi sor."
"Az önce koridorun başında bir grup erkek vardı onlar kim"
Banu bunu duyduğunda panik yaptı kolumdan tutup bahçeye doğru ilerledik. Tenha olan bir yeri seçip banka ottu
" Bak Nefes o grup nasıl söylesem karanlık işlerle uğraşıyor tekin kişiler değil."
"Onu zaten dün anladım az daha birini dövmekten öldürüyorlardı"
"Ne, ne zaman senin işin neydi orda nefes seni görmediler değil mi?"
Şimdi gördüler desem olmazdı hem daha beş dakka tanıştığım birine her şeyi söyleyecek halim yoktu.
"Hayır görmediler onları gördüğümde o yerden uzaklaştım"
Banu derin bir nefes vererek anladım gibi bir baş salladı.
"Banu zilin çalmasına kaç dakka var."
" beş dakka var istersen kantine gidip bir kahve içelim." dedi Banu, başımla onayladıktan sonra kantine doğru yürümeye başladık. Kahvelerimizi de aldıktan sonra sınıfa gidiyorduk ara sıra çevreye baktığımda bir kaç kişi bize baktığını gördüm anlamadım açıkta bir şeyler mi gördüler.
Sınıfa geldiğimde çok kişinin olmadığını gördüğümde bu nedensizce beni rahatlatmıştı. Banuyla beraber pencere tarafına geçip kahvemizi yudumlamaya başladık. Ara sıra dışarı izleyip eski anılarım aklıma geliyor.
Mesala annem ve babam benim okula gittiğimi göremediler, canım yandığında bana sarılıp saçlarımdan öpemediler. Dışardaki insanları daha dikkatli izlediğimde ne kadar mutlu olduklarını gülüşüp eğlendiklerini gördüm.
Keşke onlara; "Dünya' da ölüm diye bir gerçek varken, sevdiğiniz kişinin hala nefes aldığına dua edin, akşam annenizin kapıya açmasına şükredin. Ne bileyim, bir silkelenin. Kıymet bilin, sevin severken incitmeyin. Kibir yapıp gitmesine izin vermeyin. Gün gelir öyle kayıp gider ki o eller avuçlarımızdan, feleğimiz şaşar dünyamız durur. Derler ki hayat devam ediyor. Ama öyle kolay olmaz. Önce gülüşünüz kaybolur sonrasında neşeniz." diye bağırmak istiyordum.
Tekrar gözlerimin dolmasıyla derin bir nefes alıp verdim. Kendimi tembihledim olmaz nefes olmaz yapma sen güçlüsün deyip bakışlarımı Banuya çevirdim o zaten bana bakıyordu.
"Nefes iyimisin gözlerin doldu. Bak istersen derdini bana her zaman anlatabilirsin iyi bir dinleyiciyimdir."
" iyiyim bir şeyim yok." deyip geçiştirdim.
Tekrar pencere tarafına baktığımda lüks bir arabanın okula doğru geldiğini gördüm. Zaten zengin züppelerin dolup taştığı bir okuldan ne beklersin ki hiç oralı olmayıp bakışlarımı o taraftan çektim.
Zilin çalmasıyla nerde oturacağım diye sınıfa baktım. Banu sarı saçlı mavi gözlü bir kızla oturmuştu. Bende en son sıraya baktığımda bir tek orasının boş olduğunu görüp oturdum. Kapının açılmasıyla hocayla birlikte birinin sınıfa girdiğini gördüm ayağa kalktığımda sınıftaki herkezin bana bakıp gülmesi bir oldu. Ahh...! Salak kafam burası kolej ne diye hemen ayağa kalktın ki utancımdan tekrar yerime oturdum.
Hocayla birlikte gelen kişiye bakınca oda bana alaycı bir şekilde baktığını gördüm. Çocuğu incelediğimde âdete ben tehlikeliyim diye bağırıyordu. Mavi gözleri bir okyanus kadar hırçın bir buz dağını andırdığı kadar soğuktu. Mavi gözlerine bakınca içten içe korkuyordum bir insan bu kadar boş ve soğuk bakabilir mi?
"Evet arkadaşlar bu yeni arkadaşınız Poyraz Yıldırım umarım iyi anlaşırsınız."
Sınıfa baktığımda kızların onu yiyecek gibi bakmasına göz devirdim. Sanki hiç erkek görmemişler. Poyraz denen çocuğa baktığımda yavaş yavaş benim olan tarafa gelmesiyle kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. Bu çocuktan bu kadar korkmam normal mi?
Lanet olsun! Tek benim yanım boş olmasına ne demeliyim. Çantamı diyer kenardan alıp oturması için yer açtım o da yavaş hareketlerle yanıma oturdu. Ona bakmadan dersi dinlemeye çalıştım.
Zil çaldığında kitaplarımı ve kalemlerimi deftere koymaya başladım. Başımı kaldırdığımda yanımda oturan çocuğun bana baktığını farkettim. Nasıl bu kadar soğuk ve tehlikeli bakıyor sanki karşısındaki avını tek bir bakışıyla paramparça edebilecek güçdeydi bunu düşünmemle tüylerim ürperdi.
Kalkıp sınıftan çıkacekken birinin kolumdan tutmasıyla durmak zorunda kaldım tam küfür etmek için Başımı çevirdiğimde Poyraz' ın olmasıyla kalbim göğüs kafesimden çıkacak kadar hızlı atmaya başladı. Kendini bana biraz daha yaklaştırdığında artık bende kalp diye bir şey kalmamıştı. Kulağıma eğilip;
"Birisi bize erkek olmadığımızı söylemiş anlatsana erkek nasıl olurmuş."
Evet ponçiklerim, değerli okuyucularım tekrar yeni bölümle karşınızdayım. Güzel bir bölüm olmuştur inşallah. Sizden tek ricam o değerli yorumlarınızı ve volteleri eksik etmeyin bir daha ki bölüme görüşmek üzere sevgilerle...😍☺
Beyefendiye bakın yok koldan tutmalar kulağa fısıldamalar bakmalar filan Poyraz bey ne oluyoruz cbvdfbdfbcbdfbdfg
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
Teen FictionKaranlıkta doğan bir aşk... O ürpertici soğuk mavi irislerini yüzümde gezinirken ben karşısında nutkum tutulmuştu. Nereden bilebilirdim ki bir çift mavi irisleri gördükten sonra hayatımın değişeceğini... Ben Nefes, işte hayatımın kapılarını sizler...