13 Reasons Why, Jensoo.

Özel Bölüm

5 yıl sonra

Merhaba Jennie, Jennie Kim,

Hatırlıyor musun beni? Sana sevdiğim kişinin Park Chaeyoung olduğunu söyleyen pis bir yalancıyım ben, Kim Jisoo... Senin ölümüne sebep olan kişi...

Kızmazsan sana bir şey söylemek istiyorum Jennie, ben- senin günlüğünü okudum. Gerçekten çok özür dilerim ama ölümüne sebep olan şeyi o kadar merak ediyordum ki...

Cevabı öğrenince yıkıldım. Meğer senin ölümünün nedeni benmişim... Bunca yıldır bana nasıl baktığını fark etmediğim için çok özür dilerim Jennie, iflah olmaz bir aptal olduğum için özür dilerim.

Ama sana iyi bir haberim var. Bu yaşadıklarından sonra benimle alay edebilirsin, umursamayabilirsin. Anlarım, gerçekten anlarım Jennie...

Biliyor musun, bunca zamandır korkaklık ediyordum sana karşı. Sana duygularımı açıklamaya o kadar korkuyordum ki...

Hatırlıyorsun değil mi, otobüste sana sevdiğim kızın Chaeyoung olduğunu söylemiştim ya. Yalan söylemiştim. Benim tüm kalbimle sevdiğim başka biri vardı ve o kişi sendin Jennie Kim.

Sen hayattayken elini tutabiliyordum, saçını koklayabiliyordum ve o saf neşeni hissedebiliyordum. Şimdi ise tuttuğum tek el doktorun eldivenli eli, kokladığım tek şey ilaçların yapay kokusu ve hissettiğim tek şey hüzün...

Sen gittikten sonra benim iflah olmaz bir deli olduğumu söylediler ve beni bir akıl hastanesine kapattılar. Benim aklımı yerinde tutan tek şey sendin ve senin artık yanıma gelip neşeyle bana sarılamayacağın gerçeğini kabullenmek kalbimin ortasına bir bıçak gibi saplandı.

Beni hayatta tutan şey sendin Jennie Kim ve sen artık yanımda olmadığına göre hayatta olmanın bir anlamı kalmadı sanırım.

- Senin dışında her şeyden vazgeçen Jisoo

Jisoo kağıt parçasına dökülen gözyaşlarını silmekle uğraşmadı, ne anlamı vardı ki? Sonuçta sevdiği kız ne yazdığı mektubu, ne de dökülen gözyaşlarını görebilecekti.

Ona göre artık yaşamanın bir sebebi kalmamıştı, yaşam savaşı vermeye ne gerek vardı ki? Doğru dürüst nefes alamıyordu bile. Her uyanışında doktorlar onu ilaçlara boğuyordu, her nöbetinde koluna büyük bir iğne darbesi iniyordu, ancak kalbi sıkıştığında onu kimse umursamıyordu. Doktorlar onun yanında çok fazla kalamıyordu çünkü diğer hastalarla da ilgilenmek zorundalardı.

Jisoo sevdiği kız dışında her şeyden vazgeçmişti, onun tek isteği tekrardan sevdiği kızın sıcak ellerini tutabilmekti.

"Yaşamanın bir anlamı mı var sanki?" diye düşündü. "Gittiğim yerde Jennie'yle bile buluşabilirim belki. Düşünsene, yeniden ona sarılabiliyorum, yeniden o sıcak ellerini tutabiliyorum." Jisoo böyle şeylerle kafasını yorarken gerçekliğe dönmesini sağlayan şey doktorun elindeki tepsinin şangırtısıydı. Doktor tepsiyi Jisoo'nun önündeki sehpaya koydu ve Jisoo'ya donuk bir gülümseme verip aceleyle yandaki hastanın yanına gitti.

Jisoo tabağın üzerinde bir çorba kasesi olduğunu fark etti. Kasenin içinde Jisoo'nun tahmin edebildiği üzere buz gibi bir tavuk çorbası vardı. Jisoo her gün tavuk çorbasına bakıp ağlardı çünkü bu Jennie'nin en sevdiği çorbaydı. Jisoo kafasındaki düşüncelerle çorbayı tekrar sehpaya koydu ve sehpayı yavaşça uzağa doğru ittirdi. 

Başını umutsuzca küflü yastığa koydu ve sevdiği kızı düşünerek bedenini tamamen yatağa bıraktı ve gözlerini kapattı.

Artık son uykusuna dalmıştı...