Tenimdeki Ruh ( Askıda )

Hayal Kırıklığı

HAYAL - KIRIKLIĞI

Birisi en güzel anları düşlediğimiz, gelecekten, geçmişten, her yerden güzel şeyleri zihnimizde topladığımız kelime. Diğeri ise belki de bize en çok zarar veren, hiç beklemediğimiz, onun sayesinde çıktığımız gökyüzünden merdivenleri üçer üçer indiğimiz bir kelime.

İkisi yan yana geldiğinde, içine bir sürü kötü şeyleri topluyor. Ama en çok güven duygusu. Maksimum seviyeye ulaşmış bir güven o kelimelerle başladığı noktayı bile siliyor.

İnanmak; her şeyden önce kendini ortaya koymaktır. Çünkü inanırsan zayıf olursun, savunmasız hale gelirsin. İnanç en büyük yıkımın ilk ve en büyük adımıdır.

Hayal kırıklığı yanına usulca yaklaşıp, ben geldim diye fısıldayıp gülümsediğinde yerden kalkman çok zordur. Bir yandan da hani inandığında zayıf kalmıştın ya, hayal kırıklığı orada devreye girer ve sana öyle bir güç verir ki gittiğin yolları haritandan silersin.

Ama insanoğlu bu işte, o yolları tekrar çizmek istiyor. Düşünsene hep diken üstünde, kimseye güvenmeden, bakışlarında "acaba?" sorusuyla nereye kadar gücüne yaslanır?

Evet, bir çok kez darbe yemiş olabilirsin, o kelimelerin harflerini teker teker yutmuş olabilirsin, ama onu yaşamadan da bir boku anlayamaz, göremezsin. Hayal gözlerini kör, kulaklarını sağır ederken; kırıklığı gözlerini açar, kulaklarına fısıltıları bile getirir.