İlk zamanlar kalbimin taşıyamayacağı kadar çok seviyordum. Bazen yarını bazen on yıl sonrasını hayal edip gülümsüyordum. Sanki bu duygu sonsuzdu. Hep hissedecektim. Ne yaparsa yapsın, hissettiklerimle onu yaşatacaktım.
Yanıldım.
Artık üşüdüğümde elimde onun elini hayal etmiyordum.
Artık kalbim sessizliğe bürünmüştü.
Adı nefesime nefes katmıyordu.
Bu hayatta olmasın diye en çok buna çabalamıştım.
Onun gözlerini gökyüzünde görememek mi? Bunu hiç istememiştim.
Ama öyle bir zaman geldi ki o sevgi güneşle birlikte battı. Hayallerim yıldızlarda asılı kaldı. Gülüşlerim buruklaştı.
Aslında biri seni terk edince değil, duyguların bitince yanlız kalıyormuşsun.
Ona hissettiğim bütün duygular içimde bitti. Çok denedim. Tekrar hissetmeyi, ona defalarca seni seviyorum demeyi. Ama yok, olmayınca olmuyor.
Zamanında uğruna saatlerce ağladığını, saatlerce ağlatabiliyorsun.
Seni sevdiğini söylediğinde, bomboş bakabiliyorsun.
Onca çabana, gayretine rağmen o duygular artık köreliyor.
Sen yaptıklarını affetsende, duyguların affetmiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tenimdeki Ruh ( Askıda )
ChickLitRuhuma. Sigaramın tütününe. Antidepresanıma. Erkeğime. Tutkuma. Hislerime. Yazdıklarımın yazacaklarımın anlamına. Gözlerimin rengine. Her harfimdeki tek anlama.