7 Senelik Eziyet

1 1 0
                                    

Hans, yedi yaşına geldiğinde hayat onun için her anlamda farklılaşmıştı. Çevresindeki insanlar bir anda sertleşmişti ona karşı. Asla bilmeyecekti o katı bakışların sebebini. Sormak istese bile yüksek ihtimalle o cılız vücudundaki tüm kemikler kırılacaktı. Almanlar çok sinirli insanlardı o zamanlar. Üstelik kurumun başkanı da, koyu bir Almandı. Asla kaybetmeyi kaldıramamış, bu yapılanları yedirememişti. Hep disiplinden ve sertlikten yanaydı. Ancak gereksiz dozda sertlik kullanan bu adamı kimse sevmese de saygı duyardı. Zaten korkudan gelen bir saygı çeşidiydi bu. İmkanlar olsa tüm çocuklar onu lime lime edip, etiyle doyarlardı. Tabi bunlar dillendirilmezdi, yoksa yüksek ihtimalle hayal bile edemeyecekleri bir yaptırımla karşılaşacaklardı. Meşhur Alman disiplini miydi bu? Bunu bir öğretmeninden duymuştu Hans. Tabiki değildi, ancak bu çocukları bir şekilde susturabilecek güzel ve etkili iki kelimeydi. "Alman disiplini." Gerçekten havalı. Bunca çile çekilmeyecek boyutlara, Hans 9 yaşına geldiğinde başlayacaktı. Ona bir yetişkin muamelesi yapılacaktı, tabi köle olanlar cinsinden. 13 Eylül'e gittikçe yaklaşıyorduk. Doğum günleri hiçbir cezai yaptırım uygulanmazdı çocuklara. Tahmin edebileceğiniz gibi birçoğu, doğum gününde kaçmaya çalışırdı. İşler bu boyuta gelince, doğum günlerinde herkes gözlenirdi. Hans için de aynısı olacaktı.

13 Eylül sabah 8.30'da gözlerini açtığında Hans, arkadaşlarının onun etrafında toplandığını görecekti. Ufak çaplı bir doğum günü kutlamasıydı bu. Öğlene doğru herkes ona başarılar dileyecekti, çünkü doğum günlerinde herkes kaçmayı denerdi. Hans'ın orada tanıştığı, iri bir abisi vardı. Adını bile bilmiyordu, yemekhanede zar zor görebilirdi onu. Yaş ayrımı yapılırdı yemekhanede. Bu tanıştığı abisi, onun hayatını değiştirecekti.

Hans hiçbir şeyini toplamamıştı. Dürüst olmak gerekirse toplayacak tek bir kişisel eşyası bile yoktu. İşte o adını bile duymadığı, azcık samimi olduğu o çocuk onun hayatını kurtaran adam olacaktı.

Hans hazırdı, arka bahçeye yavaşça ve gizlice gitmeye başlamıştı. O anda bir yaygara kopmuştu. Ne olduğunu bile öğrenmeden fırsat bilerek koşarak kaçmıştı oradan. Hiç olmadığı kadar hızlıydı. Özgürdü. Ne yapacağını bilmeden sadece özgürdü. Açlığı dert etmeden, sadece bütün sokakların ona ait olmasıydı mutluluk. O tanımadığı abisi Hans'ı takip etmiş ve kaçacağı zamanı görüp güvenliklere saldırmıştı. Tüm bu olaylar sonucu unutulmuştu Hans. Gece saat 22.00'da, ışıklar söndürülecekken Hans'ın yatağında sadece yeller esiyordu.

Yeşil Formalı Siyah İnsanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin