Hoş bir duygu

513 42 38
                                    

"Evet,işimiz bitti. Kalkabilirsiniz. Bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. Yine bekleriz."

Dövme koltuğunda oturan adam kalkıp kısa bir teşekkürün ardından parayı ödeyip dükkânı terk etti. O sırada Wei Wuxian, kullandığı aletleri temizlemekle meşguldü. Temizleme işi bittiğinde dükkânın camına yaklaşıp dışarıyı izledi. Bazı insanlar iş acelesiyle koştururken, bazıları da tembel tembel dolaşıyordu etrafta. Öğrenciler ise okuldan çıkmanın verdiği rahatlıkla huzurla yürüyorlardı yolda. 'Eve gidene kadar bu mutlulukları' diye düşündü Wuxian. Eve gidip ödevlerin başına geçecekler, sınavlar için ölüm-kalım savaşı gibi çalışacaklardı. Üzücü ama her yerde olan bir tablo. Eski zamanlar aklına gelince güldü Wuxian. O da çok iyi bir öğrenci sayılmazdı ve bu sisteme hep karşı çıkmıştı,eh, tabii sistemde ona. Böyle düşünceler içinde yüzerken gözü bir yerde takılı kaldı.

Lan Wangji. Karşıdaki çiçek dükkânının sahibi Lan Wangji. Ondan nefret eden Lan Wangji.

Bu dövme dükkânını açalı 1 yıl olmuştu. İlk açtığı zaman, çok heyecanlanmıştı Wuxian. Yeni insanlar, yeni iş, yeni düzen. Bulduğu dükkânın yakınlarında pek genç kişiler yoktu ancak Wei hepsiyle iyi anlaşmıştı, hepsi de onu sevmişti,kabullenmişti. Bir kişi hariç. Ya da o öyle sanıyordu.

Wei Wuxian, ilk defa çiçek dükkânına girdiğinde çok güzel bir yer olduğunu düşünmüştü. Dükkânın dört bir yanı çiçeklerle kaplıydı. Her birinin farklı anlamı olan çiçeklerle. Wei'nin annesi çiçeklerle çok ilgiliydi ve bu yüzden Wei birkaç çiçeğin anlamını biliyordu. Etrafta anlamını bildiği çiçek var mı diye bakınırken bir ses duydu.

"Buyurun, hangi çiçeğe bakınıyorsunuz?"

Sese doğru döndüğünde biraz mutlu olmuştı Wei. Çünkü sesin sahibi hem onun yaşlarında gözüküyordu, hem de güzeldi. Boyu Wei'den çok az daha uzundu -belki 3 4 santim kadar- ,saçları ensesine doğru uzanıyordu ve açıkçası çekiciydi. Yanakları dolgundu, dudakları da öyle. Üstünde mavi bir kazak, altında beyaz bir pantolon vardı. Yüzünde gülümseme yoktu ancak yüzü yumuşaktı. Gören biri neredeyse gülümsüyor diyebilirdi.'Tanışmak için güzel bir fırsat' diye düşündü Wei.

"Ah, merhaba. Ben çiçek bakmak için gelmedim aslında. Karşıdaki dövme dükkânından geliyorum. Tanışmak için geldim ben. Sonuçta uzun süre burada olacağım,tanışmak güzel olur diye düşündüm. Bu arada Wei Wuxian ben"

Wei birkaç adım ilerleyip elini karşıdaki adama uzattı ve onunda kendini tanıtıp elini sıkmasını bekledi.

"Ben de Lan Wangji. 2 yıldır buradayım. Gördüğünüz çiçek dükkânının sahibiyim. Tanıştığımıza memnun oldum."

Adam-Wangji- da karşılık olarak elini sıkıp bıraktı.

"Ben de tanıştığıma memnun oldum. Acaba kaç yaşındasınız? Aynı yaşta gibi gözüküyoruz da."

"24 yaşındayım."

"Vay canına, aynı yaştayız. Zaten yüzünüzden belli yaşıt olduğumuz."

Bunu söyledikten sonra ortamda bir sessizlik oluştu. Bu durum Wei'nin canının sıkılmasına yol açmıştı. 'Lütfen konuş yoksa ortamdaki sessizlikten kaçacağım şimdi.'
Sanki adam sesini duymuş gibi -ya da Wuxian'ın yüzü her şeyi ele veriyordu- konuştu

"Lütfen bekleyin,hemen geleceğim."

Wei sesin sahibine doğru kafa salladı

"Ah,tabii ki. Bekleyeceğim."

Adam gerçekten de saat kurmuş gibi bir dakika sonra geri geldi. Elinde mavi leylaklarla* beraber. Elindeki mavi leylak buketini karşısındakine doğru uzattı. Wei adamın elindeki buketi eline aldı ve gülümseyerek teşekkür etti. Adam o sırada konuşmaya başladı.

FlowerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin