Flower

İtiraf ve Büyümek

Wuxian

"Umarım sevgilimin kollarından ayrılacağım kadar önemli bir konudur Jin Ling yoksa öldün."

Eve girerken homurdanıyordum.

"Dediklerinin aynısı. Umarım gerçekten önemlidir A-Ling."

Yao da içeriye peşimden girerken konuştu.

Jin Ling ise biz konuşurken yerinde tepindi.

"Önemli diyorum! Niye kimse inanmıyor ya!"

Cheng kafasına vurdu.

"Kimse dediğin şu ikisi. Şunların dediğini mi takıyorsun cidden?"

"Teselli verirken bile dövmen gerçekten çok özel."

Jin Ling kafasını ovarken konuştu.

"Tamam hadi anlat bakalım noldu?"

Dediğimden sonra heyecanlı bir şekilde anlatmaya başladı olayları.

"Şimdi senden hoşlanıyor mu yoksa sadece öpmek mi istedi?"

Xingchen kafası karışmış bir şekilde sordu.

"Ne demek canı istedi öptü? Yok öyle bir şey. Benim de canım onu dövmek istedi o zaman."

Zixuan sinirle konuştu.

Jie kolunu yatıştıcı bir şekilde okşadı.

"Zaten kesin olarak öyle bir şey olduğunu söylemedi. Sadece ihtimal verdi. Bence öyle bir şey yok, etkilendiği için öptü."

Zixuan süt dökmüş kediye döndü.

"Öyledir değil mi? Jin Ling'i üzsün istemem."

Jin Ling gülümseyerek ona bakıyordu.

"Merak etme. A-Yuan öyle bir insan değil gege."

"Yani senden hoşlanıyor?"

Jin Ling omzunu silkti.

"Bilmem. Bence etkilendi? Hoşlanmak biraz fazla kaçabilir belki."

Cheng kaşlarını çattı.

"Sanmam. Bence senden hoşlanıyor gibi görünüyor. Ayrıca o fotoğraf konusunda izin verdiyse kesin hoşlanıyor senden."

Ona katılarak başımı salladım.

"Katılıyorum. Ben olsam sapık sanar döverdim seni. Eğer izin verdiyse senden hoşlanıyor."

"Ya sadece kibarlık yaptıysa?"

Hepimiz Jin Ling'e malmışcasına baktık.

"Aşık olunca delirmek bilimsel olarak onaylanmalı."

Song Lan içeceğini içerken bıkkınlıkla mırıldandı.

"Bence de, yoksa bunun aptallığına cevabım yok."

Xingchen kafasını sallayarak konuştu.

Yavaşça Jin Ling'e yaklaştım ve başını okşayarak konuşmaya başladım.

"Bak güzel evladım. Bak Jin Ling'im. Sence kim böyle bir kibarlık yapar? Düşün bakalım."

Yao olayları dinledikten sonra ilk kez ağzını açtı.

"A-Huan bile böyle bir kibarlık yapmaz. Kibarlığın da bir sınırı var. Hele ki Lan'lar asla böyle bir kibarlık yapmaz. Eğer.."

"Aşık değillerse."

Diyerek Yao'nun sözünü tamamladım. Kafasını sallayarak tekrar konuşmaya başladı.

"Belki şimdi anlatacağım şey sana saçma gelebilir ama dinle. Lan ailesinin ta atalarından beri bir efsanesi vardır: Lan'lar hayatlarında sadece bir kez severler. Tüm hayatları boyunca sadece bir kez aşık olurlar ve hayatlarını aşık oldukları kişilere adarlar. Ne kadar doğru bilmiyorum ama doğru olduğunu hissediyorum. Bu yüzden Lan'lar aynı zamanda romantik olarak da anılıyor. Çünkü hayatlarını tek eşlerine adıyorlar. Eğer eşleri ölürse başka kimseyle evlenmiyorlar. Çünkü hayatları boyunca sevdiği kişi tek kişi vardı ve o da gitti. A-Huan'ın bir akrabasıyla konuşmuştum. Bu efsaneye hiç inanmazmış, hep saçmalık olduğunu düşünmüş. Aşık olmuş, evlenmiş. Sonra eşi öldüğü zaman anlamış efsanenin doğru olduğunu. 'O öldükten sonra arkadaşlarım daha genç olduğumu, tek başıma babalık yapılmayacağını, başka biriyle evlenmem gerektiğini söylediler. Ben de korktum, çünkü daha çok gençtim ve çocuk bakmayı bilmiyordum. Bana ayarladıkları görüşmelere gittim. İşte o zaman anladım efsanenin doğru olduğunu. Başka hiç kimsede o gülüşü bulamadım. Kimse onun gibi bakmadı bana, kimse onun gibi anlamadı beni, kimsede kendi benliğimin yarısını bulamadım, çünkü kaybetmiştim onu. Bunu anladıktan sonra kimseyle görüşmedim ve reddettim her teklifi. Çocuklarıma kendim baktım ve bundan hiç pişman değilim. Bazı şeyleri yaşayarak öğrenmek ne kadar zor olsa da daha kalıcı oldu benim için. Şimdi her gün mezarının yanına gider, saatlerce konuşurum onunla, her rüzgâr estiğinde bana cevap verdiğini anlarım. Her rüzgâr estiğinde benliğimin tamamlandığını hissederim.' Demişti bana. İşte o zaman tamamiyle emin oldum. Hiç sevgilisi olmadığı için dalga geçerdim bazen Xichen ile. Ondan sonra hiç dalga geçmedim. Çünkü sevgisinin bana dünyada verilen en büyük hediye olduğunu biliyordum. Yani eğer bir Lan seni severse hayatını sana adar."