Jin Ling
"Sizden, sizi mutlu eden ve aynı zamanda rahatlatıp sakinleştiren şeylerin -insan, doğa, hayvan fark etmez- fotoğraflarını çekmenizi istiyorum."
Derste bir yandan hocanın dediklerini dinliyor, bir yandan da ona bakıyordum.
Lan Yuan.
Hoşlandığım çocuk.
Aynı sınıftaydık. İkimizde fotoğrafçılık bölümündeydik. Onu ilk kez sınıfta kucağıma düştüğü zaman görmüştüm.
Geçmiş (1 sene önce)
Atkıma ve montuma daha sıkı sarılarak yürümeye devam etmiştim. Kış mevsimindeydik ve ben kış mevsiminden nefret ederdim. Dondurma yiyemediğim her mevsimden nefret ediyordum. Hızlı bir şekilde dersimin olacağı girdim ve rastgele bir sıraya oturdum. Kendimi ısıtmaya çalışırken içeriye birkaç kişinin girdiğini duydum. Duymamak imkânsızdı çünkü öyle bir ses yapıyorlardı ki, koridorun sonundaki kişiler bile duymuş olabilirdi. Onları umursamadan kendimi ısıtmaya çalışırken, üzerime düşen bir gölge, kucağıma düşen bir vücut hissettim. Üzerime düşen bedene baktım.
Soğuktan yanakları ve burnu kızarmış, kırmızı atkısı ve kırmızı montuyla gayet de güzel gözüküyordu. Gözlerindeki gözlükle çok tatlıydı.
Benim ona baktığım gibi şaşkınlıkla bakıyordu. Bir an sonra, ikimizde durumun farkına varıp birbirimize bakmayı kestik ve o kucağımdan kalktı. İkimizin de yanakları kızarmıştı. Garip bir sessizliğin sonunda boğazını temizleyip konuşmaya başladı.
"Özür dilerim, yanlışlıkla oldu."
"Sorun değil."
Elini uzattı.
"Ben Lan Yuan. Tanıştığımıza memnun oldum."
Elini sıktım.
"Ben de Jin Ling. Ben de tanıştığımıza memmun oldum."
Elimi geri çektim ve o da sırasına geçip oturdu.
Ben de tüm ders boyunca yanlışlıkla ona bakan gözlerimle uğraştım.
Şimdiki Zaman
Ders bittiğinde ayağa kalktım. Demek bizi mutlu eden şeyler ha? Bakışlarım ona kaydığında o hâlâ toparlanıyordu. Elimden hiç düşürmediğim, âdeta bağımlısı olsuğum kameramı elime aldım.
Fark etmez değil mi?
Sadece ufak bir fotoğraf, nasıl fark edecek ki?
İzin mi istesem?
Ne diyeceğim, beni mutlu eden şeylerin içindesin ve ödev için senin fotoğrafını çekmek istiyorum mu?
Utanç verici.
Tamam, fark etmeden çekeceğim.
Kameramı ona doğru tuttum ve fotoğrafını çektim.
Aptaldım.
Kameranın ses çıkardığını unutacak kadar aptal.
Çıkan ses ve bana doğru bakan bir çift gözle ne yapacağımı şaşırdım.
Neden bana öyle bakıyor?
Dövecek mi yoksa beni?
Çok mu kızacak?
Aptal. Tabii çok kızacak. Sen olsan kızmaz mısın?
Gözlerini kısarak bana yaklaştı.
Gözlerini kıstı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flower
Fiksi PenggemarLan Wangji için çiçeklerden daha güzel olan tek şey dövme dükkanı sahibi Wei Wuxian'dı... Wei Wuxian ise çiçek dükkanı sahibi Lan Wangji'nin ondan nefret ettiğini düşünüyordu Cr:twitter @/ freaklilith