seçilim

488 20 22
                                    

Hogwartsa girmiş ve etrafa bakıyordum. Bu okula dair çok şey bilsem de ilk kez canlı bir şekilde içinde bulunuyordum. Çoğunluğun ilerlediği kısma ilerlemeye başladım. Daha bu yıl müdür olmuş Dumbledore'un yanına ilerleyip kısaca bir selam verdim.

"Merhaba efendim bina konusunu nasıl seçeceğiz?"

Dumbledore kısaca yüzüme bakıp sıcak bir şekilde tebessüm etti öndeki sandalyeyi işaret edip kafasıyla oturmam için işaret etti.
Sandalyeye oturdum ve başıma konan şapkanın konuşmasını bekledim, fakat şapka saniyesinde "SLYTHERIN" diye haykırdı. Kalkıp yeşil ve gri renklerin hakim olduğu masaya ilerledim.

Boş olan bir yere oturup sakince gülümsedim. Sarışın olan bir kız hemen elini uzattı. "selam ben Bella"

"Regina, memnun oldum" gülümsedim.

Bella oldukça samimi bir şekilde davranıyordu. Eğer Hogwartsa arkadaş edinmek için gelmiş olsam kesinlikle olabileceğim biriydi ama yine de soğuk yapmamaya karar verdim, okul içindeki olaylardan beni haberdar edebilirdi. Işime yarayan herkesle iyi anlaşmak en güzeliydi.

Masaya kısa bir bakış attım, karşımda oturan Tom bana bakıp sinir bozucu bir şekilde gülümsemişti. Bu çocukta işime yaracak bir şeyler var gibi duruyordu. Çünkü şu ana kadar kimsenin onunla göz teması kurduğunu görmemiştim, korkulan biri olmalıydı ve planın bir kısmında ise yarar bir piyondu. Bu yüzden gülümsemesine daha samimi bir şekilde karşılık verip tabağıma birkaç şey aldım.

Duyduğuma kannat getirdiğimde masadan kalktım. "Ortak salona nasıl gideceğim?" Sorum Bella'ya yönelikti ama o cevap veremeden Riddle ayağa kalktı. "Ben oraya gidiyorum, birlikte gidebiliriz"

Sorarca ona bakıp itiraz etmek üzereydim ki insanların şaşkın bakışlarını fark ettim. Eğer onunla takılırsam daha az kişi beni rahatsız ederdi. Kafamla onayladım ve çıkışa doğru ilerlemeye başladım.

Kalabalık olan kısmı aştığımızda aşağıya inmeye başladık. Slytherin yatakhanesi zindandaydı,bunu biliyordum.

"Demek adın Regina, Regina Black"

"Evet" konuşma ilgimi çekmiyordu.

"Blacklerin kızı olduğunu bilmiyordum"

"Her şeyi bilmen gerekmediği içindir"

Kısaca gülümsedi, komik olan neydi ki? Tam tersi kötü hissedip susması gerekmez miydi? Oysa tam tersine sinir bozucu ve alaylı bir şekilde gülümsüyordu.

"Öfke problemlerin var değil mi?"

Şokla ona döndüm, bunu nerden bilebilirdi ki? Annem ve babam hariç kimsenin haberi yoktu. Önüme döndüm, boş atıp dolu tutmaya çalışıyordu.

"Fazlasıyla sakin biriyim"

"Ilvermorny'den atılmak üzereymişsin, neden?"

"Sorguda mıyım?"

"Sayılır, sadece meraktan soruyorum"

"Atılmak üzere falan değildim. Sıkıldım, ayrıldım"

"Okul birincisi olmana rağmen mi?"

Cevapsız bıraktım,kafam karışmıştı hakkımda bu kadar şey nasıl bilebilirdi ki? Belki de profösörler konuşurken duymuştur diye düşündüm. Slytherin yatakhanesinin önüne gelince Tom bir süre kapıya baktı.

"Safkan"

Kapı yavaşça açıldı, Tom'a baktım ve küçük bir şekilde gülümsedim. "Sağol marvolo"

Içeri girerken arkamdan seslenmesi ile durdum. "Neden Tom demiyorsun?"

"Içimden bir ses bunun seni rahatsız edeceğini söylüyor"

"Rahatımı umursayacak kadar sevdin yani beni"

Gülümsedim "Sana gıcık oldum" başka bir şey demesine fırsat bırakmadan kızlar tarafına ilerledim.

Odalar iki kişilikti, mektupta oda numaram yazdığı için bulmakta zorluk yaşamamıştım. Eşyalarımı düzgünce yerleştirip yatağa uzandım. Yarın çalışmalarımın ilk günüydü ve dinlenmem gerekiyordu.

***

"Hey, günaydın uyukucu" Bella'nın sesiyle gözlerimi araladım. Sakin ve kabussuz bir uyuku olmuştu. Gülümseyerek doğruldum. "Sana da günaydın bells"

Giymem gereken kıyafetleri alıp hızlıca üstüme geçirdim. Saçımı hızlıca tarayıp Bella'nın masanın üstündeki ders programına bakarak çantamı hazlardım.

Odadan inip kahvaltı sofrasına oturdum. Gözlerim kısaca masada gezdiğinde çok kişinin olmadığını gördüm,bu beni mutlu ederken yanıma oturan bedenle mutluluğum düştü.

Tom Riddle yüzünde pis bir gülümseme ile tabağına bir şeyler alıyordu.

"Günaydın Black''

Tamam itiraf etmeliyim ki günaydın demesini beklemiyordum o yüzden doğaçlama yapmaya karar verdim.

"Sana da günaydın Marvolo"

Yulaf kasesini eliyle işaret etti "çok güzel,denemelisin"

"Senin önerdiğin bir şeye dokunmam bile" derken sanki güzel bir şey demiş gibi şirince gülümsüyordum. Riddle bir şey demezken ağzıma birkaç şey atıp masadan kalktım.

Önüme bakmadan hızlı bir şekilde yürürken çarptığım bedenle durdum. Hızla kafamı kaldırıp çarptığım kişiye baktım, gözlüklü ve Ravenclaw cübbeliydi. Fazlasıyla yakışıklı olduğunu da itiraf etmem gerekiyordu.

"Çok üzgünüm, iyi misiniz?" Dedi çocuk.

Gülümsedim "iyiyim ve asıl ben üzgünüm."

"Sorun değil" yoluna devam etti. Hızlı bir kaç adımda yetişip kolunu yakaladım.

"Adın nedir?"

"Simon, Simon rodge" elini uzattı.

Gülümseyerek elini tuttum "Ragina Black"

"Ah sen şu yeni kızsın?"

"Evet, bir ara bana okulu gezdirir misin?"

Kafasıyla onaylamıştı ki omzumda bir el hissettim, çocuğun gülümsemesi yavaşça sönerken Tom konuştu. "Sana okulu ben gezdireceğim"

Yüzüne bakmak için fazlasıyla yukarı bakmam gerekiyordu ve bu beni sinir etmişti. Simon bir şey demeden giderken sadece el sallamıştım, yakışıklı olabilirdi ama tom'a bağırıp dikkatleri üstüme çekemezdim.
Omzumdaki elini ittim.

"Ben gezerim kendim"

"Zaten öyle yapacaksın"

"O zaman neden konuşmamı maffettin Marvolo?"

"Içimden bir ses bunu yapmamı söyledi"

***
Tom'un ağzından bölüm gelebilir ilerde...
Gelsin mi?

Şu anlık düşünceleriniz neler?

Dark queen and dark lord//Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin