BÖLÜM 1

21 2 0
                                    

"Nefes almak yaşamak demek değildir''

Ağlamak her insanın yaşadığı en karmaşık duygulardan bir tanesidir.Her insan mutlaka ağlar. Mutluluktan da olsa hüzünden de sinirden de.. Çünkü hayat her zaman insana farklı deneyimler yaşatır. Bu deneyimler ise duygularla dile getirilir. Ağlamak her zaman insanlar tarafından bir acizlik olarak görülse de ağlamak insana tecrübe katar bence . Bir insanın ağlamasına sebep olan duyguların tamamı hayatında onu olgunlaştıran olaylar olur. İnsan hangi sebepten ağlarsa ağlasın, yaşadığı tecrübe hayatının geri kalanını doğrudan etkiler. Her insan ağlama konusunda farklı olsa da hayat bir defa da olsa insana ağlamasını gerektirecek bir an verir. Ona da çok an verdi ağlayacağı . Yeri geldi çocukluğuna ağladı , yeri geldi yaşadığı ana , yeri geldi geleceğine ağladı. Göremediği annesine , yok sayılan benliğine ağladı . O kadar çok ağladı ki artık akıtacak tek bir yaşı kalmadı. O Vera Lema Adal. Türkiye'nin en büyük ve en tehlikeli iş adamı Bedir Adal'ın yasak aşkının ilk ve tek meyvesi. Babasından 4 sene saklanmış , babası tarafından bulununca da annesinden uzaklaştırılmış bir genç kız. Annesinin yüzünde tek hatırladığı yer kendi gibi mavi gözleri olan , 23 yaşında bir genç kız . Çocukluğunda her istediği yerine getirilmiş ama koca bir saraya kapatılmış güçlü durmaya çalışan bir kız... Okulun , arkadaşın ne olduğunu bilmeyen , yalnızca geceleri nefes alabilen bir kız ...

Elinde ki kahveden bir yudum alarak koca odada vaktini en çok geçirdiği televizyonun karşısına kuruldu. Dışarıda yağan yağmur ona günlerce döktüğü göz yaşlarını hatırlattı hep kıza. Şu anda olduğu gibi... Sevemedi hiç yağmuru ama huzur buldu her yağdığında. Çalan kapısı ile kapıya döndü genç kızın bakışları. Kapı açıldığında gülümsedi kız "Abi , hoşgeldin." dedi mutlulukla. Şu hayatta onu gülümseten tek insan Miraç Abisiydi. Aynı baba , farklı annenin çocuklarıydı onlar ama hiç bunu hissetmemişti genç kız . Abisi ona hem anne hem baba olmuştu.

"Güzelim , müsait misin?"dediğinde kız yerinde doğrularak koltukta yana kaydı. "Gel abiciğim , gel."dedi genç kız. Abisi küçük kardeşini kolları arasına alarak başına bir öpücük kondurdu. Genç kocaman gülümseyerek "Hoşgeldin abi."dedi. Abisi koca bedenini koltuğa bırakarak arkasına yaslandı ve "Hoşbuldum , güzelim. Hem de çok hoş buldum."dedi. Genç kız abisinin gülümseyen yüzünü görünce "Yoksa baban , yurtdışına mı gidiyor yine ?!"dedi hevesle. Abisi içten içe bu duruma üzülse de küçük kardeşinin babası yüzünden acılarla dolu bir çocukluk geçirdiğini bildiği için ona güzel bir yaşam sözü vermişti. "O gitmedi, biz gidiyoruz."dedi. Vera sevinçle ayağa kalkarak "Nereye gidiyoruz ? Temelli mi gidiyoruz? Abi sen ciddisin değil mi?"diye artarda sorular sorunca abisi kahkaha atarak "Evet ciddiyim. Bedir Adal , tehlikeyi atlatmış. Ben de daha fazla burada durmak istemediğini bildiğim için seni alıp buradan gitmeye karar verdim. Ankara'da bulunan şirketin başına geçiyorum."dedi. Vera sevinçle ayağa kalktı ve dans ederek "İşte bu , asıl yaşam benim için şimdi başlıyor."dedi büyük bir sevinçle.


Aynı zamanda çatı kapısının önünde çocuklarını dinleyen Bedir Adal , duyduklarıyla üzülmüştü. Ama üzülmesinin de bir anlamı olmadığını biliyordu , o en küçük kızının nefretini hakediyordu. Derin bir nefes alarak odanın önünden uzaklaştı. Bu saatten sonra kızının istediği gibi yaşamasına izin verecekti. Babasının bu üzgün halini gören Serra içten içe kıskanmıştı yine Vera'yı . Hem çok güzel olması hem de en büyük ilgiyi onun görmesi onu sinirlendiriyordu. Evet Serra en çok ilgiyi Vera'nın gördüğünü düşünüyordu. Çok nadide bulunan bir esermiş gibi saklanması , okulun , öğretmenlerin ayağına getirilmesi.. Bunlar hep onun istediği şeylerdi. Babasından çok istemişti özel öğretmenle eğitim görmeyi , üniversitede adını kullanmayı , tek bir katın ona ayrılmasını ama hiçbiri olmamıştı. Varsa yoksa Veraydı herkes için. Kimse Vera'yı bilmesin , kimse Vera'ya dokunmasın , kimse Vera'yı üzmesin. Serra içten içe ona karşı bir kıskançlık biriktirmişti içinde , onun bunlardan memnun olduğunu düşünüyordu. Oysa Vera'nın onun hayatını yaşamak istediğini bilse kendi hayatı daha değerliye binecekti onun için. Babasının arkasından aşağı indi Serra. İkisine güzel bir kahve yapmak en iyisi olacaktı. Serra'nın aşağı inişinin ardından Vera ile Miraç sarmaş dolaş aşağı inmeye başladılar. Bedir Adal ile konuşup ona bu izni verdiği için teşekkür edecekti çünkü o böyle öğrenmişti. Yapılan her iyiliğe teşekkür edecekti , minnettar kalacaktı . Serra Adal ona böyle öğretmişti. Her şeyine özendiği ablası ona her iyiliğin bir karşılığı olduğunu , iyilik yapana minnet etmesi gerektiğini söylemişti . Vera da öyle yapıyordu. Aşağı indiklerinde beraber kahve içen Serra Adal ve Bedir Adal , evin tek oğlunun yanında gördükleri kişiyle şaşkına döndüler. Vera Lema Adal , salona inmişti. Etrafı dikkatlice süzen kız salona göz attı uzunca. En son ne zaman inmişti buraya , hiç hatırlamıyordu. Çatıkatında kendine ait bir yaşam sürüyordu. Dans-sinema odası, mutfak , banyo her şey kendisine aitti. Babasının "Çocuklar , oturun."dedi. Miraç Vera'yı kolunun altına alarak koltuklara yöneldi ve çift kişilik koltuğa yerleştiler. Bedir Adal elindeki kahve bardağını sehpaya bırakarak "Nasılsın Vera?"dedi. Vera gülümseyen suratını düzelterek "İyiyim , sağolun."dedi. Bedir Bey rahatsızca gerildi yerinde , kızının ona sanki yabancıymış gibi davranması onu çok yoruyordu. Sırf bu yüzden katı davranıp ona babası olduğunu hatırlatmak istemişti ama bu aksine onu kendisinden uzaklaştırmasına sebep olmuştu. "Vera , benimle rahat konuşabilirsin , ben senin babanım."dedi rahatsız bir şekilde. Vera samimiyetten uzak bir gülüş takındı suratına. "Haklısın ama o odada dile kolay 20 sene her türlü acıyı , yalnızlığı tek başıma yaşayınca bir babam olduğunu unutmuşum. Kusura bakma."dedi. Babası derin bir nefes çekti içine "Özür dilerim. Biliyorum bu hiçbir şeyi unutturmaz ama özür dilerim. Benim tek amacım seni dışarıdan korumaktı."dedi acı dolu bir sesle. Vera kısa saçlarını kulağının arkasına attı. "Beni korumak mı , kendini korumak mı?" sonra alayla gülerek devam etti "Hani Miraç abim ve Serra ablam da senin çocukların ya , düzelteyim herkesin bildiği çocukların , onlara bu muameleyi gösterdin mi mesela ?"dedi. Bedir Bey başını olumsuz anlamda salladı. Daha sonra herkesin bildiği o gerçeği açıkladı. "Senin annen , Eda benim ilk ve tek aşkımdı. Ben ondan gelecek her şeye razıydım , hoş olmayan şeyler yaşandı Vera ve inan bana bundan hiç pişman değilim. Bana çok güzel bir hediye verdi , seni verdi. Annen korktu sakladı seni , ben de korktum . Korudum , kolladım. Ama kızdım annene, seni sakladı benden. Nefret ettim ondan, iliklerime kadar ama aynı zamanda da sevdim . Senin her anını gönderdim ben ona ; uyurken , Miraç'a gülerken , kahve içerken , ders çalışırken , dans ederken... Ama korktum. Anneni buldular , seni de bulurlar diye korktum. Serra'yı , Miraç'ı biliyorlar onlara dokunamazlardı ama sen.. Sen her kaçmaya çalıştıkça ben o korkuyla kendime hakim olamadım. Sana bir şey olacak korkusuyla kalbine ağrılar girdi Vera . Anla beni , affetme ama anlamaya çalış. Senden tek ricam bu."dedi acı dolu sesiyle. Vera cevap vermeden yanında bulunan Miraç'ın göğsüne sığındı . Çünkü eğer bir şey söylerse gözündeki yaşlar yanaklarına doğru akacaktı , istemedi bunu genç kız , özellikle ablasının önünde. Miraç derin bir nefes alarak "Baba , bu Ankara'da ki ev biraz eski ve şirkete uzak ya . Ben de dedim ki biz Vera ile bizim şu ortakların sitesinde ki şu geniş rezidanslardan birine mi yerleşsek?"dedi. Bedir Bey " Siz nasıl isterseniz oğlum? Eğer Vera olur derse gidip oradan ev bakın. Zaten çoğu eşyalı, bir şeye ihtiyacımız olursa da alırsınız zaten. Yiğit Ali de size yardımcı olur zaten."dedi rahatça. Vera abisine dönerek başıyla onayladı. Bedir Bey boğazını temizleyerek Vera'ya döndü. Vera'nın ürkek bakan mavi gözleri babasına dönünce babası derince bir yutkunarak sözlerine başladı . "Vera , kızım. Artık 23. yaşına geldin. Biliyorum seni hiç dışarı çıkarmadım , hiç insan içine sokmadım ama Ankara'da her şey farklı olacak. Ben abinle beraber şirketin başında olmanı ve tercümanlık yapmanı istiyorum."dedi. Vera şaşkınlıkla babasına bakarak "Bunu gerçekten yapabilir miyim? Çalışıp , insan içine girebilir miyim?"dediğinde Bedir Bey başı ile onayladı. Vera sevinçle abisine bakınca abisi ona kocaman gülümsedi. Serra duyduklarıyla iyice sinirlenmişti. Aniden ayağa fırlayarak "Baba , sen ne dediğinin farkında mısın ? Ben gecemi gündüzüme katarak çalışıyorum burada , sırf o şirketin başına geçebilmek için, sen Ankara'da bulunan şirketin başına Vera'yı mı veriyorsun baba?!"diye bağırdı. Vera'nın bedeni titremeye başlamıştı , aklına ablasının sinirle onu dövdüğü günler geldi. Vurduğu her yer yeniden sızlamaya başlamıştı sanki . Ne yaptığını bilmediği halde çok dayak yemişti ablasından ama kimseye söyleyememişti. Miraç kollarını sıkıca Vera'ya dolayarak Serra'ya döndü. "Kes sesini, sen buradaki şirket için uğraştın ama daha başında babam var. Ankara'da ki şirket için ben çalıştım, ben çabaladım. O şirketin başına geçmek benim hakkımdı ve ben bunu Verayla paylaşmayı kabul ediyorum. Sana laf düşmez."dedi sert sesiyle. Serra alayla gülümseyerek kardeşine döndü "Yani bir orospunun kızı , senin aynı anneden olan kardeşinden daha değerli. vay be !". Bu dedikleri bardağı taşıran son damla olmuştu. Vera yine şiddetli bir titreme nöbetine girmişken abisi onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Babası hızla ayağa kalkarak karşısında öfkeyle duran kızının yanağına geçirdi elini. Herkes sessizleşmişti , Vera da titremesini durdurmaya çalışıyordu. Çünkü bu sahneye hayatında ilk defa şahit oluyordu. Serra babasına şaşkınca bakarak Vera'ya ilerledi. Miraç onu daha sıkı sarınca Serra sinirle Vera'ya eğildi "Umarım geberirsin , Vera Lemâ Adal. siktir ol çık hayatımdan !" diye bağırarak yukarı çıktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 29, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BOŞLUK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin