Benim her şeyimdin. 15 yaşındaydım, ilk aşkımdın ve başıma gelebilecek en güzel şey sendin. Bana onca şey öğrettin, korkularımı seninle yendim. İlk kez seninle yüksekten korkmadım, ilk kez seninle karanlıkta huzursuz hissetmedim, ilk kez seninle keşfettiğim şarkılar oldu, ilk kez 17. Yaşını beraber kutladık. O zamanlar çok kısa olduğum için benimle dalga geçtiğinde öyle kırılırdım ki bir keresinde gece boyunca ağlamıştım sonra bunu sana yanlışlıkla söylediğimde bana kızmıştım, beni sevdiğin için öyle şeyler söylüyordun ama 15 yaşındaydım ve fazla alıngandım. Beni sevmeni o kadar çok özledim ki. 11 ay... Kocaman 11 ay... Hayatımın belki de en güzel 11 ayı olduğunu bilmeden yaşadım. Keşke seni daha çok sevseydim keşke zaman dursaydı ve biz hep o son bir ayda kalsaydık. Şimdi sen yoksun, gözlerin yok, güzel kokun yok, güzel sesin yok, en sevdiğim renk yok, şarkımız yok, en sevdiğim şarkı yok, batıl inancım yok, uğurlu sayım yok. Artık puzzle yapmayı sevmiyorum, boya kullanmıyorum, çiçeklerim açmıyor. En çok korktuğum şey gerçekleşiyor ve sanırım sesini unutuyorum. Bunu istemiyorum bunu istemiyorum, delirecekmiş gibi hissediyorum. Kırık aynama bakıyorum. Boyum uzamış, büyümüşüm ama içimdeki çocuk seninle beraber gitmiş. 17. Yaşın kutlu olsun birtanem. Ben 19 olacağım ama senin 17. Yaşını dördüncü kez kutluyorum. Keşke seni yaşatabilseydim, seni çok seviyorum.