#vol2
Hiç tereddütsüz uzatmıştım elimi. Elimi verecek kadar güveniyordum, gözlerindeki küçük ışıktan bir an olsun çekmek istemiyordum gözlerimi, o kadar çok seviyordum işte. Öyle ki saçını boynundan kıskanıyordum bazen ama saçlarına da aşıktım. Gözlerine, sus çizgisine, çenesindeki benlere, sesine, hastalıklı gelebilir ama parmaklarını parmaklarıma geçirişine bile aşıktım. Çok aşıktım, aşkımdan bir toz bile eksilmedi. Şimdi yine yanyanayız. Ben denize o bana bakıyor. Hisseyorum. O nasıl hissediyo, beni benim onu sevdiğim kadar seviyor mu acaba? Onun da benim kalbimi öpesi geliyor mu? Bakmaya kıyamadığı zamanlar oluyor mu? Karnındaki kelebekler boğazına kadar uçuyor mu? Gözlerimi denizden alıp gözlerine ne zaman çevirdim bilmiyorum. Ağlayısım geliyo nedenini hala çözemedim. Ellerimi kontrol edemiyorum artık çoktan yüzünü avuçlarımın arasına almışım. O kadar seviyorum ki bazen gerçek olup olmadığını sorguluyorum. O kadar fazla sessiz kaldık ki sonunda güzel sesi doldu kulaklarıma. "Hiç kimse bana sen gibi bakmaz" dudaklarım iki yana kıvrıldı. "Hiç kimse sana ben gibi bakmaz, bakamaz"
Hiç kimse sana ben gibi bakmaz. Uçtun diyelim göklere deydin. Peki ya sonra??