❣️Gözlerin Kalbi❣️

10.8K 841 200
                                    

Selamün Aleyküm Kardeşlerim

Bu bölümü Eymen'in ağzından dinleyeceğiz. Hep İpek'in ağzından yazmak istemiştim ama bazı şeylerin anlaşılması için Eymen'in ağzından dinlemenin en iyisi olacağını düşündüm.

Yorumlarda buluşalım :)

İyi okumalar...

Buyrun bölüme♡♡

[EYMEN]

Merhamet... Kalbe değen merhametti benimkisi. Ruhumu bir annenin çocuğunu eğittiği gibi anlayışla, sevgiyle, masumiyetle saran merhamet... Ruhumu gülümseten cennetim...

Liseye ilk başladığım gün gördüm onu. Öyle çok gülümsüyordu ki istemsiz bende gülümsüyordum. Ona bakarken arada babam ile konuşmam çınlıyordu kulaklarımda. Çünkü onun yanında kendimi unutabiliyordum. Sadece onu izlemek istiyordum.

"Oğlum... Gözlerimiz görmemize yarayan organımızdır. Okulda bunu öğrendin, öğreneceksin. Gözün işlevini anlatan daha nice bilgiler öğreneceksin. Onları iyi dinle ki göz gibi bir nimete sahip olduğun için şükret, onu verenin yüceliğine tekrar tekrar şahit ol. Unutma oğlum, gözlerin de kalbi vardır. Nasıl biri seni üzünce kalbin acıyorsa, gözlerin de tanık olmaması gereken şeyleri gördüğünde içi acır, acımalı. Gözlerin kalbi acır oğlum..."

Babamın anlattıklarını pür dikkat dinlemiştim. Gözlerin kalbi... Gözlerin de canı acırmış...

"Gözlerin kalbi mi? Peki ona kim teselli verecek? Ben üzüldüğümde sen bana teselli veriyorsun baba. Gözlerim için ne yapacağız?"

Sıralamıştım sorularımı. Kendimce çıkardığım sonuçlarla sıralamıştım.

"Göz kapakların oğlum. Gözlerinin kalbini göz kapaklarınla koruyacaksın. Nasıl tozdan gözlerimiz korunsun diye gözlerimizi kapatıyorsak, gözlerimizin kalbini korumak için de göz kapaklarımızı kullanacağız..."

"Baba gözlerin kalbi derken ne demek istiyorsun?"

Anlamamıştım. Anlamak için sormak istemiştim.

"Rabbimizin rızasıdır oğlum gözlerimizin kalbi. O kalbe iyi bak. Rabbimizin rızasını gözet oğlum. Harama bakmayasın. Gözlerini helaline saklayasın..."

"Rabbimin rızası mı? Tamam baba. Gözlerimin kalbini kırmamak için elimden geleni yapacağım. Onu koruyup gözeteceğim. Ona Rabbim için iyi bakacağım. Helalime saklayacağım..."

Rabbim deyince akan sular dururdu bende. Onun için, o zaman babama Rabbime olan bağlılığımla söz vermiştim.

Gözlerimin kalbi acıyordu. Gözlerimi ondan çekemiyordum. Öyle güzel gülümsüyordu ki yüzü düşsün istemiyordum. Dokuzuncu sınıfım onun tatlı gülüşünü izlemekle geçti. Onun gülüşüne karşılık gülümsememle geçti. Gülümsemenin kalbimi hızlandırdığını öğrendim.

Onuncu sınıfta artık kendime sanki yanımda babam varmış gibi nasihatler veriyordum. Ona bakmayacaksın Eymen. Evet ona bakmayacaksın. Kalbin hızlansa dahi gözlerinin kalbini unutmayacaksın. O senin helalin değil. Hani gözlerini helaline saklayacaktın? Hem o artık öyle gülümsemiyor. Evet kalbinin çok hızlı atması için bir sebep yok. Evet evet o bende var ama kalbimin içinde. Evet onu koruyacağım. Onun kalbini kırmamak demek gözlerimin kalbini kırmamak demek. Evet ben onu koruyacağım. Onun üzüleceği harekette bulunmayacağım. Onu üzmeyeceğim. Bir gün kalbimde gülümseyecek. Ona rahatça gülümseyeceğim. Onu kalbimde güzel ağırladığım için bana teşekkür edecek...

On birinci sınıfta okulun koridor ve basamaklarını ezberlemiştim sanki. Ona olan sevgime sahip çıkmak için çabalıyordum. Gözlerimin kalbine iyi bakmak için çabalıyordum. Onun kalbinin kırılması, göz kapaklarımın onu hedef alan bakış için açılmasıydı.

Lisede son senem. Artık o benimle. Yan yana olmasak da, el ele tutuşmasak da ondan hiç ayrılmıyorum. Sabah uyandığımda yanımda hissediyorum onu. Yemek yerken, kitap okurken, kardeşimin soğuk esprisine dahi gülerken yanımda. O benden ayrılmıyor. Benimde onu bırakmaya niyetim yok. Çünkü o benim ruhum ve kalbim. Benim adım Eymen ama ben masumiyetini kaybetmemiş İpek'im. Artık ben o'yum...

Ben yedinci katta değil, dördüncü katta oturuyorum. Asansöre her binişimde yedi diye yazılan dörde basıyorum. Dört ile yediyi karıştıran ben, dört ile yediyi ayıramıyorum. Ben ondan ayrılamıyorum.

Dolan gözlerimi kırpıştırıp gözlerimi Mustafa Amcaya çevirdim. Babam ile evlilik hakkında konuşuyorlardı. Sanıyorum ki annemgil de bu meselede yoğunlaşıyor. İpek neler düşünüyor, bilmiyorum. Görüşmeyi dahi kabul eder mi, bilmiyorum. Bildiğim tek şey, onun kalbini asla kırmayacağım.

Parmaklarımı karanlığa sürükledim ben. Onları şahit tuttum ayıbıma, günahıma. Sevgimi incittim. Cennetim olarak gördüğüm sevgimin kalbini kırdım. Bu sefer gözlerimin kalbinin kırılması ile olmadı. Nefsimin bir çeşit oyunu ile kırdım sevgimi. Kahroldum...

Yaptığım her mahcubiyetliğimin ardından tövbe ile buluştum. Müslümanın yanında ömrünün sonuna dek taşıdığı tövbe ile tanıştım, önemini bir kez daha kavradım. Cennetim olarak görmek istediğim sevgime kavuşmak için dua ettim. Bütün hatalarıma, günahlarıma rağmen tövbeleri kabul eden Rabbime sığınıp bağışlanma istedim. Ben, Rabbimin beni bağışlayıp bana bahşettiği sevgi ile hem dünyada hem ahirette bir arada olmak istedim, istiyorum. Rabbimin rızası için onunla evlenmek istiyorum. Gözlerimin kalbine helalim ile mutlu olarak gülümsemek istiyorum. Onu cennetim olarak görmek, onun kalbini acıtmadan onu sevmek istiyorum...

Salon kapısının tıklatılmasıyla başımı kaldırdım. Yanımda oturan Faruk'a döndüğümde hemen yerinden kalkmıştı. İçimdeki heyecana anlam veremezken Faruk salondan çıkmıştı. Gözlerim babamgile kaydığında yüzlerindeki gülümseme ile bana baktıklarını gördüm. Bu hâllerine gülümseme gereği duydum. Ne olduğunu anlayamamıştım çünkü.

Kapının açılmasıyla başımı çevirdim. Faruk kapının önünde dikiliyordu. Neden oturmuyor diye düşünürken sözleri üzerine kalp atışlarımı hissettim.

"Abi, İpek Abla ile görüşme yapacakmışsınız..."

❣️

Bölüm nasıldı?

Eymen?

Eymen'in babası?

Gözlerin kalbi?

Düşüncelerinizi yazarsanız sevinirim. Bu bölümü yazabildiğim için mutluyum. Ne kadar oldu bilmiyorum ama güzel sevmenin değerli oluşunu bir kez daha anladım. Siz neler düşündünüz?

Kendinize iyi bakın. Allah'a emanet olun. Selametle ✋🏻

Selametle/Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin