38' Üç yüz kırk üç

19 2 0
                                    

25 Mart 2021

Seni aksattığımı düşündüğün oluyor mu?

Ben çok düşünüyorum çünkü.

Bana kırılırsan diye ödüm kopuyor.

O zaman neden gelmiyorsun, diye soracaksın.

Belki de sormazsın, çünkü bunun sebebi de eminim seninle konuşma fırsatım olsa kendime odaklanmamı söyler dururdun.

Belki de sana sürekli kırılıp kırılmadığını sorduğumda kızıyorsundur bana, ben sana nasıl kırılayım, diye.

Çok düşünüyorsun biraz rahatla, diye.

Bilmem, duyuyor gibiyim bu cümleleri.

Hem annen de böyle demişti bana. Böyle azarlamıştı.

Biliyor musun Jimin, ben güçlendiğimi hissediyorum. Geçmiş o kadar da yakmıyor canımı.

Alıştım mı yoksa?

Emin değilim ama kalbimin eskisi kadar kolay kırılmadığı kesin.

Artık geçip gidenlere ağlamıyorum mesela. Yazık oldu deyip geçiyorum. Onlar duymasa bile bana yaşattıkları deneyimler ve verdikleri dersler için teşekkür ediyorum.

Sen değil, SEN DEĞİL!

Sana nasıl, yazık oldu, diyebilirim ki?

Hem sen beni duyuyorsun da, teşekkürlerimi ve özürlerimi duyuyorsun.

Duymuyorsan... Ay'a kız.

Seni benden korumak istediğini anlıyorum ki haklı da ancak bu konuda bencilim, sana ihtiyacım var.

Bazen gerçekten çok yanıyor canım.

Ama belli edemem bunu, tüm çığlıklarım ve hıçkırıklarım boğazıma dizilip kan kusturana kadar sıkışmak zorunda.

O yüzden boğazım acıyor, ama olsun. Kan kusmama daha çok var. Dayanırım ben. Hiçbir şey yaşamadım ki hem, çok küçüğüm daha.

Gerçi... Sen de çok küçüktün, sana gerçek anlamda da kan kusturdular. Boğazın ne denli acıyordu kim bilir. O halde bile ameliyathaneye açılan koridorlarda bizleri sevdiğini bağırmaktan vazgeçmedin hiç.

Şahit olduğum şeyler gerçekten dehşet verici, bunları görmeden gittiğin için içim rahat bir yandan da.

Buradakiler için de endişelenme, oradan içler acısı görünüyoruz belki de ama bana güven. Biz iyiyiz.

Onlar da seninle benim kadar yakından konuşuyorlar mı bilmiyorum ama iletişiminiz olmasa bile hâlâ hissediyorlar senin sevgini. Bu yüzden iyiler.

Şimdi sevgi dolu bağırışların hastane duvarlarında yankılanmasa da, sessiz haykırışların yankılanıyor yüreğimizde.

Sen yüreğimi terk etme yeter.

Sadece o sessiz haykırışların değil, umursamaya vakit bulamadığımdan kartlaşmaya başlamış saçlarımın arasında dolanan parmakların da hissettiriyor sevgini.

Öyle ya, ben en çok gür saçlarını severdim.

Ama işin aslı, onları hiç okşayamadım, geç kaldım.

Şimdi benim beceriksizliğimin yarattığı boşluğu sana yapmam gereken şeyi bana yaparak doldurmaya çalışıyorsun.

Çaban için teşekkür ederim, yine de bu beni iyi hissettirse bile asla pişmanlığıma engel olamayacak.

Kendimi hırpalıyor muyum bilmiyorum.

Hırpalıyorsam da hak ediyorum.

Boşver sen beni, şişirdim bak yine başını.

Bırak bu gece saçların açık kalsın,

Ay tozları karışsın kahvelerine,

Bu sefer ışıklarını Güneş'ten değil,

Senden alsınlar.

Senden alsınlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
En Çok Gür Saçlarını Severdim ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin